91:1-6 ayetlerinde Yüce Allah şu şekilde buyurmaktadır.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
6042|91|1|وَٱلشَّمْسِ وَضُحَىٰهَا Ve ş-şemsi ve duhaha. Ve Güneş’e ve onun sabah aydınlığına |
6043|91|2|وَٱلْقَمَرِ إِذَا تَلَىٰهَا Ve l-kameri iza telaha.Ve Ay’a, onu (Güneş’i) arkasından takip ettiği zaman |
6044|91|3|وَٱلنَّهَارِ إِذَا جَلَّىٰهَا Ve n-nehari iza cellaha.Ve gündüze, onu (Güneş’i) ortaya çıkardığı zaman |
6045|91|4|وَٱلَّيْلِ إِذَا يَغْشَىٰهَا Ve l-leyli iza yagşaha.Ve geceye, onu (Güneş’i) gizlediği-perdelediği zaman |
6046|91|5|وَٱلسَّمَآءِ وَمَا بَنَىٰهَا Ves semai ve ma benaha. Ve göğe (evrene), ve onu bina edene |
6047|91|6|وَٱلْأَرْضِ وَمَا طَحَىٰهَا Ve l-ardı ve ma tahaha.Ve yere (Dünya gezegenine), ve onu büyütene-genişletene-yayana |
91:1 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
ve ş-şemsi |
ve Güneş’e |
شمس |
2 |
ve duhaha |
ve onun sabah aydınlığına |
ضحو |
(وَضُحَىٰهَا) duhaha kelimesi kökü (ضحو) sabah (foremoon-morning), güneş ışıkları sayesinde görülebilen (visible in the sun-light), ayırt edilecek kadar görünebilen (be distinctly visible) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 627 (of 1303). Steingass, page 606 (of 1241)
91:2 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
ve l-kameri |
ve Ay’a |
قمر |
2 |
iza |
zaman |
|
3 |
telaha |
onu (Güneş’i) arkasından takip ettiği |
تلو |
(تَلَىٰهَا) telaha kelimesi kökü (تلو) arkasından takip etmek (follow), arkasından yürümek (to walk behind) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 313 (of 3039)
Kelime anlamı fiziksel bir takibi belirtir.
91:3 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
ve nnehari |
ve gündüze |
نهر |
2 |
iza |
zaman |
|
3 |
cellaha |
onu (Güneş’i) ortaya çıkardığı |
جلو |
(ٱلنَّهَار) nnehari kelimesi kökü (نهر) gündüz (day time), tan ağarmasından gün kararmasına kadar süre (from dawn to dusk) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1176 (of 1303)
(جَلَّىٰهَا) cellaha kelimesi kökü (جلو) ortaya çıkarmak (unveil), meydana çıkarmak-ortaya çıkarmak (reveal) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 156 (of 1303)
91:4 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
ve lleyli |
ve geceye |
ليل |
2 |
iza |
zaman |
|
3 |
yegşaha |
onu (Güneş’i) gizlediği-perdelediği |
غشو |
(ٱلَّيْلِ) lleyli kelimesi kökü (ليل) gece (night time) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1040 (of 1303)
(يَغْشَىٰهَا) yegşaha kelimesi kökü (غشو) gizlemek-perdelemek (conceal), maskelemek-saklamak (veil), örtmek (cover), sarmalamak (wrap) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 790 (of 1303)
91:5 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
ve ssemai |
ve göğe (evrene) |
سمو |
2 |
ve ma |
ve |
|
3 |
benaha |
onu bina edene |
بني |
91:6 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
v el'erdi |
ve yere (Dünya gezegenine) |
ارض |
2 |
ve ma |
ve |
|
3 |
tahaha |
onu büyütene-genişletene-yayana |
طحو |
Ard (ارض) kelimesi yer anlamına yani üzerinde yaşadığımız gezegenimiz Dünya anlamına gelir ve Kuran’da 453 kez geçer.
(طَحَىٰهَا) tahaha kelimesi kökü (طحو) yaymak-genişletmek (spread, expend), büyütmek (extend) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 1884 (of 3039)
Şimdi Allah’ın izni ile ayetleri inceleyelim ve bu ayetlerdeki bilimsel işaretleri araştıralım;
Güneş Ay’ı sürüklemektedir. Ay Güneş'i arkasından takip etmektedir.
(تَلَىٰهَا) telaha kelimesinin bir şeyi arkasından fiziksel olarak takip etmek anlamı düşünüldüğünde ayetten net bir şekilde anlarız ki Ay Güneş’i fiziksel olarak takip etmekte, Güneş’in arkasından yol almaktadır.
1400 yıl önceden Yüce Allah Ay’ın Güneş’i fiziksek olarak takip ettiğini bildirdiğine göre her ikisinin de hareket ediyor olması gereklidir. Güneş ve Ay’ın kendi yörüngelerinde yüzdüklerini bir başka ayette incelemiştik.
Güneş ve Ay’ın karanlık enerji ve karanlık maddeden oluşan uzayda akıp gitmesi
Ay Güneş’i nasıl takip ediyor?
Güneş Ay’ı sürüklediği için.
Güneş uzay zaman dokusunu o kadar fazla bükmektedir ki tüm gezegenler ve tabii ki Ay da bu büküme doğru çekilmektedir. Ancak gezegenler ve Ay Güneş’e düşmemektedirler çünkü Güneş etrafında yörüngelerinde o kadar hızla dönerler ki merkez kaç kuvveti ile Güneş’in çekim kuvveti dengelenir ve Güneş’e düşmeleri mümkün olmaz. Yerçekimi kuvveti ve merkez kaç kuvveti o kadar dengededir ki Güneş ile gezegenler arasında ve tabii Ay arasında görünmez bir bağ varmış gibidir. Birbirlerine bağlı gibidirler.
Modern bilim ile Güneş’in Samanyolu galaksimiz çevresinde belirli bir yörüngede hızla yol aldığını, hızla hareket ettiğini öğrendik. Güneş hızla hareket ederken (saniyede 200 km veya saatte 720.000 km) kendisi ile birlikte tüm gezegenleri ve Ay’ı da birlikte sürüklemektedir. Çünkü yukarıdaki paragrafta anlatıldığı üzere Güneş ile gezegenler arasında ve Güneş ile Ay arasında görünmez bir bağlantı vardır (Yerçekimi).
Şu bir gerçektir ki Güneş sistemimizde bulunan her şey Güneş’i takip etmektedir. Dünya üzerinde olan insanlar dahi Güneş’in yerçekimi kuvvetinin etkisi ile aslında Güneş’i arkasından takip etmektedir. Güneş, tüm gezegenleri ve uydularını (Ay da dahil), kısacası her şeyi sürüklemektedir.
Güneş samayolu galaksisinin eksenine 60 derece açı ile eğik şekilde hareket etmektedir.
Yukarıdan görünüş;
Aşağıdaki animasyonda Güneş’in galaksideki yörüngesinde hızla yol aldığını görüyoruz. Beraberinde tüm gezegenleri de sürüklemektedir. Tabii ki Ay’ı da. Ay Güneş'i arkasından takip etmektedir.
Güneş’in Ay’ı sürüklediğine başka bir delil.
36:40 ayetinde Yüce Allah şu şekilde buyurmaktadır.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
3743|36|40|لَا ٱلشَّمْسُ يَنۢبَغِى لَهَآ أَن تُدْرِكَ ٱلْقَمَرَ وَلَا ٱلَّيْلُ سَابِقُ ٱلنَّهَارِ وَكُلٌّ فِى فَلَكٍ يَسْبَحُونَ Le ş-şemsu yenbegi leha en tudrike l-kamere ve lel leylu sabikun nehar, ve kullun fi felekin yesbehun. Güneş, uygun olmaz onun erişmesi-yetişmesi Ay’a ve gece, önüne geçemez gündüzün ve hepsi bir felek (bir yörünge) içinde yüzmektedirler |
36:40 ayetinin detaylandırılması;
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 |
la |
||
2 |
ş-şemsu |
Güneş |
شمس |
3 |
yenbegi |
uygun olmaz |
بغي |
4 |
leha |
onun |
|
5 |
en |
||
6 |
tudrike |
erişmesi-yetişmesi |
درك |
7 |
l-kamera |
Ay’a |
قمر |
8 |
ve la |
ve |
|
9 |
l-leylu |
gece |
ليل |
10 |
sabiku |
önüne geçemez |
سبق |
11 |
n-nehari |
gündüzün |
نهر |
12 |
vekullun |
ve hepsi |
كلل |
13 |
fi |
içinde |
|
14 |
felekin |
bir felek (bir yörünge) |
فلك |
15 |
yesbehune |
yüzmektedirler |
سبح |
(يَنۢبَغِى) yenbegi kelimesi kökü (بغي) uygun olmak-münasip olmak (proper-appropriate) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 83 (of 1303)
(تُدْرِكَ) tudrike kelimesi kökü (درك) tutunmak (to last), ulaşmak-yetişmek (to reach), yakalamak (to catch) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 322 (of 1303)
(سَابِقُ) sabiku kelimesi kökü (سبق) önce olmak (antecede), önde olmak (precede) ‘yer veya zaman bakımından’ anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 459 (of 1303)
36:40 ayetinde Güneş’in Ay’ı sürüklediğine dair başka bir vurgu vardır. ‘Güneş, uygun olmaz onun erişmesi-yetişmesi Ay’a’ buyurulmuştur. Gerçekten muhteşem bir bilimsel delil. Güneş Ay’ı sürüklemektedir. Ay Güneş’in arkasından tüm gezegenler gibi onu takip etmektedir. Güneş’in Ay’a erişmesi-yetişmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Çünkü Güneş bir lokomotif gibi tüm gezegenleri ve Ay’ı sürüklemektedir. Çok vagonlu bir tren düşünün. En baştaki lokomotife takılı birçok vagon olduğunu düşünün. Vagonlar lokomotifi arkasından takip etmektedir. Lokomotifin en arkadaki vagona yetişmesi-kavuşması-ulaşmasından bahsedilemez. Bu uygun olmaz. Çünkü tüm vagonları lokomotif çekmektedir.
Dünya’nın dönüşü gündüzü ve geceyi oluşturur.
91:1-6 ayetleri bir bütün olarak düşünüldüğünde Yüce Allah bizim dikkatimizi Güneş’e, Güneş’in sağlamış olduğu sabah aydınlığına çekmektedir. Doğrudur. Sabah aydınlığı Güneş tarafından sağlanır. Güneş’in ışık yayması, aydınlatması olmasa sabah aydınlığından söz etmek mümkün olamaz.
Ancak hemen sonrası 91:3 ve 91:4 ayetleri muhteşem bir işaret sunar.
91:3-4 ‘Ve gündüze, onu (Güneş’i) ortaya çıkardığı zaman. Ve geceye, onu (Güneş’i) gizlediği-perdelediği zaman’
91:3 ve 91:4 ayetlerinde gece döneminde Güneş’in perdelendiği, gizlendiği vurgulanmıştır. Gündüz döneminde ise Güneş’in ortaya çıkarıldığı vurgulanmıştır.
Açıkça görülür ki gündüz ve gecenin oluşmasında Güneş’ten başka bir şey rol oynamaktadır. Bu şey her ne ise Güneş’i ortaya çıkarmakla, onu görünür hale getirmekle gündüzü oluşturur ve bu şey her ne ise daha sonra Güneş’i gizlemekle, perdelemekle, görünmez hale getirmekle geceyi oluşturur.
Güneş’ten başka bir şey olan bu şey nedir?
Bunu cevabı 91:6 ayetinde veriliyor.
91:6 ‘Ve yere (Dünya gezegenine), ve onu büyütene-genişletene-yayana’
Evet. Net bir şekilde görülür ki gündüz ve gece Dünya gezegeni sayesinde gerçekleşir. Ancak sadece Dünya gezegeni sayesinde değil, onun yapmak zorunda olduğu bir hareketle gerçekleşir. Çünkü ayetlerden anlıyoruz ki gece ve gündüz ardı ardına gelmektedir. Bu da ancak Dünya gezegeninin kendi etrafında dönmesi ile mümkün olabilir. Dünya kendi etrafında dönmemiş olsa idi zaten Dünya’nın bir tarafı hep gece, diğer tarafı hep gündüz olması gerekliydi.
Gece ve gündüz ancak Dünya'nın Güneş'i perdelemesi ile gerçekleşir. Aşağıdaki animasyonu izlediğinizde 91:3-4 ayetinin ne kadar büyük bir bilimsel delil olduğunu görürsünüz.
91:3-4 ‘Ve gündüze, onu (Güneş’i) ortaya çıkardığı zaman. Ve geceye, onu (Güneş’i) gizlediği-perdelediği zaman’
Gece ve gündüzün Dünya gezegeni sayesinde olduğuna başka bir delil;
36:49 ayeti dikkatli incelendiğinde ‘kullun’ edatı ve ‘yesbehune’ fiilinin önemli bir rol oynadığı hemen görülür. ‘kullun’ kelimesi hepsi anlamındadır. ‘yesbehune’ fiili ise çoğul olarak gelmiştir. Yani ‘hepsi bir felek içinde (yörünge) yüzmektedirler’ olarak anlamı oluşur. Arapça gramere göre tekil, ikil ve çoğul zamirler vardır. Türkçede ise sadece tekil ve çoğul zamirler vardır. Yani Arapçada çoğul 3 ve daha fazla durumu ifade eder.
Ayet dikkatli incelendiğinde ayette sadece 2 gök cismi direkt olarak zikredilmiştir. Bunlar Güneş ve Ay’dır. Ancak Yüce Allah ‘her ikisi bir felek içinde (yörüngede) yüzmektedir’ yerine ‘hepsi bir felek içinde (yörünge) yüzmektedirler’ buyurmuştur. Arapça gramer gereği Yüce Allah en az 3 gök cisminin yörüngeleri içinde yüzdüğünü bildirmektedir. Peki ayette direkt olarak ismi zikredilmeyen gök cismine bir işaret var mı?
Hem de muhteşem bir işaret var ki gerçekten büyük bir bilimsel işaret içermektedir. ‘ve gece önüne geçemez gündüzün’ buyrulmuştur. Güneş’in Ay’ı sürüklemesi ve Güneş-Ay’ın yörüngelerinde yüzmeleri ile ilgili bir ayette Yüce Allah ‘‘ve gece önüne geçemez gündüzün’’ neden buyursun?
91:1-6 ayet gurubundan elde ettiğimiz bilgiler ile 36:49 ayetinden aldığımız bilgiler, 36:49 ayetinde direkt olarak ismi zikredilmeyen ancak neden olduğu sonuç (gece ve gündüzün oluşması) zikredilen 3. gök cisminin Dünya gezegeni olduğu anlaşılır.
Gecenin gündüzün önüne geçememesi;
36:46 ayetinde ‘ve gece önüne geçemez gündüzün’ buyurmuştur Yüce Allah. Bu noktada 3 bilimsel işaret vardır.
'önüne geçemez' سَابِقُ) sabiku kelimesi hem zaman açısından (zaman olarak önce olmak), hem de çokluk ve yer aşısından önde olma anlamındadır.
Zaman açısından inceleme;
Gündüz 4.6 milyar yıl önce gecenin önüne geçmiştir ve günümüze kadar hep önde kalmıştır ve hep önde olacaktır. Gece gündüzün önüne asla geçemez. Bunu aşağıdaki ayetten anlıyoruz.
Yüce Allah 17:12 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
2039|17|12|وَجَعَلْنَا ٱلَّيْلَ وَٱلنَّهَارَ ءَايَتَيْنِ فَمَحَوْنَآ ءَايَةَ ٱلَّيْلِ وَجَعَلْنَآ ءَايَةَ ٱلنَّهَارِ مُبْصِرَةً لِّتَبْتَغُوا۟ فَضْلًا مِّن رَّبِّكُمْ وَلِتَعْلَمُوا۟ عَدَدَ ٱلسِّنِينَ وَٱلْحِسَابَ وَكُلَّ شَىْءٍ فَصَّلْنَٰهُ تَفْصِيلًا Ve cealnel leyle ven nehare ayeteyni fe mehavna ayetel leyli ve cealna ayeten nehari mubsıraten li tebtegu fadlen min rabbikum ve li ta'lemu adedes sinine vel hisab, ve kulle şey'in fassalnahu tafsila. Biz gece karanlığını ve gündüz aydınlığını iki ayet-gösterge kıldık; gece karanlığı ayetini-göstergesini sildik-ortadan kaldırdık da Rabbinizden bir fazl aramanız, yılların sayısını ve hesabı öğrenmeniz için gündüz aydınlığı ayetini-göstergesini görmeyi sağlayıcı-gösterici kıldık. Biz, her şeyi yeterince açıkladık. |
Detaylı incele için lütfen yukarıdaki makaleyi okuyunuz.
Özetlemek gerekirse;
4.6 milyar yıl önce Güneş sisteminizin oluşacağı yerde (gaz ve toz bulutlarının bulunduğu) gece karanlığı mevcuttu. Güneş’imiz yaklaşık 4.6 milyar yıl önce gaz ve toz bulutlarının sıkışması ile ilk kez parladı. İlk parlama bir T-Tauri yıldızı olarak gerçekleşti. Bu parlama füzyon parlaması değil yerçekimi sıkıştırması sonucu oluşan sıcaklıktan kaynaklanıyordu. Daha sonra henüz bir T-Tauri yıldızı olan Güneş’imizin çekirdeğinde füzyon reaksiyonu başladı ve Güneş’imiz bugünkü gibi parlamaya başladı. Güneş’in parlaması ile Güneş sistemde kesintisiz olarak gündüz dönemi başladı. Yüce Allah’ın 17:12 ayetine buyurduğu gibi gece karanlığı ortadan kaldırıldı ve silindi. Güneş’in parlaması ile gündüz aydınlığı her yere hâkim oldu.
Diğer bir deyiş ile gündüz aydınlığı öne geçirildi.
Gece karanlığı uzun süre hiç ortada yoktu. 91:4 ayetinde buyurulduğu gibi Güneş’i perdeleyecek, gizleyecek, örtecek bir şey henüz mevcut değildi. Dünya gezegeni henüz oluşmamıştı. Dünya gezegeni Güneş’in etrafında dönen kaya parçalarının birleşerek toplanması ile gezegen halini alınca Güneş’i perdelemeyi, örtmeyi, gizlemeyi mümkün kıldı ve artık gece oluşabildi.
36:46 ayetinde bildirildiği gibi gece gündüzün her zaman arkasında kalacaktır (Zaman olarak). Çünkü 4.6 milyar yıl önce gündüz öne geçirilmiştir. Gece daha sonradan oluşturulmuştu.
Sonuç olarak;
Güneş Sisteminde dominant olan güç gündüzdür. Gece ancak onu takip edebilir. Ondan sonra oluşabilir.
Aşağıdaki animasyonda net bir şekilde gecenin her zaman gündüzün arkasından geldiğini görebilirsiniz.
Çokluk açısından ve yer (mekân) olarak gecenin gündüzün arkasına kalması;
Gündüz Güneş’in aydınlığı nedeni ile tüm Güneş Sisteminde her yerde mevcuttur. Gece ise ancak çok küçük alanlarda hüküm sürebilmektedir. Ancak gezegen ve uyduların Güneş aydınlığını perdelemelerinin mümkün olabildiği çok küçük alanlarda etkindir. Güneş'in aydınlığı Güneş Sistemi içinde her zaman ve her yerde etkin olduğu için sadece gezegenlerin perdelemesi ile oluşabilen gecenin gündüzü çokluk ve mekansal olarak geçmesi mümkün değildir.