Peygamberimize dinin kaynağı olarak sadece Kuran vahyedilmiştir: ‘okuyasın diye onlara sana vahyettiğimiz şeyi’

 Yüce Allah 13:30 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

1735|13|30|كَذَٰلِكَ أَرْسَلْنَٰكَ فِىٓ أُمَّةٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهَآ أُمَمٌ لِّتَتْلُوَا۟ عَلَيْهِمُ ٱلَّذِىٓ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ وَهُمْ يَكْفُرُونَ بِٱلرَّحْمَٰنِ قُلْ هُوَ رَبِّى لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ مَتَابِ

Kezâlike erselnâke fî ummetin kad halet min kablihâ umemun li tetluve aleyhimullezî evhaynâ ileyke ve hum yekfurûne bir rahmân(rahmâni), kul huve rabbî lâ ilâhe illâ hû(hûve), aleyhi tevekkeltu ve ileyhi metâb(metâbi).

İşte böyledir; gönderdik seni bir ümmete; mutlak ki geçti onlardan önce milletler; okuman için onlara vahyettiğimizi sana; ve onlar kâfirlik ederler Rahman'a; de ki: “O Rabbimdir; yoktur ilah O'nun dışında; O'na tevekkül ettim; ve O'nadır dönüş yerim.

 

İşte Kuran’ın tek bir kelimesinin bile işaretler vereceğine en iyi örneklerden bir tanesi.

Ayetteki ‘llezi evhayna ileyke’ (ٱلَّذِىٓ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ) tamlamasının anlamı ‘sana vahyettiğimiz şeyi’ dir. (ٱلَّذِىٓ)(llezi) kelimesi tekil erildir. Diğer bir deyiş ile tek bir şeyi ifade eder. Arapça gramer gereği zamirler tekil, ikil ve çoğul şekildedir. Örnek; o erkek geldi (tekil eril). O iki erkek geldi (ikil). O erkekler geldi (çoğul). (ٱلَّذِىٓ)(llezi) kelimesinin tek bir şeyi ifade etmesi bize açıkça gösterir ki peygamberimize sadece tek bir şey vahyedilmiştir. Bu da şerefli Kuran’dır.

Ayrıca (‘litetluveokuman için ‘aleyhimuonlara) tamlaması da önemlidir. Yüce Allah’ın vahyettiği şey olan Kuran’ı peygamberimiz okumuştur. Tilavet etmiştir.

'litetluve' (لِّتَتْلُوَا۟) kelimesi kökü (تلو) bir şeyi sesli okumaktır (Hans Wehr 4th ed., page 117 (of 1303). Peygamberimiz Yüce Allah’tan inen Kuran’ı (gelen vahyi) sesli okuyarak insanlara iletmiştir. Gelen tüm vahyi sesli olarak okumuştur. Gelen tüm vahiy Kuran’a girmiştir.  

Peygamberimizin Yüce Allah’tan gelen vahyi gizlemesi, okumaması mümkün değildir, söz konusu bile olamaz. Yüce Allah’tan gelen vahyi peygamberimiz hayatta iken bizzat kendisi okumuştur. Vahiy olarak okuduğu her şey de Kuran’dır. 

Bu noktada net anlıyoruz ki Kuran Yüce Allah’tan gelen tek vahiydir. Bu nedenle dinin tek kaynağı olarak alınmalıdır.

Bazı kişiler uydurma hadislerle peygamberimize 2. bir Kuran verildiğini iddia etmektedirler.

Tirmizi'de yer alan bu hadis şudur;

"Şunu iyi biliniz ki bana Kur'an-ı Kerim ile birlikte onun bir benzeri de verilmiştir. Dikkatli olun koltuğuna kurulan tok bir adamın size: 'Sadece şu Kur'an lazımdır, onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz yeter.' diyeceği günler yakındır..." Ebu Davud, Sünnet, 6, İmare 33; Tirmizi, İlim 10)

Tirmizi’de olan bu uydurulmuş hadis Kuran’ın değiştiremeyenlerin onu etkisiz hale getirme yöntemidir. Bu hadisi uydurma amaçları net bir şekilde insanları korkutmak, 'Kuran bize yeter' diyen insanların kalplerine güya korku salmaktır. Bu uydurulmuş hadisi okuyan insanlar sadece Kuran demekten korkacaklardır. Kuran'ı okuyup anlamayan insanlar ise bu hadisi görünce otomatik olarak Kuran'a yaklaşamayacaktır. Ancak akıl yürütme ile bu hadisin uydurma olduğu hemen görülür.

Şimdi aklımızı kullanalım;

  • Peygamberimize Kuran’ın bir benzeri verilmiş ise bunun mutlaka vahiy yoluyla olması gerekir. Ancak yukarıdaki ayette de net görülüyor ki peygamberimize tek bir şey vahyedilmiş. 2. bir vahiy yok.
  • Peygamberimizin kendisine gelen vahyi insanlara okuduğu 13:30 ayetinden anlaşılıyor. Gizli tutmamış. Okuduğu şeyin de tek olan Kuran olduğu ortadadır. Yukarıdaki uydurulmuş hadise göre peygamberimiz kendisine gelen vahyi okumamış ve Kuran’a girmesini önlemiş olmalı.
  • Yüce Allah evrenin yok oluşuna kadar hüküm sürecek olan Kuran’ı varken neden gizli bir vahiy göndersin? Yüce Allah’ın haşa kelime sıkıntısı mı var? Sayfa sıkıntısı mı var? Tek bir kitap olan Kuran’da sözleri bitirememiş de 2. bir kitap mı eklemiş? Haşa.
  • Kuran’da Kuran’dan sorumlu tutulacağımız açıkça bildirildiğine göre 2. bir kitap arayışı nedir? 

Yüce Allah 43:44 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

4367|43|44|وَإِنَّهُۥ لَذِكْرٌ لَّكَ وَلِقَوْمِكَ وَسَوْفَ تُسْـَٔلُونَ

Ve innehu le zikrun leke ve li kavmik(kavmike), ve sevfe tus’elûn(tus’elûne).

Ve doğrusu O (Kur'an) mutlak bir zikirdir/bir öğüttür/bir hatırlatmadır sana; ve kavmin için; ve yakında sorulacaksınız.

 

  • Yukarıdaki Tirmizi’de geçen hadisi Buhari ve Müslim hadis kitaplarına almamış. Biz hadis kitaplarını dinin kaynağı olarak kabul etmiyoruz. Ancak kendi aralarında bile mutabık olamayan bu hadis kitapları ile halis bir kulluk nasıl yapılabilir? Yüce Allah’a nasıl teslim olunabilir? Mümkün değildir! Ben hangisine inanacağım? Tirmizi’ye mi? Yoksa Buhari’ye mi? Yoksa Müslim’e mi? Oldu olacak hepsine inanalım. Hepsini dinimizin kaynağı kabul edelim. İşte o vakit büyük bir yanılgıya uğrarız. Büyük bir zanna uymuş oluruz. 

Zaten aşağıdaki ayetten net bir şekilde anlaşılır ki peygamberimiz diriliş günü kendisine verilmiş olduğu iddia edilen Kuran’ın benzerini işaret etmiyor. Direkt olarak Kuran’ı işaret ediyor.

Yüce Allah 25:30 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

2883|25|30|وَقَالَ ٱلرَّسُولُ يَٰرَبِّ إِنَّ قَوْمِى ٱتَّخَذُوا۟ هَٰذَا ٱلْقُرْءَانَ مَهْجُورًا

Ve kaler resulu ya rabbi inne kavmi ttehazu hazel kur'ane mehcura.

Ve dedi ki elçi ‘ya Rabbi şüphesiz benim kavmim-toplumum tuttular bu Kuran'ı terk edilmiş

 

Bu ayetin muhatabı olmamak için her mümin çok dikkatli olmalı ve çalışmalıdır. Sabah her kalktığında bu ayeti hatırlamalıdır.

Kuran haricinde hadisleri dinin kaynağı yapabilmek için uydurulmuş hadisler çoktur. Ancak hadisler dinin kaynağı asla olamaz.

Hadisleri dinin kaynağı yapmak ve dini diledikleri gibi hadisler uydurarak yönlendirebilmek isteyenler (Kuran’ı değiştiremeyince) Kuran’daki bazı ayetleri de tabiri caiz ise bükerek kendilerine destek aramaya çalışırlar.

Kuran’da geçen (l-kitabikitap’ ve lhikmeti ‘ve hikmet’) kalıbını kendi amaçları için kullanırlar. Arapça gramer gereği ‘hikmetli/hikmet içeren kitap’ anlamında olan bu tamlamayı kitap ve ayrıca hikmet olarak değerlendirirler ve Kuran'dan başka peygambere hikmet verildiği gibi yanlış bir anlayışa ulaşırlar. Buradan da bu hikmetin olsa olsa hadisler olacağını dile getirirler. Ancak durum onların düşündüğü gibi değildir.

Arapça gramer incelemeyi de içeren çok detaylı makale aşağıdan okunabilir.

Hikmetli kitap, hikmet içeren kitap: Kuran

Peygamberimize Kuran dışında gizli bir vahiy geldiği uydurması 13:30 ayetine toslar ve paramparça olur.

"Vahyi gayri metlüv" ‘tilavet edilmeyen, okunmayan vahiy’ olarak hadis inanıcılarının öne sürdüğü bir uydurmadır. Bu uydurma ile ‘kudsî hadis’ olarak bilinen şeyleri Allah’ın Kuran’ı ile bir tutmuşlardır. Hatta bazı noktalarda Kuran’ın üstüne çıkarmışlardır. Tabii ki bu uydurmanın amacı Kuran’ı bypass etmektir. Kuran’ı değiştiremeyince peygambere iftira atarak yalan hadis uydurmuşlardır. Bunu da "vahyi gayri metlüv" ‘tilavet edilmeyen, okunmayan vahiy’ kavramını ortaya atarak uydurdukları şeyleri Allah’ın vahyi gibi göstermişlerdir. Ancak "vahyi gayri metlüv" ‘tilavet edilmeyen, okunmayan vahiy’ yukarıdaki 13:30 ayetine toslar.  13:30 ayetinde açıkça görülür ki Yüce Allah gönderdiği vahyi peygambere okutmaktadır. Tilavet ettirmektedir.

En doğrusunu Allah bilir.