Uzaydan indirilen su ve rızıklar ile (monomer-polimer gibi organik moleküller) Dünya gezegeninin canlandırılması; orada her türlü canlının yayılması.

Öncelikle şunu bildirelim; Kuran ayetlerinde asla ve asla çelişki olmaz. Kuran ayetleri her zaman ve her şartta doğrudur. Bir ayet indiği dönemde bilimden yoksun olan insanlara bir mesaj verirken, aynı ayet 2021 yılında modern bilimin ile donatılmış insanlara da farklı bir mesaj verir. Ancak ilk verdiği mesaj yürürlükten kalkmaz. Biz buna Kuran’ın katmanlı yapısı diyoruz.   

Gökten su ve rızık indirilerek ölü toprağın canlandırılması da bize 2 farklı şeyi işaret eder.

Ayetler bize her zaman doğru şekilde ışık tutar;

Ölü toprağa ilk kez can verilmesi;

Güneş sisteminiz ilk oluştuğu zamanda Dünya gezegeni de sıcak bir kayalık olarak oluştu. O dönemde Dünya gezeninin ölü olduğunu yani canlı barındırmadığını biliyoruz. Ayetler ölü olan Dünya gezegenini nasıl canlandığına ışık tutmalıdır.

Ölü toprağa yağmur ile can verilmesi;

Yağmur suyunun indirilmesi ile ölü toprağın nasıl canlandırıldığına da ışık tutmalıdır.

 

Öncelikle Dünya gezegeninin indirilen su ve rızıklar ile ilk kez canlanmasını inceleyelim;

Aşağıdaki ayetlerde gök uzay, ‘yer’ tüm Dünya gezegenidir.

Yüce Allah 45:5 âyetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

4476|45|5|وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن رِّزْقٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ ءَايَٰتٌ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Vahtilâfil leyli ven nehâri ve mâ enzelallâhu mines semâi min rızkın fe ahyâ bihil arda ba’de mevtihâ ve tasrîfir rîyâhı âyâtun li kavmin ya’kılûn.

Ve birbiri ardına gelmesi gecenin ve gündüzün; ve Allah’ın gökten indirdiği rızıktan şeyler; ve canlandırması onunla yeri ölüsü sonrası; ve çevrilmesi rüzgarların; ayetlerdir akleden bir toplum için.

 

Bu ayette Yüce Allah gökten yani uzaydan indirdiği rızıktan şeyler ile Dünya gezegenini ölü iken sonradan canlandırdığını bildiriyor.

Bu ayette önemli olan ‘rızıklar’ kelimesidir.  

(رِّزْقٍ) rizkin kelimesi kökü (رزق) geçimlik-rızık (livelihood), yaşamak için gerekenler (means of living) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 389 (of 1303)  

Demek ki ölü olan Dünya gezegeninde yaşamın başlaması için, gezegenin canlanması için gerekenler (rızıklar) uzaydan indirilmiş.

Bu ayetin kardeş ayetleri olabilecek ayetler ise aşağıda verilmiştir. Ayetler dikkatli okunduğunda ölü olan Dünya gezegeninde yaşamın başlaması için gökten rızıklar yanında su da indirilmiştir.  

Yüce Allah aşağıdaki âyetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

171|2|164|إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

İnne fî halkıs semâvâti vel ardı vahtilâfil leyli ven nehâri vel fulkilletî tecrî fîl bahri bimâ yenfeun nâse ve mâ enzelallâhu mines semâi min mâin fe ahyâ bihil arda ba’de mevtihâ ve besse fîhâ min kulli dâbbe, ve tasrîfir riyâhı ves sehâbil musahhari beynes semâi vel ardı le âyâtin li kavmin ya’kılûn.

Doğrusu yaratılışı göklerin ve yerin; ve birbiri ardına gelişi gece ve gündüzün; ve gemiler ki denizde insanlara faydalı olan şeylerle akan; ve şeyler Allah'ın gökten indirdiği sudan; ve canlandırması onunla yeri ölüsü sonrası; yayması orada her bir hareketli canlıyı; ve çevrilmesi rüzgarların ve bulutların gök ve yer arasında emre hazır bekleyen; mutlak ayetlerdir akleden bir toplum için.

1964|16|65|وَٱللَّهُ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَآ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لِّقَوْمٍ يَسْمَعُونَ

Vallâhu enzele mines semâi mâen fe ahyâ bihil arda ba’de mevtihâ, inne fî zâlike le âyeten li kavmin yesmeûn.

Ve Allah indirdi gökten su ve canlandırdı onunla yeri ölüsü sonrası; doğrusu bundadır mutlak ayetler işiten bir toplum için.

3401|29|63|وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّن نَّزَّلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ مِنۢ بَعْدِ مَوْتِهَا لَيَقُولُنَّ ٱللَّهُ قُلِ ٱلْحَمْدُ لِلَّهِ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ

Ve le in seeltehum men nezzele mines semâi mâen fe ahyâ bihil arda min ba’di mevtihâ le yekûlunnallâh, kulil hamdu lillâh, bel ekseruhum lâ ya’kılûn.

Ve eğer sorsan onlara: “Kim indirdi gökten su ve canlandırdı onunla yeri ölüsü sonrasında?” Mutlak derler: ‘Allah’; de ki: “Hamd Allah içindir”; ancak çokları akletmezler.

3426|30|19|يُخْرِجُ ٱلْحَىَّ مِنَ ٱلْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ ٱلْمَيِّتَ مِنَ ٱلْحَىِّ وَيُحْىِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَكَذَٰلِكَ تُخْرَجُونَ

Yuhricul hayye minel meyyiti ve yuhricul meyyite minel hayyi ve yuhyil arda ba’de mevtihâ, ve kezâlike tuhrecûn.

Çıkarır canlıyı ölüden ve çıkarır ölüyü canlıdan ve canlandırır yeri ölüsü sonrası; ve işte siz böyle çıkarılırsınız.

 

Ayetleri iyi anlamak için ‘min ba'di mevtiha’, ‘مِنۢ بَعْدِ مَوْتِهَا’ ve ‘ba'de mevtiha’, ‘بَعْدَ مَوْتِهَآ’ tümcelerini iyi anlamamız gereklidir.

(مَوْتِهَا) kelimesi kökü (موت) ölmek (to die), yaşamını-canını yitirmek (to lose life), ölü olmak (become death) anlamındadır.  Hans Wehr 4th ed., page 1091 (of 1303)

Ayette isim olarak gelmiş olup ‘ölü (death)’ anlamındadır. Kelimeye sondan ekli olan ‘ha’ zamiri dişil olanl-ard’ kelimesini yani ‘yer’ kelimesini işaret eder. Yani Dünya gezegeninin kendisini veya onun toprağını işaret eder.

Böylece kelimenin tam olarak anlamı ‘ölüsü’ olur.

Klasik meallerde öldükten sonra gibi anlamlar verildiği için ayet tam olarak anlaşılamamaktadır. Sanki daha önce canlı olan bir şey ölmek zorundaymış gibi bir anlam ortaya çıkar. Doğrusu olan ‘ölüsü’ olarak çevrildiğinde; ‘canlandırdı onunla yeri ölüsü sonrasında’ ve ‘canlandırdı onunla yeri ölüsü sonrası’ anlamı ayetin mesajını daha iyi yansıtır.

Yani; ‘Dünya gezegeni ölü iken sonradan onu canlandıran’ anlamı daha iyi bir çeviri olur.     

Dünya gezegeni ölüyken sonradan uzaydan inen rızıklarla ve suyla yaşamla dolması yani canlanması nasıl oldu?

Yapılan bilimsel araştırmalara göre Dünya gezegenindeki tüm su ve rızıklar (monomer-polimer gibi organik moleküller) Dünya gezegeni oluştuktan sonra uzaydan inmiştir. 

Şu şekil özetlenebilir;

Evrende su ve monomer-polimer gibi karbon tabanlı organik moleküller ilk kez nötron yıldızlarının oluşumu esnasında yani süpernova patlamalarında oluştu. Nötron yıldızları Kuran’da Tarık yıldızı olarak geçer ve yaşamın başlaması için gerekli rızıkların oluşmasında çok etkin rol oynar.

Galaksimiz içinde milyonlarca süpernova patlamaları milyarlarca yıl boyunca galaksi içine su ve organik molekülleri saçtılar. Güneş sisteminin ve Dünya’mızın oluşması için gerekli rızıkları (gerekli olan atomları ve molekülleri) Kuran’a göre toplam 4 günde yani 4 evrede oluşturdular.

Detaylı makale için lütfen tıklayınız;

Dünya’nın 2 günde yaratılması; Dünya’nın yaratılması için gerekli olan tüm maddelerin (gıdaların) 4 günde hazırlanması

Artık herşey hazırdı. Galaksimiz içindeki duman halinde olan göğe (Galaksimiz içindeki bir bulutsuya) Yüce Allah emretti. Su ve rızıkları içeren (atomlar-moleküller) bulutsuyu yerçekimi marifeti ile döndürüp sıkıştırdı. İçindeki su ve rızıklar ile dönen bu diskin orta kısmında T-Tauri yıldızı olarak Güneş parladı. İlk parlama füzyon reaksiyonu ile olmadı. Yerçekimi ile gerçekleşti. Daha sonra Güneş’in çekirdeğinde füzyon reaksiyonu başladı. Güneş şimdiki gibi parlamaya başladı. Gece karanlığı gündüz aydınlığı ile silindi.

Detaylı inceleme için lütfen tıklayınız;

Gece karanlığının gündüz aydınlığı ile silinmesi-ortadan kaldırılması: Güneş’in 4,6 milyar yıl önce ilk kez parlaması ve Güneş-Ay takvimlerinin oluşması

Güneş’in parlamasının şok etkisi ile su ve rızıklardan oluşan milyarlarca moloz Kuiper kuşağına dağıldı.

kuiper belt riziklar ve kuran

Ancak Güneş’e daha yakın olan yerlerde yerçekimi ile Güneş etrafında dönen kayalar birleşerek Dünya ve diğer gezegenleri oluşturdu.

Detaylı inceleme için lütfen tıklayınız;

Yeryüzünün (Dünya’nın) büyütülerek yüzey alanının genişletilmesi

Dünya ilk oluştuğunda inanılmaz derece sıcaktı ve lavlar akıyordu üstünde. Bu döneme Hadean dönemi denir. Bu dönemde Dünya gezegeninde su yoktu, canlı hiçbir şey yoktu. Çünkü inanılmaz derecede sıcaktı.

Dünya zamanla soğudu. Kayalıktı, ancak su ve organik madde içermiyordu. İşte Yüce Allah’ın sünneti iş başındaydı. Yüce Allah Dünya gezegenini canlandırılacaktı. Bu nedenle Kaiper kuşağında donmuş olarak su ve rızık içeren (monomer-polimer karbon tabanlı organik moleküller) molozlar birbirleri ile etkileştiler ve yörüngelerini saptırdılar. Dünya’ya doğru yol aldılar. Dünya’ya çarptıklarında su ve organik moleküller bıraktılar. Okyanuslar bu molozlardaki sudan oluştu. Ayette bildirildiği gibi. Bu molozlara aslında kuyruklu yıldızlar da diyebiliriz. Bu çarpma çok uzun yıllar sürmüş olmalı. Ay’ın yüzeyine baktığımızda ne kadar çok fazla sayıda düşmüş olduklarını anlarız. Sıra geldi Dünya’nın canlanmasına. Su evrende hayatın başlaması için en iyi ortamdır. Su içindeki rızıklar (organik moleküller) birbirleri ile etkileşerek daha büyük molekülleri oluşturdular. Evrim süreci ile bu organik moleküller tek hücreli canlılara dönüştüler. Onlar da bakterilere, virüslere, parazitlere, aktinomiçeslere yani kısacası mikroorganizmalara evrimleştiler. Oksijen üreten siyonobakter ise yine denizlerdeki suda evrimleşti. Milyarlarca yıl boyunca atmosfere oksijen saldılar. Hayatı bizim için hazırladılar.

Denizlerdeki mikroorganizmalar ölü haldeki toprağa geçtiler. Toprak ilk kez canlanmış oldu. Daha sonra bitkiler evrimleşti. Sonrası biz dahil tüm canlılar evrimleştik.

Gökten yani uzaydan indiirlen su ve rızıklar ile Dünya gezegeni canlandı, yaşayan, hayatı olan şeylere sahip oldu.

Evrim sürecine işaret: 'yayması orada her bir hareketli canlıyı'

2:164 ayeti bize büyük bir işaret sunar. 've şeyler Allah'ın gökten indirdiği sudan; ve canlandırması onunla (suyla) yeri ölüsü sonrası; yayması orada (Dünya gezegeninde) her çeşitten canlıyı' 've ma enzelallahu mines semai min main fe ahya bihil arda ba'de mevtiha ve besse fiha min kulli dabbe' geçişindeki 'kulli' kelimesi ve 'dabbe' kelimeleri önemlidir. 

kulli’ kelimesi ‘hepsi’, ‘tüm’, ‘her bir’, ‘tümü’, ‘her şeyi’ anlamındadır.

dabbe’ kelimesi ise sürünen, emekleyen, hareketli hayvan cinsi canlılar için kullanılır. Hans Wehr 4th ed., page 312 (of 1303)

Bu da bize açıkça gösterir ki uzaydan inen su ile Dünya gezegenindeki tüm canlı hayvanlar evrimleşmiştir. Evrim süreci ile Dünya gezegenine yayılmışlardır

Kuran'da evrim sürecine ve her canlı şeyin sudan yaratıldığına başka işaretler de vardır.  

‘Her canlı şeyi sudan yarattık’: Kuran ve evrim teorisi

Kuran ve evrim: ‘O sizi evrelerden geçirerek yerden (Dünya’dan) bir bitki (gibi) bitirdi’

 

Şimdi sıra geldi yağmur suyu ile bir yerin yani bir toprak parçasının canlanmasını incelemeye;

Aşağıdaki ayetlerde gök atmosferdir. ‘yer’ ise Dünya gezegeninin bir toprak parçasıdır.

Yüce Allah 30:24 âyetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

3431|30|24|وَمِنْ ءَايَٰتِهِۦ يُرِيكُمُ ٱلْبَرْقَ خَوْفًا وَطَمَعًا وَيُنَزِّلُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَيُحْىِۦ بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَآ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Ve min âyâtihî yurîkumul berka havfen ve tamaan, ve yunezzilu mines semâi mâen fe yuhyî bihil arda ba’de mevtihâ, inne fî zâlike le âyâtin li kavmin ya’kılûn.

O'nun ayetindendir göstermesi size şimşeği korku ve umut nedeni; ve indirir gökten bir su ve canlandırır onunla yeri ölüsü sonrası; doğrusu bundadır mutlak ayetler akleden bir toplum için.

 

Yüce Allah 25:48 ve 49 âyetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

2901|25|48|وَهُوَ ٱلَّذِىٓ أَرْسَلَ ٱلرِّيَٰحَ بُشْرًۢا بَيْنَ يَدَىْ رَحْمَتِهِۦ وَأَنزَلْنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً طَهُورًا

Ve huvellezî erseler riyâha buşren beyne yedey rahmetih, ve enzelnâ mines semâi mâen tahûrâ.

Ve O ki gönderdi rüzgarları müjdeci; rahmetinin iki eli arasında ve indirdik gökten temiz bir su.

2902|25|49|لِّنُحْۦِىَ بِهِۦ بَلْدَةً مَّيْتًا وَنُسْقِيَهُۥ مِمَّا خَلَقْنَآ أَنْعَٰمًا وَأَنَاسِىَّ كَثِيرًا

Li nuhyiye bihî beldeten meyten ve nuskıyehu mimmâ halaknâ en’âmen ve enâsiyye kesîrâ.

Canlandıralım diye onunla ölü bir beldeyi ve sularız onunla yarattığımız çiftlik hayvanlarından ve insanlardan birçoğunu.

 

Yine 30:48-50 ayetleri de gökten inen yağmur suyu ile ölü toprağın canlandırımasını işaret eder.

Bu noktada şunu anlarız;

Ölü olan toprak yağmur suyu ile nasıl canlanıyor?

Bu konuyu açıklamaya bile gerek yoktur aslında. Yağmur yağmayan topraklar yani çöller belirli miktarda mikroorganizma içerseler de esasen hiç bir işe yaramadıkları için ölü olarak kabul edilir. Bu topraklarda ne bir tohumlu bitki yetişir ve de başka faydalı bir bitki. Bu topraklardan çiftlik hayvanları ve insanlar yaralanamaz. Bu nedenle ölü olarak kabul edilebilir. Ayette bu ölü toprakların gökten indirilen yağmur suyu ile canlandırıldığı bildiriliyor.

2017 yılında yapılan bilimsel bir araştırmada yağmur sonrası topraktaki bakterilerini %51 oranında arttığı, mantarların %58 oranında arttığı, karbondioksit akımını %81 oranında arttığı gösterilmiştir. ‘Rain-induced changes in soil CO2 flux and microbial community composition in a tropical forest of China’, Scientific Reports volume 7, Article number: 5539 (2017)

Kısacası toprak yağmur sonrası mikroorganizma aktivitesi olarak canlanmaktadır. Bu mikroorganizmların aktifleşmesi ile bitkiler de bu topraklarda yetişecektir.

 

Sonuş olarak;

Kuran ayetlerinin her koşulda ve zamanda doğru olduğunu bu ayetler bize göstermektedir. Ölü olan Dünya gezegeninin ilk canlanma süreci Kuran’da işaret edilirken, indirilen yağmur suyu ile ölü toprağın canlanması da işaret edilmiştir.

İşte Yüce Allah’tır sübhan olan. Ancak O’nun içindir hamd. Sadece O kendisini hakkı ile değerlendirebilir. Bizler asla O’nu hakkı ile değerlendiremeyiz. Rahman sıfatı ile uzaydan indirdiği su ve rızık ile Dünya gezegenini canlandırmış olan ve halen canlandırmaya devam eden Yüce Rabbimiz ne yücedir.

En doğrusunu Allah bilir.