“Ve o gün ısırır zalim ellerini; der: ‘Ah! Keşke tutsaydım resûlle birlikte bir yol’”: Şeytanın Kuran’dan saptırdığı bir kimsenin ahiretteki pişmanlığı

Yüce Allah aşağıdaki âyetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet

Arapça okunuş

Meal

2880|25|27|وَيَوْمَ يَعَضُّ ٱلظَّالِمُ عَلَىٰ يَدَيْهِ يَقُولُ يَٰلَيْتَنِى ٱتَّخَذْتُ مَعَ ٱلرَّسُولِ سَبِيلًا

Ve yevme yeadduz zâlimu alâ yedeyhi yekûlu yâ leytenîttehaztu mear resûli sebîlâ(sebîlen).

Ve o gün ısırır zalim iki elini; der: “Ah! Keşke edinseydim resulle birlikte bir yol.”

2881|25|28|يَٰوَيْلَتَىٰ لَيْتَنِى لَمْ أَتَّخِذْ فُلَانًا خَلِيلًا

Yâ veyletâ leytenî lem ettehız fulânen halîlâ(halîlen).

"Vah bana! Keşke asla tutmasaydım falanı/filanı bir dost."

2882|25|29|لَّقَدْ أَضَلَّنِى عَنِ ٱلذِّكْرِ بَعْدَ إِذْ جَآءَنِى وَكَانَ ٱلشَّيْطَٰنُ لِلْإِنسَٰنِ خَذُولًا

Lekad edallenî aniz zikri ba’de iz câenî, ve kâneş şeytânu lil insâni hazûlâ(hazûlen).

"Mutlak ki saptırdı beni zikirden/öğütten/hatırlatmadan (Kur’an’dan); sonrası geldiği zaman bana o (zikir/öğüt/hatırlatma); ve oldu şeytan insan için bir yüzüstü bırakan."

2883|25|30|وَقَالَ ٱلرَّسُولُ يَٰرَبِّ إِنَّ قَوْمِى ٱتَّخَذُوا۟ هَٰذَا ٱلْقُرْءَانَ مَهْجُورًا

Ve kâler resûlu yâ rabbi inne kavmîttehazû hâzel kur’âne mehcûrâ(mehcûran).

Ve dedi resul: “Ey Rabbim! Doğrusu benim kavmim; tuttular bu Kur'an'ı bir terk edilmiş."

 

Ne muhteşem ayetler. Gelecekten haber veriyorlar. Bu evren yok olmuş ve ahiret evreni oluşmuş. Tüm insanlar Rableri huzurunda diriliş günü olan kıyamet gününde huzurda toplanmışlar.

Bakın nasıl konuşmalar geçiyor?

Derin ve tarif edilemez pişmanlık duyan zalim bir kişi var. Bu kişi zalim çünkü kendisine zulmetmiş.

Bunu nereden anlıyoruz? En büyük zulmün Allah'a şirk koşmak olduğunu Lokman oğluna söylüyor.

Yüce Allah 31:13 âyetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet

Arapça okunuş

Meal

3480|31|13|وَإِذْ قَالَ لُقْمَٰنُ لِٱبْنِهِۦ وَهُوَ يَعِظُهُۥ يَٰبُنَىَّ لَا تُشْرِكْ بِٱللَّهِ إِنَّ ٱلشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ

Ve iz kâle lukmânu libnihî ve huve yaızuhu yâ buneyye lâ tuşrik billâh(billâhi), inneş şirke le zulmun azîm(azîmun).

Ve o zaman dedi Lokman oğluna; ve o vaaz verir ona/tavsiye eder ona; “Ey oğlum! Ortak koşma/şirke girme Allah'a; doğrusu ortak koşmak/şirk mutlak büyük bir zulümdür.

 

Konumuza devam edelim;

Diyor ki; ‘keşke tutsaydım resûlle birlikte bir yol’. Resûlün üzerinde olduğu yola uymamış. Neden uymamış? Çünkü resûlün yolu yerine başka birisinin yolunu tercih etmiş. Bu kişi ‘keşke tutmasaydım falanı bir dost.’ diyerek büyük pişmanlığını dile getiriyor. 25:29 ayetine göre anlıyoruz ki bu kişiye Yüce Allah’ın zikri-öğüdü yani Kuran gelmiş. Ancak bu kişiye Kuran geldikten sonra kendisinin dost edindiği şey kendisini Kuran’dan saptırmış. 25:29 ayetinden net olarak anlarız ki şeytan işin içindedir.

Şeytan Yüce Allah’ın dosdoğru yolu üzerine yani Kuran üzerine oturmuştur. Bu konu ile ilgili detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.

Yüce Allah’ın dosdoğru yolu ‘sıratel mustakim’ olan Kuran’a ve tüm insanlara düşmanlık eden şeytan: “Artık kesinlikle senin doğru yolunun (Kuran) üzerine oturacağım''

25:30 ayetinde Muhammed resûl konuşur. Muhammed peygamberimiz de kendisine Muhammed peygamberin ümmetiyiz diyen kişilerin Kuran’ı ellerinde tuttuklarını ancak onu terk ettiklerini bildirmektedir.

Şeytan insanlara yaptıkları şeyleri güzel göstererek aldatır. Sonra da yüz üstü bırakır.

Bu ayetlerin muhatapları kendilerini Muhammed peygamberin yolundan gittiklerini sanan, kendilerini müslüman sanan topluluktur. Yani ehli sünnettir.

Ey ehli sünnete tabi olmuş kardeşim;

25:30 ayetini iyice bir oku. Anlamaya çalış. Bu ayet öncesi kişinin durumuna düşme. Ellerini ısırarakAnt olsun o beni saptırdı zikirden (Kuran) bana geldikten sonra’ diyen kişi gibi olma. Resûle itaat etmek Kuran’a ve Allah’a itaat etmektir. Resûlün yolu Kuran ve Allah’ın yoludur. Allah ile resûlün arası açılmamalıdır. Ancak ne yazık ki Allah ile resûlün arasını açmışlardır. 

‘İsterler ki ayırsınlar Allah ve resûllerinin arasını… isterler ki tutsunlar bunun arasında bir yol’: Hadis kitapları aracılığı ile resûl adına din türeten kimseler.

Ey ehli sünnete tabi olmuş kardeşim;

Sana resûle itaat etmenin içinde yalan yanlış bilgilerin olduğu, Allah katından geldiği asla doğrulanamayan hadis kitaplarına ve onlardan türemiş olan mezheplere itaat etmek olduğu söylendi.

Oysa şeytan iş başındaydı. Halen de öyle. Resûl adını kullanarak insanları kandırdı. Peygamberimizin sünneti diye bir şey uydurdu. Biliyordu ki Kuran’ın hükümlerini ancak resûlün adını kullanarak etkisiz hale getirebilirdi. Yüce Allah da kendisine izin vermişti. Peygamberin sünneti adı altında resûl ile Allah’ın arasını ayırdı. Milyarlarca kişi Muhammed peygamberimizin yolundan gittiğini sanıyor. Oysa yolları resûlün yolu değildir. Şeytan çoğunu saptırmıştır.

25:30 ayetinde resûl kendi ağzından kendisinin yolunun Kuran olduğunu bildiriyor. Resûlün yolu ile birlikte bir yol tutacaksan bu yol sadece Kuran’ın yolunu tutmaktır. Bil ki resûl Kuran'ın yolundan başka bir yol tutmamıştır.

En doğrusunu Allah bilir.