‘Allah'a itaat edin ve resûle itaat edin’: resûl Allah’a tâbidir. Allah resûle tâbi değildir.

Yüce Allah 4:59, 5:92, 24:54, 24:56, 47:33 ve 64:12 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

552|4|59|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ وَأُو۟لِى ٱلْأَمْرِ مِنكُمْ فَإِن تَنَٰزَعْتُمْ فِى شَىْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى ٱللَّهِ وَٱلرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ ذَٰلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلًا

Yâ eyyuhâllezîne âmenû atîûllâhe ve atîûr resûle ve ulil emri minkum, fe in tenâza’tum fî şey’in fe ruddûhu ilâllâhi ver resûli in kuntum tu’minûne billâhi vel yevmil âhir(âhiri). Zâlike hayrun ve ahsenu te’vîlâ(te’vîlen).

Ey iman etmiş kimseler! İtaat edin Allah'a; ve itaat edin resûle; ve sizlerden emir sahiplerine; öyle ki, eğer anlaşmazlığa düştünüz bir şeyde öyleyse döndürün onu Allah'a ve resûle; eğer olmuşsanız inanırlar Allah'a ve ahiret gününe; bu bir hayırdır/iyidir; ve güzel bir belirleme/bir açıklamadır (sonuç bakımından).

761|5|92|وَأَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ وَٱحْذَرُوا۟ فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّمَا عَلَىٰ رَسُولِنَا ٱلْبَلَٰغُ ٱلْمُبِينُ

Ve etîûllâhe ve etîûr resûle vahzerû, fe in tevelleytum fa’lemû ennemâ alâ resûlinel belâgul mubîn(mubînu).

Ve itaat edin Allah'a; ve itaat edin resûle; ve uyanık olun/tetikte olun; öyle ki eğer dönerseniz, o durumda bilin ki ancak apaçık tebliğdir resûlümüz üzerine,

2843|24|54|قُلْ أَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ فَإِن تَوَلَّوْا۟ فَإِنَّمَا عَلَيْهِ مَا حُمِّلَ وَعَلَيْكُم مَّا حُمِّلْتُمْ وَإِن تُطِيعُوهُ تَهْتَدُوا۟ وَمَا عَلَى ٱلرَّسُولِ إِلَّا ٱلْبَلَٰغُ ٱلْمُبِينُ

Kul atîullâhe ve atîur resûl(resûle), fe in tevellev fe innemâ aleyhi mâ hummile ve aleykum mâ hummiltum, ve in tutîûhu tehtedû, ve mâ aler resûli illel belâgul mubîn(mubînu).

De ki: “İtaat edin Allah'a; ve itaat edin resûle"; öyle ki eğer dönerseniz; o durumda ancak onadır ona yüklenen; ve sizleredir sizlere yüklenen; ve eğer itaat ederseniz ona (resûle), hidayet bulursunuz; ve değildir resûl üzerine apaçık tebliğ dışında.

2845|24|56|وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

Ve ekîmûs salâte ve âtûz zekâte ve atîûr resûle leallekum turhamûn(turhamûne).

Ve ayağa kaldırın salatı; ve verin zekatı; ve itaat edin resûle; belki sizler rahmet edilirsiniz.

4576|47|33|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ وَلَا تُبْطِلُوٓا۟ أَعْمَٰلَكُمْ

Yâ eyyuhellezîne âmenû etîûllâhe ve etîûr resûle ve lâ tubtılû a’mâlekum.

Ey inanmış kimseler! İtaat edin Allah'a ve itaat edin resûle; ve boşa çıkarmayın amellerinizi.

5209|64|12|وَأَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَإِنَّمَا عَلَىٰ رَسُولِنَا ٱلْبَلَٰغُ ٱلْمُبِينُ

Ve etîûllâhe ve etîûr resûl(resûle), fe in tevelleytum fe innemâ alâ resûlinel belâgul mubîn(mubînu).

Ve itaat edin Allah'a; ve itaat edin resûle; öyle ki eğer dönerseniz; o durumda ancak apaçık tebliğdir resûlümüz üzerine.

 

Yüce Allah’tan gelen emir kesindir. Allah’a itaat edilecektir ve resûle itaat edilecektir. Ancak resûle itaat konusu Kuran’ın bütünündeki anlamından saptırılarak anlaşılmış ve Allah üstüne yalan uydurma-iftira etme aracı olarak kullanılmıştır. Resûle itaat konusunu yanlış anlayanlar Allah ile resûlün arasını açmışlardır. Oysa resûl sadece ve sadece Allah’a tâbidir. Resûlün Allah’ın emirlerinde başka bir şey emretmesi söz konusu bile olamaz. Resûlün vahyin dışına çıkması mümkün değildir. Resûlün din konusunda Allah’ın mesajından (Kuran) ayrı bir şeyler söylemesi olacak şey değildir. Söyleyemez. Zaten de söylememiştir.

Yüce Allah ile resûlün aynı şey olduğunu, resûlün Yüce Allah'tan aldığı vahyi duyurduğunu Tevbe suresi 1. ayetten anlıyoruz. 

Resûl Muhammed ile Yüce Allah’ın arasını açmak isteyenler Allah’ı ayrı hüküm koyucu, resûlü ise başka bir hüküm koyucu olarak anlamışlardır. ‘Allah ve resûlü’ arasındaki ‘vav’ ‘ve’ bağlacını iki farklı şeyi ayırmak için olduğunu, bu nedenle Allah’a itaat etmek ile resûle itaat etmenin farklı olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Bu şekilde düşünenler Tevbe suresini 1. ayetine toslarlar.

Yüce Allah 9:1 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

1236|9|1|بَرَآءَةٌ مِّنَ ٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦٓ إِلَى ٱلَّذِينَ عَٰهَدتُّم مِّنَ ٱلْمُشْرِكِينَ

Beraetun minallahi ve resulihi ilellezine ahedtum minel muşrikin.

Bir ültimatom Allah ve resûlünden; müşriklerden antlaşma yaptığınız kimselere.

 

Bu ayette Yüce Allah müşriklere bir nota vermiştir. Tevbe suresinin devam eden ayetlerinde bu notanın detayları verilmiştir.  Ortada tek bir ültimatom olduğunda göre, bu da Yüce Allah'ın ültimatomu olduğunda göre, resûlün Yüce Allah'tan vahiy yolu ile aldığı bilgiyi aktardığı anlaşılır. Yoksa haşa Yüce Allah ile resûlün ortak karar verdikleri düşünülemez. Açıkça görülür ki Allah ve resûlü aynı şeydir. Resûl Yüce Allah’ın ültimatomundan farklı bir şeyi topluma duyurmamıştır. Sadece kendisine vahyedilen şeyleri duyurmuştur, iletmiştir

 

Resûl din konusunda Allah'ın vahyinden başka bir şey söyleyemez. Söylemiş olsaydı Yüce Allah gerekeni yapardı.  

Yüce Allah 69:44-47 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

5365|69|44|وَلَوْ تَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ ٱلْأَقَاوِيلِ

Ve lev tekavvele aleynâ ba’dal ekâvîl(ekâvîli).

Ve eğer yakıştırıp söyleseydi (resûl) üzerimize bazı sözler.

5366|69|45|لَأَخَذْنَا مِنْهُ بِٱلْيَمِينِ

Le ehaznâ minhu bil yemîn(yemîni)

Mutlak alırdık ondan sağı elini.

5367|69|46|ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ ٱلْوَتِينَ

Summe le kata’nâ minhul vetîn(vetîne).

Sonra mutlak keserdik ondan şah damarı.

 

Görüldüğü gibi resûlün Allah’ın vahyinden başka din konusunda bir şey söylemesi imkânsızdır. Allah’ın haram etmediğini haram edemez. Haram ettiğini helal edemez. Bu mümkün değildir. Kuran’ın haricinde din adına bir şey söylemesine asla izin verilmez.

Resûl din konusunda Allah'ın ve Kuran'ın dairesinden dışına çıkamaz. Din adına ancak Allah'ın ve Kuran'ın dairesi içinde hareket edebilir.

Allah a itaat edin resule itaat edin

Resûle itaat nasıl olur?

Kuran buna resûlün görevini tarif ederek cevap veriyor. 

5:92, 24:54 ve 64:12 ayetinde; ‘belagul mubin’ (ٱلْبَلَٰغُ ٱلْمُبِين) tamlaması ‘apaçık bir tebliğ’, ‘apaçık bir ileti’ anlamındadır. 

Resûlün görevi apaçık bir tebliğdir sadece. Resûlün dinde hüküm koyma yetkisi yokturResûle itaat onun aracılık ettiği, tebliğ ettiği şeye tam olarak itaat etmekdir. Bu da Kuran'a itaat etmektir. Bu kadar basit.

Resûlün tebliğ ettiği şey sadece ve sadece almış olduğu vahiydir. Peygamberimize vahyedilen Kuran o hayatta iken insanlara okunmuş ve bitmiştir. Resûl tebliğ görevini başarı ile tamamlamıştır. Bize Kuran’ı bırakmıştır.  

 Yüce Allah 13:30 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

1735|13|30|كَذَٰلِكَ أَرْسَلْنَٰكَ فِىٓ أُمَّةٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهَآ أُمَمٌ لِّتَتْلُوَا۟ عَلَيْهِمُ ٱلَّذِىٓ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ وَهُمْ يَكْفُرُونَ بِٱلرَّحْمَٰنِ قُلْ هُوَ رَبِّى لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ مَتَابِ

Kezalike erselnake fi ummetin kad halet min kabliha umemun litetluve aleyhimu llezi evhayna ileyke ve hum yekfurune bir rahman, kul huve rabbi la ilahe illa hu, aleyhi tevekkeltu ve ileyhi metab.

Böylece seni gönderdik kendilerinden önce elbette geçmiş milletler bulunan bir millet içine, okuyasın diye onlara sana vahyettiğimiz şeyi, oysa onlar nankörlük ederler Rahman'a, de ki O benim Rabbimdir, yoktur tanrı O'ndan başka, O'na dayandım ve yalnız O'nadır dönüşüm.

 

13:30 ayeti ile ilgili daha detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir. 

Peygamberimize dinin kaynağı olarak sadece Kuran vahyedilmiştir: ‘okuyasın diye onlara sana vahyettiğimiz şeyi’

 

Resûle itaat etmek onun sünneti olduğu iddia edilen hadislere itaat etmek mi?

Kesinlikle hayır. Yukarıdaki ‘resûle itaat’ geçişleri Kuran’ın indiği döneme ait olup, resûlün bizzat hayatta olduğu dönemi kapsamaktadır. Resûle itaat etmek Kuran’a ve Allah'a itaat etmekten başka bir şey değildir. 23 yıl boyunca Kuran necm necm indirilmiştir. Resûl insanlara Kuran’ı öğretmiştir. Kuran’ı okumuştur.

Allah üstüne yalan uyduran-iftira eden insanlar Allah’tan geldiğinin kesin olarak bilinmesi imkânsız olan, peygamber efendimiz vefat ettikten 250 yıl sonra oradan buradan toplanan, kulaktan kulağa aktarılmış, kesinliği asla ispatlanamayacak olan yalan yanlış bilgileri peygamberimizin sünneti diye insanlara sunmuş ve bu yalan yanlış bilgilerle dolu olan kitaplara itaat etmeyi resûle itaat etmek olarak saptırmışlardır.

Oysa resûl Kuran’da yer almayan hiçbir dini emri fazladan emretmemiştir. Emredemez. Muhammed peygamberimiz kendi yaşamış olduğu hayat tarzını gelecek nesillere aktarmak istemiş olsaydı onları mutlaka yazdırırdı. Kuran’da da peygamberin hayatını içeren bu kitaba bir işaret olurdur. Kuran’da Allah’ın vahyi olan Tevrat, İncil ve Zebur haricinde hiçbir kutsal kitap zikredilmemiştir.

Hatta Yüce Allah peygamberimizin sünneti diye yalan yanlış bilgiler ile dolu olan kitapları okuyanlara bir işaret de vermiştir.

Yüce Allah 13:30 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

5304|68|35|أَفَنَجْعَلُ ٱلْمُسْلِمِينَ كَٱلْمُجْرِمِينَ

E fe necalul muslimine kel mucrimin.

Teslim olanları suç işleyenler gibi kılar mıyız?

5305|68|36|مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ

Ma lekum, keyfe tahkumun.

Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?

5306|68|37|أَمْ لَكُمْ كِتَٰبٌ فِيهِ تَدْرُسُونَ

Em lekum kitabun fihi tedrusun.

Yoksa bir kitabınız var da onu mu okuyup duruyorsunuz?

 

Yukarıdaki ayetlerde müşriklere çok açık bir işaret vardır. Müşrik demek Allah’a şirk koşan, Allah’ın astlarından Allah’a ortak koşan demektir. Müşrik demek sadece Allah’a ve Kuran'a teslim olmayan, onun yerine mezhep imamlarına teslim olan, şeyhlere teslim olan, Allah’a ve peygamberimize iftiralar ve yalanlar içeren hadis kitaplarına teslim olan, mürşidlere teslim olan, ölmüş kişilere, evliyaya teslim olan kişiler demektir. Kısacası sadece Allah demeyenlerdir. Sadece Kuran demeyenlerdir. Bize sadece Allah ve sadece Kuran yeter demeyenlerdir. Dualarında sadece Allah’a yalvarmaları gerekirken başka kimseleri de çağıranlardır.

Artık herkes kendisini kontrol etsin. 

68:37 ayetinin muhteşemliğine bir bakın!

Yüce Allah geleceği biliyor elbette. Bize de işaret vermiş. Sadece Allah’a teslim olmayanlar verdikleri bu yanlış hükümleri okudukları kitaplardan çıkarmaktadır. Maalesef milyarlarca Hristiyan, Yahudi nasıl Tevrat ve İncil’i koruyamadı ve şirke düştüler, kendilerini Muhammed peygamberimizin ümmetiyiz diyenler de Kuran’ın yanında bu hadis kitaplarını edindiler ve Kuran’ı terk edilmiş olarak bıraktılar.

Peygamber efendimizin kıyamet günü (diriliş günü) şu şikayetine bir bakın!

Yüce Allah 25:30 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

2883|25|30|وَقَالَ ٱلرَّسُولُ يَٰرَبِّ إِنَّ قَوْمِى ٱتَّخَذُوا۟ هَٰذَا ٱلْقُرْءَانَ مَهْجُورًا

Ve kaler resulu ya rabbi inne kavmi ttehazu hazel kur'ane mehcura.

Ve dedi ki elçi ‘ya Rabbi şüphesiz benim kavmim-toplumum tuttular bu Kuran'ı terk edilmiş’

 

Zaten dinlerini parça parça eden, mezheplere bölen bu kişiler ile peygamberimizin bir ilgisi yoktur.

Yüce Allah 6:159 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

948|6|159|إِنَّ ٱلَّذِينَ فَرَّقُوا۟ دِينَهُمْ وَكَانُوا۟ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِى شَىْءٍ إِنَّمَآ أَمْرُهُمْ إِلَى ٱللَّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُوا۟ يَفْعَلُونَ

İnnellezine ferreku dinehum ve kanu şiyean leste minhum fi şey', innema emruhum ilallahi summe yunebbiuhum bima kanu yef'alun.

Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlarla senin hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Sonra Allah, onlara yaptıklarını haber verecektir.

 

Resûle itaat=Kuran'a itaat

Bu konu ile ilgili detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.

Resûl=Kuran, resûle itaat=Kuran’a itaat

Özetle;
Resûl ancak Allah'a tâbidir. Allah hiçbir şekilde resûle tâbi değildir. Resûlün görevi apaçık bir tebliğden ibarettir. Kuran'ı iletmektir. Kuran'ı okumaktır. Başka görevi yoktur. Resûle itaat etmek dolayısı ile Allah'a ve Kuran'a itaat etmektir.    

En doğrusunu Allah bilir.