Yüce Allah aşağıdaki ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
5130|59|6|وَمَآ أَفَآءَ ٱللَّهُ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ مِنْهُمْ فَمَآ أَوْجَفْتُمْ عَلَيْهِ مِنْ خَيْلٍ وَلَا رِكَابٍ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يُسَلِّطُ رُسُلَهُۥ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ Ve mâ efâ allâhu alâ resûlihî minhum fe mâ evceftum aleyhi min haylin ve lâ rikâbin ve lâkinnallâhe yusallitu rusulehu alâ men yeşâu, vallâhu alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun). Ve bağışladığı Allah'ın resulü üzerine onlardan (ganimetlerden); öyle ki, koşturmuş değilsiniz onun üzerine bir at ve de bir deve; fakat Allah musallat eder resullerini dilediği kimsenin üzerine; Allah her bir şey üzerine güç yetirendir. |
5131|59|7|مَّآ أَفَآءَ ٱللَّهُ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ مِنْ أَهْلِ ٱلْقُرَىٰ فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينِ وَٱبْنِ ٱلسَّبِيلِ كَىْ لَا يَكُونَ دُولَةًۢ بَيْنَ ٱلْأَغْنِيَآءِ مِنكُمْ وَمَآ ءَاتَىٰكُمُ ٱلرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَىٰكُمْ عَنْهُ فَٱنتَهُوا۟ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ Mâ efâ allâhu alâ resûlihî min ehlil kurâ fe lillâhi ve lir resûli ve lizîl kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîni vebnis sebîli key lâ yekûne dûleten beynel agniyâi minkum, ve mâ âtâkumur resûlu fe huzûhu ve mâ nehâkum anhu fentehû, vettekûllâh(vettekûllâhe), innallâhe şedîdul ikâb(ikâbi). Bağışladığı Allah'ın resulüne, ahalisinden/halkından kentlerin; öyle ki, Allah içindir; ve resulü içindir; ve yakınlık sahibi içindir; ve yetimlere; ve miskinlere (yoksulluk sınırında yaşayanlara); ve yolun oğluna (evsizlere); ki olmasın bir dolaşan zenginler arasında sizlerden; ve verdiğini resulün; öyle ki alın onu; ve engel olduğunu ondan; öyle ki, engel olun; ve takvalı olun Allah'a; doğrusu Allah şiddetlidir azapta. |
5132|59|8|لِلْفُقَرَآءِ ٱلْمُهَٰجِرِينَ ٱلَّذِينَ أُخْرِجُوا۟ مِن دِيَٰرِهِمْ وَأَمْوَٰلِهِمْ يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ ٱللَّهِ وَرِضْوَٰنًا وَيَنصُرُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلصَّٰدِقُونَ Lil fukarâil muhâcirînellezîne uhricû min diyârihim ve emvâlihim yebtegûne fadlen minallâhi ve rıdvânen ve yensurûnallâhe ve resûleh(resûlehu), ulâike humus sâdikûn(sâdikûne). Fukaralar için; çıkanlar (muhacirler); çıkarılmış kimseler diyarlarından ve mallarından; ararlar bir fazl/lütuf Allah’tan; ve bir rıza; ve yardım ederler Allah'a ve resulüne onun; işte bunlar; onlardır sadıklar/doğrular. |
59:7 ayeti maalesef içinde bulunduğu anlam bütününden çıkarılarak-koparılarak Allah üstüne yalan uyduran-iftira eden hadis kitaplarına bir dayanak olarak sunulmaktadır. Mezheplere ve hadis kitaplarına inananlar ayetteki resûle yönelik olan ‘resûl size ne verdiyse onu alın. Sizi neden alıkoyduysa ondan vazgeçin’ bildiriminin resûlün müslümanlara sünnetini bıraktığı anlamında olduğunu iddia etmektedirler. Hatta daha da ileri gidip Allah’ın bir astı olan, Allah’ın berisinde olan resûlün dinde hüküm koyma yetkisi olduğunu iddia etmektedirler.
Ancak durum ayeti anlam bütünlüğünden koparıp kendi çıkarlarına kullananların düşündüğü gibi değildir.
Ayettin öncesi incelendiğinde şüpheye bırakmayacak şekilde anlaşılır ki 59:7 ayeti elde edilen ganimetlerin paylaşımı ile ilgilidir.
Şimdi biraz daha detaylı inceleyelim; (En altta 59:7 ayetine kadar olan 59:2-6 ayetleri verilmiştir.)
59:2 ayetinden anlarız ki Yüce Allah Kitap ehlinden inkarcıları sürgün için ülkelerinden çıkarmıştır. Yüce Allah'ın bu çıkarma işlemini resûlünü (peygamberimizi) onların üstüne göndermesi ile gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır (59:6). Resûlün devlet yönetiminin ve ordunun başında olduğu aşikârdır. Elde edilmiş olan ganimetlerin savaşsız olarak elde edilmiş olma ihtimallinin yüksek olduğu ayetlerden anlaşılır. Çünkü 59:6 ayetinde ‘siz at ve deve sürmediniz’ buyurmuştur Yüce Allah.
Ayetlerden anladığımıza göre elde edilen ganimetlerden pay almak için resûle talepte bulunanlar olmuştur. Bu talepler karşısında resûlün ne yapması gerektiği Yüce Allah tarafından belirlenmiştir. Yüce Allah ganimetlerin kimler arasında paylaştırılması gerektiğini 59:7 ayetinde bildirmiş ve son noktayı koymuştur. Hükmü veren Yüce Allah’tır. Hükmün uygulanması devlet yönetiminin ve ordunu başkanı olan resûle bırakılmıştır. Ganimetlerin paylaşımı hakkında talepte bulunanlar resûl ganimetten kendilerine ne verecekse alacaktır. Ganimetten pay alma hakları yoksa ona da itiraz etmeyeceklerdir.
Resûl 59:7 ayetinde vahiy ile gelen ganimet paylaşım kuralına kesinlikle uyacaktır. Kuran'da yer almayan bir ganimet paylaşımı yapması mümkün değildir. Çünkü Yüce Allah paylaşımın nasıl olacağını ayetle emretmiştir.
59:7 ayetindeki ‘resûl size ne verdiyse onu alın. Sizi neden alıkoyduysa ondan vazgeçin’ bildiriminin resûlün sünneti olduğu iddia edilen, peygamberimizin ölümünden yaklaşık 250 yıl sonra kulaktan kulağa aktarılan bilgiler ile toplanan, Allah’tan geldiği kesinlikle ispatlanamayan, yalan yanlış bilgiler içeren hadis kitapları ile yakından uzaktan ilgisi yoktur.
59:7 ayetindeki bu bildirimi ayetlerin bütününden koparıp Allah’ın bir astı olan resûle din konusunda Allah’tan ayrı olarak hüküm verme yetkisi verme yolunu açmaya çalışanlar büyük bir hatanın içindedirler.
Aşağıda 59:7 ayeti öncesi 59:2-6 ayetler verilmiştir; Lütfen dikkatlice okuyunuz.
59:2 O ki, kitap halkından inkârcı olanları ilk sürgün için ülkelerinden çıkarmıştır. Onların çıkacağını hiç beklemiyordunuz. Kalelerinin kendilerini Allah’tan koruyacağını sandılar. Ancak Allah onlara ummadıkları bir yerden geldi ve kalplerine korku saldı. Böylece evlerini kendi elleriyle ve iman edenlerin elleriyle yıkıyorlar. Ey görüş sahipleri ibret alınız.
59:3 Allah onları ayrılmaya zorlamasaydı, bu dünyada cezalandıracaktı. Ahirette de onlara ateş azabı vardır.
59:4 Çünkü onlar Allah’a ve elçisine karşı geldiler. Kim Allah’a karşı gelirse Allah’ın cezalandırması çetindir.
59:5 Bir ağacı kesseniz de yahut gövdesi üzerinde bıraksanız da bu Allah’ın arzusuna göredir. O, yoldan çıkanları alçaltacaktır.
59:6 Allah’ın onlardan alıp elçisine verdikleri için, siz at ve deve sürmediniz; ama Allah elçisini dilediğinin üstüne gönderir. Allah her şeye kadirdir.