Nehirlerden çıkan, takınılan süs; altın.

İki bol suyun birbirine kavuşup karışmaması ve onlardan çıkan süs takıları ile ilgili ayetler (55:19-20-22, 35:12, 25:53) iyi anlaşılmadığında, Yüce Allah’ın koyduğu ince işaretler net olarak görülmediğinde hatalı sonuçlara varmak mümkün olabilmektedir. 55:22 ayetinde ‘Çıkıyor ikisinden inci ile mercan.’ buyurulması diğer ayetler ile birlikte okunmaz ise 35:12 ayetinde nehirlerden ‘inci ve mercan’ çıkması gerektiği gibi yanlış bir sonuca ulaşılır. Oysa Kuran’da asla ve asla çelişki olmaz. Ayetler bütün olarak okunduğunda, Yüce Allah’ın koyduğu işaretler dikkatli okunduğunda aslında ayetin bambaşka bir şeyi işaret ettiği ortaya çıkar.

Yüce Allah’ın izni ile yanlış anlaşılan 35:12 ayetini inceleyelim;     

Yüce Allah 35:12 âyetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

3670|35|12|وَمَا يَسْتَوِى ٱلْبَحْرَانِ هَٰذَا عَذْبٌ فُرَاتٌ سَآئِغٌ شَرَابُهُۥ وَهَٰذَا مِلْحٌ أُجَاجٌ وَمِن كُلٍّ تَأْكُلُونَ لَحْمًا طَرِيًّا وَتَسْتَخْرِجُونَ حِلْيَةً تَلْبَسُونَهَا وَتَرَى ٱلْفُلْكَ فِيهِ مَوَاخِرَ لِتَبْتَغُوا۟ مِن فَضْلِهِۦ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Ve mâ yestevî l-bahrâni hâzâ azbun furâtun sâigun şerâbuhu ve hâzâ milhun ucâc, ve min kullin te’kulûne lahmen tariyyen ve testahricûne hilyeten telbesûnehâ, ve terel fulke fîhi mevâhire li tebtegû min fadlihî ve leallekum teşkurûn.

Ve eşit değil iki bol su; bu lezzetli, tatlı, kolay yutulan içimi; bu tuzlu, acı; ve her birinden yersiniz taze et ve çıkarırsınız süs takındığınız ve görürsün gemileri onun içinde yarıp gitmekte; arayıp talip olmanız için lütfundan; ve belki şükredersiniz.

 

(ٱلْبَحْرَانِ) l-behrani kelimesi kökü (بحر) deniz, bol su (sea, big lakes, big rivers) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 54 (of 1303)

(حِلْيَةً) hilyeten kelimesi kökü (حليsüs (ornament), ziynet eşyası (jewellery) anlamındadır. Steingass, page 295 (of 1241)

(تَلْبَسُونَهَاtelbesuneha  kelimesi kökü (لبس) giymek-takmak-takınmak (put on-wear) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1003 (of 1303)

 

35:12 ayetini incelemeden önce yukarıda işaret edilen ayetleri inceleyelim ki yanlış anlamayı önleyelim;

Deniz suyu deniz suyuna karşı;

55:19 Salıverdi iki bol suyu birbirine kavuşuyorlar.

55:20 Aralarında vardır bir engel, sınırlarını aşmıyorlar.

55:22 Çıkıyor ikisinden inci ile mercan.

55:19-20 ayetlerinde işaret edilen 2 bol suyun tatlı su mu yoksa tuzlu su mu olduğu ayetlerde direk olarak açıklanmamıştır. Ancak 55:22 ayetinde her ikisinden de inci ve mercan çıktığı bildirilerek suların özelliği indirekt olarak işaret ediliyor. İnci ve mercan tuzlu sulardan çıkar. Demek ki bu 2 bol su tuzlu olan 2 denizdir.

İki denizin birbirlerine kavuşmalarına rağmen aralarında bir engel olduğu, sınırlarını aşmadıkları bildiriyor.

55:19-20 ayetinde işaret edilen 2 bol suya örnek Akdeniz ile Atlaktik okyanusu verilebilir. Cebelitarık bölgesinde bu 2 bol su birbiri ile buluşmakta ancak birbirlerine karışmamaktadırlar. Her iki denizden mercan ve inci çıkmaktadır.

Detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.

Tatlı su ile tuzlu su arasındaki yasaklanmış-men edilmiş fiziksel bir bariyer: ‘hicran mehcuran’=piknoklin ‘pycnocline’ bariyeri

Deniz suyu nehir suyuna karşı;

25:53 Ve O salıverdi iki bol suyu; bu lezzetli tatlı ve bu tuzlu acı, ve koymuştur ikisinin arasına bir engel ve bir bariyer yasaklanmış-men edilmiş.

Bu kez Yüce Rabbimiz 2 bol suyun özelliklerini 55:19-20 ayetlerinin aksine direkt olarak işaret ediyor. Bir tanesi tatlı ve lezzetli, diğeri ise tuzlu ve acıdır. Yüce Allah’ın işareti ile anlıyoruz ki; bol suyun bir tanesi tatlı, lezzetli olan nehir, bol suyun diğeri ise tuzlu, acı olan denizdir. Bu iki su da birbiri ile karışmamaktadır.

Detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.

Tatlı su ile tuzlu su arasındaki yasaklanmış-men edilmiş fiziksel bir bariyer: ‘hicran mehcuran’=piknoklin ‘pycnocline’ bariyeri

Bu bilgileri verdikten sonra 35:12 ayetini inceleyelim;

35:12 ayetinden açıkça anlarız ki 25:53 ayetindeki gibi iki sudan bir tanesi deniz suyu, ikincisi ise içimi kolay olan, tatlı olan nehir suyudur. Ayette her ikisinden taze et yenildiği işaret edilmiştir. Gerçekten de hem denizlerden hem de nehirlerden bol miktarda taze et elde edilmektedir. Su ürünleri insanlar için büyük bir lütuftur. Gemiler hem denizlerde hem de nehirlerde suyu yararak ilerlerler.  

Makalemizin en önemli konusuna geldik;

35:12 ayetinde Yüce Allah her iki bol sudan insanların süs olarak taktıkları şey çıkardıklarını bildiriyor. Ancak 55:22 ayetinde tuzlu su olan bol sudan ‘inci ve mercan çıkar’ derken bu ayette ince ve mercan demiyor. Sadece takı olarak kullandığınız, süs amaçlı şey çıkarırsınız buyuruyor. Çok ince bir fark. Yüce Allah 35:12 ayetinde ‘her birinden inci ve mercan çıkar’ buyurmuş olsaydı o zaman tatlı sulardan inci ve mercan çıkması gerekirdi. Ancak biliyoruz ki inci ve mercan ancak tuzlu sularda olur. 35:12 ayetinde sadece ‘taktığınız süs eşyası çıkar’ buyurulmaktadır. Tuzlu olan deniz suyundan inci ve mercan gibi süs eşyası çıktığını zaten biliyoruz (55:22).

Soru şudur?

Tatlı ve lezzetli olan, içimi kolay olan nehirlerden insanların taktığı hangi süs eşyası çıkar?

Bu sorunun cevabı çok basittir. Tüm insanlık tarihinde en çok kullanılan süs takısı neyden elde ediliyorsa o çıkar. Evet; cevap altındır. Altının süs takısı olarak kullanılması insanlık tarihi kadar eskidir. Altını işleyen ve ona güzel şekiller veren insanoğlu onu süs olarak takınmıştır. Kesin bir bilgidir ki Kuran’ın indiği dönem dahil olmak üzere eski dönemlerde altın ancak nehirlerden çıkarılıyordu. Nehirler akarak altın cevherlerini ortaya çıkarırlar. Akan nehirlerin yataklarından aldıkları toprağı eleyen insanlar nehirlerden altın çıkarmış olmaktadır.  Hiç bir teknolojiye sahip olmayan eski insanlar bile nehir yataklarından altın çıkarabilmişlerdir. Nehirlerden çıkardıkları altını işleyerek süs amaçlı takınmaktadırlar. Günümüzde dahi altın madenciliği çoğunlukla nehirlerde yapılmaktadır.

Aşağıdaki resimde Endonezya'daki Kapuas Nehri'ni haritada görüyorsunuz. Tuzlu olan Java Denizi ile buluşmakta. Bu büyük nehirde gemiler yüzebilmektedir. Bu nehirden altın çıkarılmaktadır.

Kapuas nehri altin cikarma  

 

Yukarıda haritada gösterilen Kapuas Nehri'nden gemiler ile altın çıkarılmaktadır. Çıkarılan bu altın süs olarak insanlar tarafından takılacaktır. 

saldi 2 denizi inci ve mercan cikar sus takinirsiniz altin ve kuran

 

Yine Endonezya'da Borneo Nehri'nden altın çıkarılması görülmektedir. 

bu tatlidir icmesi kolaydir lezzetlidir bu acidir tuzludur her ikisinden sus takarsiniz nehirlerden altin cikarilmasi

2003’de yayınlanan bir makalede antik nehirlerin Afrika’daki altın kaynakları için ne kadar önemli olduğu gösterilmiştir.  

‘The Origin of Gold in South Africa: Ancient rivers filled with gold, a spectacular upwelling of magma and a colossal meteor impact combined to make the Witwatersrand basin a very special place’, Jason Kirk, Joaquin Ruiz, John Chesley, Spencer Titley and Spence Titley, American Scientist Vol. 91, No. 6 (NOVEMBER-DECEMBER 2003).

Sonuç olarak;

55:19-20-22 ayetleri ile 25:53 ve 35:12 ayetleri birbirlerini tamamlamaktadır. Ayetler dikkatli olarak okunduğunda Yüce Allah’ın çok ince işaretleri görülür. Birbirine kavuşması için salınan 2 tuzlu deniz birbiri ile karışmaz. Bu tuzlu denizlerden inci ve mercan çıkar. Tuzlu olan bir deniz ile tatlı olan bir nehir de birbirleri ile karışmaz. İnsanoğlu nehirlerden süs amacı ile takındıkları altın çıkarır. Hem denizlerden, hem de nehirlerden taze et yeriz. Gemiler her ikisi içinde suyu yararak ilerler. 

Makaleye bazı eleştrilere cevaplar;

Eleştiri 1;

İnsanoğlu altını daha çok küçük ırmaklardan çıkarmıştır. Allah ayette bol su (nehir) demektedir. Yani daha büyük nehirler işaret edilmiştir. Büyük nehirlerden altın çıkıyor mu?

Cevap;

Kesinlikle evet. Yukarıdaki resimlerde açıkça görüldüğü gibi büyük nehir tabanlarından altın çıkarılıyor. 

Daha küçük olan ırmaklar gibi nehirler de toprağı erozyana uğratarak altlarındaki altın cevherherini ortaya çıkarmaktadırlar. Tabii ki daha derin ve debileri yüksek olduğu için derin nehirlerin tabanın ulaşmak teknolojiden yoksun kişiler için imkansızdı. Onlar daha kolay ulaşabilecekleri ırmakları tercih etmek zorunda kaldılar. Ancak günümüzde modern teknoloji ile derin nehir yataklarından toprak elemesi ile altın çıkarılmaktadır. 

Bol suya sahip nehirlerden altın çıkarıldığı kesindir. Ancak şu da bir gerçektir ki küçük ırmaklar da nehirlerin bir parçasıdır. Bu ırmaklar birleşerek büyük nehirleri oluşturur. Zaten Yüce Allah bol suyu çok sayıda ırmaktan oluştur.

Ayetler dikkatli okunduğunda şu görülür;
Ayetlerde işaret edilen, tuzlu denizlerden çıkan inci ve mercan ile tatlı nehirlerden çıkan altın illa ki 2 bol suyun birleştiği noktadan çıkmak zorunda değil. Yüce Allah iki bol suyun karışmadığını işaret ediyor. Bu iki bol suyun herhangi bir yerinden süsler çıkarırsınız buyuruyor. Aksi halde şu soru ortaya çıkar; eski insanlar en fazla 6-8 metre dalabiliyorlardır. Onlarca hatta yüzlerce metre derin olan bu birleşme yerlerine nasıl dalacaklardı? Biliyoruz ki eski insanlar tuzlu denizlerin bazı yerlerinden inci ve mercan çıkarmıştır. İlla ki denizlerin birleştiği noktada çıkarmamıştır.   

Bu da bize altının da illa ki nehirlerin denizler ile birleştiği noktadan çıkması gerektiğini işaret etmez. Bol suyu oluşturan nehirlerin herhangi bir yerinde altın çıkarılması ayetin işaretidir.

Eleştiri 2;
Bazı nehirlerde mercan ‘coral’ olduğu yönündeki bilgileri yeni keşfedilmiştir. Ayette bu da işaret edilmiş olabilir.

Cevap;

Doğrudur. 2017 yılında Amazon Nehri'nde mercanların ilk fotoğrafları çekilmiştir. Ancak ayette ‘çıkarırsınız süs takındığınız’ buyurulmaktadır. Demek ki ne çıkarılıyorsa süs eşyası olarak kullanılmalı. 2021 yılında bile süs esyası olarak nehirlerden mercanların çıkarıldığına dair bir bilgi henüz yok. Ayrıca 35:12 ayetinde 'süs takındığınız' buyuruluyor. Yüce Allah dileseydi 55:22 ayetindeki gibi 'mercan' çıkarırsınız buyurabilirdi. Ancak bunu yapmadı. Bu nedenle yeni keşfedilen Amazon'daki mercanların işaret edilmiş olmasını düşük olasılık olarak görüyorum. 

         

En doğrusunu Allah bilir.