Kuran evrenin düz (‘flat universe’) olduğunu 1400 yıl önceden haber veriyor.

Yüce Allah 21:32 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

2513|21|32|وَجَعَلْنَا ٱلسَّمَآءَ سَقْفًا مَّحْفُوظًا وَهُمْ عَنْ ءَايَٰتِهَا مُعْرِضُونَ

Ve cealne s-semâe sakfen mahfûzâ(mahfûzen), ve hum an âyâtihâ mu’ridûn(mu’ridûne).

Ve yaptık göğü bir tavan; korunan/korunmuş; ve onlardır ayetlerimizden yüz çevirenler.

 

(ٱلسَّمَآءَ) s-semae kelimesi kökü (سمو) gök-sema (heaven) anlamındadır.  Hans Wehr 4th ed., page 504 (of 1303)

(سَقْفًا) sekfen kelimesi kökü (سقف) tavan (roof-ceiling) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 484 (of 1303)

(مَّحْفُوظًا) mehfuzen kelimesi kökü (حفظ) korumak (protect, preserve, guard) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 220 (of 1303)

Tekil olarak gök anlamına gelen s-sema (ٱلسَّمَآءَ) (سمو) kelimesi yeryüzünün üstünden başlayıp tüm evreni kapsar. Evrenin kendisi de bir göktür-semadır. Kuran’a göre evren içinde de birçok gök vardır. Galaksiler birer göktür. Galaksilerin bir bölgesi (nebula) gök olabilir. Güneş sistemimiz bir göktür. Başka yıldızların sistemleri birer göktür. Dünya’nın atmosferi bir göktür. Dünya’mız dışındaki gezegenlerin atmosferleri de bir göktür.

Kuran'da gök, gökler, 7 gökler kelimelerinin geçişini detaylı incelemek için lütfen tıklayınız. 

Açıkça görülür ki tekil gök (ٱلسَّمَآءِs-sema kelimesinin Kuran’da geçtiği pasaj ve anlam çok önemlidir. 21:32 ayetinde tekil gök (ٱلسَّمَآءِs-sema kelimesi tüm evren için kullanılmıştır.

Şimdi Allah’ın izni ile delillerimizi sunalım;

Tekil gök ((سمو), sema): Tüm evren olarak kullanımına bazı örnekler;

Aşağıdaki örnek ayetlerde Yüce Allah tekil gök ((سمو), sema) kelimesini tüm evren için kullanmaktadır.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

4720|51|47|وَٱلسَّمَآءَ بَنَيْنَٰهَا بِأَيْي۟دٍ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ

Ves semae beneynaha bi eydin ve inna le musiun.

Biz göğü (evreni) 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz.

3613|34|9|أَفَلَمْ يَرَوْا۟ إِلَىٰ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ إِن نَّشَأْ نَخْسِفْ بِهِمُ ٱلْأَرْضَ أَوْ نُسْقِطْ عَلَيْهِمْ كِسَفًا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لِّكُلِّ عَبْدٍ مُّنِيبٍ

E fe lem yerev ila ma beyne eydihim ve ma halfehum mines semai vel ard, in neşe'nahsif bihimul arda ev nuskıt aleyhim kisefen mines sema, inne fi zalike le ayeten li kulli abdin munib.

Onlar gökten (evren) ve yerden ne kadarını önlerine serdiğimize, ne kadarını da kendilerinden gizlediğimize bakmazlar mı? Eğer Biz dileseydik, onları yerin dibine geçirir ya da göğü başlarında paralardık. Şüphe yok ki bütün bunlarda, O'na yönelen her bir kul için mutlaka alınacak bir ders vardır.

5930|86|1|وَٱلسَّمَآءِ وَٱلطَّارِقِ

Ves semai vet tarık.

Göğe (evrene) ve Tarık'a andolsun,

 

İncelememize devam edelim;

Yüce Allah 21:32 ayetinde göğü (evreni) bir tavan ((سَقْفًا) sekfen) yaptığını açıkça belirmiştir.  (سَقْفًا) sekfen kelimesi Kuran’da başka bir ayette daha geçer ve bize inanılmaz bir işaret verir.

Yüce Allah 43:33 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

4356|43|33|وَلَوْلَآ أَن يَكُونَ ٱلنَّاسُ أُمَّةً وَٰحِدَةً لَّجَعَلْنَا لِمَن يَكْفُرُ بِٱلرَّحْمَٰنِ لِبُيُوتِهِمْ سُقُفًا مِّن فِضَّةٍ وَمَعَارِجَ عَلَيْهَا يَظْهَرُونَ

Ve lev la en yekunen nasu ummeten vahıdeten le cealna limen yekfuru bir rahmani li buyutihim sukufen min fıddatin ve mearice aleyha yazherune.

İnsanlar bir tek ümmet haline gelmeyecek olsalardı, Rahman'ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını ve merdivenlerini gümüşten yapardık.

 

Görüldüğü gibi 43:33 ayetinde evlerin tavanına 21:32’deki gibi aynı kelime olan ((سَقْفًا) sekfen) kelimesi ile işaret edilmiştir.

Eski dönemde Mekke’de evlerin tavanı nasıldı?

Bir Endülüs Coğrafyacısı olan ‘Ibn Jubayr’ ‘İbn-i Cübeyr’ Mekke ziyaretinde Mekke’deki evleri tarif etmiştir (M.S. 1183-1185). Mekke’deki evlerin tavanının düz olduğunu; gece tavanda uyuduklarını; hatta gece gece üşüdükleri için bir battaniye örttüklerini yazmıştır. Bu da bize peygamberimiz döneminde de Mekke’deki evlerin tavanının düz olması gerektiğini işaret eder. Kâbe’nin tavanının düz olduğunu da biliyoruz. Günümüze kadar düz gelmiştir. Değişiklik yapılması beklenmez.

Mekke’deki evler ile ilgili çok güzel bir makale var. Lütfen aşağıdaki linkten okuyunuz.

https://kuranmucizeler.com/images/mekke_evleri_tavan_duz/Saudi_Aramco_World _ Homes_of_Old_Makkah.html

Ayet bu kelime anlamları ile tekrar değerlendirildiğinde göğün (evrenin) düz bir tavan gibi olduğu anlaşılır.

Gece gökyüzüne baktığınızda, hatta Hubble teleskopu ile evrenin en uzak yerlerine baktığınızda evrenin bir tavan gibi düz olduğunu görürsünüz. Hangi yöne barsanız bakın düz bir evren görürsünüz. Bu tavan bizi her yönden sarmaktadır. Dünya üzerinde hangi noktada olursanız olun (örneğin Güney yarım küre) göğe baktığınızda düz bir evren görürsünüz. Düz bir tavan görürsünüz.

Kafanız biraz karışmış olabilir. Şimdi evrenin düz (‘flat’) olduğunu modern bilimin nasıl keşfettiğini inceleyelim. Ayrıca basitleştirilmiş örnekler ile anlamayı kolaylaştıralım.

Göğün (Evrenin) şeklinin düz olduğu nasıl keşfedildi?

Evrenimiz o kadar büyük ki evrenin şeklini tahmin etmek gerçekten çok güç. Modern bilim için bile oldukça güç. Özellikle üst boyutlar devreye girdiğinde.

Bilim adamları evrenimizin şeklini tespit etmek için onun ilk bebeklik resimlerine bakmayı düşündüler. Uzaya fırlatılan Microwave Anisotropy Probe (WMAP) uydusu evrenin ilk bebeklik fotoğrafını çekmeyi başardı. Buna mikrodalga arka plan ışıması adı veriliyor.

Bu resimde yapılan incelemelerde aşağıdaki gibi evrenin düz olduğu %1’lik ölçüm farkı ile tespit edildi.

kozmik arka plan isimasi resmi evren duzdur korunmus tavan sema gok

 

Evren nasıl düz olabilir?

Bu noktada iyi anlaşılması gereken bir durum vardır. Evrenimiz 3 uzay boyutuna (yön) sahiptir (sağ-solileri-geriyukarı-aşağı). Bu 3 boyutlu uzay hiperuzaydaki ('higher-dimensional bulk') 4. uzay boyutunda kıvrılmaktadır. Bunu anlamak için şu şekilde bir örnek verilebilir. Elimizde 2 boyutlu bir obje olsun. Bir kâğıt üzerine ufak bir karınca çizin. Bu karınca 2 boyutta yaşamaktadır. Kâğıt içinde sağa-sola ve ileri-geri hareket edebilir. 3. boyut olan yukarı-aşağı hareket edemez. 3. boyuta çıkması mümkün değildir. 3. boyutu hayal bile edemez. Tabii ki biz insanlar kadar zeki değilse :). Şimdi küçük karıncamızın içinde yaşadığı evrenini (2 boyutlu evrenini) bir üst boyut olan 3. boyuta kıvıralım. 3 boyutlu ne vardır elimizde? Futbol topu 3 boyutludur. Karıncanın içinde yaşadığı 2 boyutlu kâğıt ile 3 boyutlu olan futbol topunu tamamen saralım. Yapıştırıcı kullanarak topun her yerini 2 boyutlu kâğıt ile muntazam şekilde kaplayalım. Şimdi düşünelim. 

Karınca halen 2 boyutta ve düz bir evrende yaşamaktadır. Karıncaya göre onun evreni düzdür. Onun için bir fark oluşmamıştır. Yine sağa-sola veya ileri-geri gidebilmektedir.  Fakat 3. boyutu algılayamadığı için kâğıt içinde hareket ettiğinde farkında olmadan bir üst boyutta da hareket etmektedir. Topun etrafını dolanabilir mesela. 

Şimdi aynı örneği içinde yaşadığımız 3 uzay boyutlu evrenimize uygulayalım. Karınca nasıl 2 boyutta hapsolmuş ise biz de 3 boyutta düz bir evrende hapsolmuş durumdayız. Bir üst boyutu algılayamıyoruz (karınca da algılayamıyor). İşte bizim 3 uzay boyutlu evrenimiz de 4. uzay boyutunda kıvrılmıştır. Bir kâğıt gibi Picard hunisinin yüzeyine sarılmış gibidir. Evrenimiz Picard hunisinin içinde değildir. Yüzeyini sarmaktadır.

Evrenimiz düzdür (flat) ve bir kenarı yoktur. 

Aşağıdaki resimde evrenin olası şekilleri gösterilmiştir. Evrenin sağdaki gibi düz olduğu ispatlanmıştır

snap universe shape korunmus duz tavan gok evren duz kuran mucizesi

 

Karıncanın içinde yaşadığı evren düzdür ama bir üst boyuttaki futbol topuna kıvrıldığında sanki eğimliymiş gibi görünür. Bizim evrenimiz de bir üst boyuttaki Picard hunisi etrafına Yüce Allah tarafından sarılmıştır. Ama evrenimiz bizim için düzdür.

Evrenin düz olması ve Picard hunisi şeklinde bir üst boyuta kıvrılması ile ilgili daha detaylı bilgiyi aşağıdan okuyabilirsiniz.

Sura üfleme: 1. üfleme=Evrenin fantom karanlık enerji ile yırtılması ve kıyamet. 2. üfleme=Yeni evrenin oluşumu

Yakın zamanda uzaya fırlatılan Planck uydusu mikrodalga arka plan ışımasının çok daha detaylı görüntüsünü elde etti. Planck uydusunun sağladığı veriler uzun süre tartışıldı. İlk başlarda kapalı evren şekli yönünde görüşler olsa da yerçekimi merceklenme 'gravitational lensing' değerlerinin dikkate alınması ile kesin karar verildi. Planck topluluğuThe Planck Collaboration’ yaptıkları detaylı analiz ve kontroller sonrası Planck verilerinin evrenin düz olduğunu gösterdiğini raporladırlar.

Aşağıdaki resimde Planck uydusu görülmektedir. 4 yıl süren bir taramadan sonra evrenin resmini çekebildi. 

planck uydusu kozmik arka plan goruntu gok bir tavan korunmus

Planck uydusunun elde ettiği en detaylı kozmik arka plan ışıması görüntüsü. Evrenin şeklini belirlemek için kullanılıyor. Bilim adamları bu şekil üzerinden analiz yapıyor. 

cosmic microwave background kozmik arka plan goruntusu evren duz duz bir tavan korunmus tavan gok 

 

Evet; evrenimiz düzdür (‘flat’).

En gelişmiş Planck uydusu bunu net olarak ispatladı. Aynen 22:32 ayetinde Yüce Allah’ın belirttiği gibi düz bir tavan.

 

22:32 ayetinin yüzyıllardır yanlış anlamlandırılmasının nedeni nedir?

22:32 ayeti günümüze kadar çoğunlukla yanlış anlamlandırıldı ve şimdiye kadar Kuran düşmanları tarafından Kuran’da hata var diye kullanıldı.

Ayetteki gök (ٱلسَّمَآءِs-sema kelimesi atmosfer gibi düşünüldü. Gök atmosfer olunca, gök de tavan gibi düz olunca Kuran’da Dünya’nın düz olduğu işaret ediliyor bile dendi. 

Hataya düşmelerinin bir nedeni 22:32 ayetindeki (مَّحْفُوظًا) mehfuzen (korunmuş) kelimesidir. Bu kelime ile gök (ٱلسَّمَآءِs-sema kelimesi bir araya gelince direkt olarak 41:12 ayeti akıllarına gelmiş olabilir. Başta mantıklı gibi gelse de bu yanlış bir yaklaşımdır. Zaten Yüce Allah bu yanlışa düşmemenin işaretlerini bize bildirmiştir. Bizim görevimiz bu işaretleri takip etmektir.

Yüce Allah 41:12 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

4228|41|12|فَقَضَىٰهُنَّ سَبْعَ سَمَٰوَاتٍ فِى يَوْمَيْنِ وَأَوْحَىٰ فِى كُلِّ سَمَآءٍ أَمْرَهَا وَزَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنْيَا بِمَصَٰبِيحَ وَحِفْظًا ذَٰلِكَ تَقْدِيرُ ٱلْعَزِيزِ ٱلْعَلِيمِ

Fe kadahunne seb'a semavatin fi yevmeyni ve evha fi kulli semain emreha ve zeyyennes semaed dunya bi mesabiha ve hıfza, zalike takdirul azizil alim.

Böylece onları, iki günde yedi gök halinde takdir edip her göğe kendi iş ve oluşunu vahyetti. Ve biz, dünya (en yakın-en alçak) göğünü parıltılı-ışıltılı cisimlerle (kutup ışıkları) ve bir korumayla donattık. İşler bunlar Aziz ve Alim olanın takdiridir.

 

41:12 ayeti ile 22:32 ayetindeki s-sema (gök) kelimesinin işaret ettiği yerlerin farklı olduğu hemen görülür. Yüce Allah korunan Dünya atmosferi için (ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنْيَا) (‘semaed dunya’) (Dünya seması-göğü)-(yakın gök) tamlamasını kullanmıştır. Kuran’da 3 ayette geçer (37:641:1267:5). Dünya göğü en bize en yakın gök olup Dünya’mızın atmosferidir.

22:32 ayetinde ise korunan kelimesi kullanılmış ama bu sefer (ٱلدُّنْيَا) dünya kelimesi kullanılmamıştır. Tek başına (ٱلسَّمَآءَ) s-sema kelimesi kullanılmıştır. Bu da açıkça gösterir ki 22:32 ayetindeki (ٱلسَّمَآءَ) s-sema kelimesi Dünya atmosferi için kullanılmamıştır. 41:12 ayetindeki korunan yakın gök Dünya atmosferidir. 22:32 ayetindeki korunan gök ise evrendir. Tıpkı 51:47, 34:9 ve 86:1 ayetlerinde kullanıldığı gibi.

 

Evrenimizin tavan gibi düz olduğunu Kuran’dan anladık. Peki, korunmuş olması nasıl açıklanabilir?

Evrenimiz düzdür ve bir üst boyuta Picard hunisi gibi kıvrılmıştır. Evrenimizi bir üst boyuttan saran yine düz ve iki boyutlu (2D) bir membrane (zar) vardır. Bu zar düz olan tavanımızı bir üst boyuttan sarar. Düz olan evrenimizi bir üst boyuttan saran ve kendisi de 2D bir kâğıt gibi düz olan zar Levh-i mahfuzdur. Bu konu ile ilgili daha detaylı bilgi almak için lütfen aşağıdaki makaleyi mutlaka okuyunuz.  

Levh-i mahfûz nedir? Korunan bir levha

Holografik evren prensibi içinde bu 2D (2 boyutlu) zardan (Levh-i mahfuz) gelen kuantum bilgileri ile evrendeki her şey ama her şey canlanır. 2D zardan evrene yansıyan kuantum bilgileri ruhla taşınır ve evrendeki her şeye canlılık kazandırır.

2015 yılında yapılan bir çalışmada holografik evren prensibi ile düz evren modelinin tam bir uyumluluk içinde çalıştığı matematiksel olarak gösterildi. 'Entanglement Entropy in Galilean Conformal Field Theories and Flat Holograph', Physical Review Letters, 2015 DOI: 10.1103/PhysRevLett.114.111602

Dikkat edilirse; Levh-i mahfuz korunan levha-zar demektir. Anlaşılan hem evrenin düz olan tavanı ve onu bir üst boyuttan saran 2D zar korunmakta.

Neyden, neden ve nasıl korunmaktadır?

Bu konuyu modern fizik açıklayabilir. M-teorisi evrenimiz ve evrenimiz dışını (hiperuzay, 'higher-dimensional bulk') açıklayabilen en iyi teoridir. Kompleks matematiksel denklemler ile evrenin işleyişini açıklar. Bu teoriye göre evren kapalı uçlu ve açık uçlu sicimlerden-iplerden oluşmaktadır. Bu sicimler tek (1D) boyutta titreşirler.

Bu sicimlerin Yüce Allah'ın melekleri olduğunu daha önceden incelemiştik. 

İkişer ve üçer ve dörder kanatlı melekler: Evrenin yaratılışı-M-teorisi-İki kanatlı melekten 11 kanatlı meleğe dönüşüm

Evrenimizdeki 4 temel kuvvet de bu sicimlerden oluşur. Bu kuvvetler aşağıda verilmiştir;

  • Kütle çekim (yerçekimi) kuvveti
  • Elektromanyetik kuvvet
  • Güçlü nükleer kuvvet
  • Zayıf nükleer kuvvet

Yerçekimi kuvveti diğer 3 kuvvete göre inanılmaz derecede daha güçsüzdür. 1040 kat daha güçsüz. İnanılmaz. Bunun nedeni diğer 3 kuvvetin D-branes adı verilen zarlara (membrane) bağlı olmalarıdır. Açık uçlu ('open strings') sicimlerden oluşurlar. Açık uçlar D-brane'e bağlıdır. Bu nedenle çok kuvvetlidirler. Yerçekimi kuvvetini oluşturan graviton ise kapalı uçlu ('closed strings') sicimlerden oluşur. Diğer 3 kuvvet evrenimize özgündür ve çok güçlüdürler çünkü bağlı oldukları D-brane'den başka yere gidemezler. Yerçekimini oluşturan sicimler ise kapalı uçludur (halka gibi). D-brane'e bağlı olmadığı için evrenimiz dışında (hiperuzayda, 'higher-dimensional bulk') da etkilidir. Hatta hiperuzaydan evrenimize kaçtığı-sızdığı düşünülmektedir. Hiperuzayda ('higher-dimensional bulk') çok yoğun olduğu, az bir miktarının evrenimize kaçtığını düşünülüyor. Bu az miktarda kaçış yerçekimi kuvvetinin diğer 3 kuvvete göre çok çok az olmasını açıklamaktadır.

Yerçekiminin hiperuzayda 'higher-dimensional bulk' evrenimizdekine göre çok çok kuvvetli olduğunu Kuran bize bildirmektedir. Konuyu daha iyi anlamak için lütfen aşağıdaki makaleyi okuyunuz. 

Kuran’a göre zamanın göreceliği-zaman genişlemesi (‘time dilation’): Hız ve Yerçekimi

Görüldüğü gibi hiperuzaydaki 'higher-dimensional bulk' çok güçlü yerçekiminden evrenimiz ve onu bir üst boyuttan saran 2D zar korunmaktadır. Bu korunma olmasaydı evrenimiz hiç oluşamazdı muhtemelen. Evrendeki yerçekiminin şu anki yerçekiminden 1040 kat daha güçlü olduğunu bir düşünün. Evren genişleyemeden içine çökecekti. Yüce Allah evreni korunmuş düz bir tavan yaparak en güzel şekilde oluşmasının şartlarını da oluşturmuştur.   

 

Kuran’da M-teorisinin (Süper Sicim Teorisi, 'Super String Theory') doğru olduğunu destekleyen birçok ayet vardır. Aşağıdaki makaleleri okuyup biraz araştırma yaptığınızda Allah'ın izni ile göreceksiniz ki Kuran evrenlerin yaratıcısı olan Allah'tan gelmektedir.  

Kuran’da yüce Allah evrendeki en küçük yapının sicim (kıvrılmış-fitil, ‘string’) olduğunu işaret etmektedir.

Evrenin ipliksi yapılar (sicimler) ile örülmüş-dokunmuş olduğunu Kuran 1400 yıl önceden bize haber vermektedir.

Süper-Simetri (M-Teorisi, Süper-Sicim Teorisi) ve Kuran

Bir atomdan daha küçük olanlar: Sicimler. Atomun ağırlığı varken sicimlerin ağırlığı yoktur.  

Allah’ın bölünemez, parçalanamaz ipi: Sicim (Süper sicim teorisi, M-teorisi)

Konunun ders olarak anlatımı;

 

En doğrusunu Allah bilir.