Yüce Allah 24:40 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
2829|24|40|أَوْ كَظُلُمَٰتٍ فِى بَحْرٍ لُّجِّىٍّ يَغْشَىٰهُ مَوْجٌ مِّن فَوْقِهِۦ مَوْجٌ مِّن فَوْقِهِۦ سَحَابٌ ظُلُمَٰتٌۢ بَعْضُهَا فَوْقَ بَعْضٍ إِذَآ أَخْرَجَ يَدَهُۥ لَمْ يَكَدْ يَرَىٰهَا وَمَن لَّمْ يَجْعَلِ ٱللَّهُ لَهُۥ نُورًا فَمَا لَهُۥ مِن نُّورٍ Ev ke zulumâtin fî bahrin lucciyyin yagşâhu mevcun min fevkıhî mevcun min fevkıhî sehâbun, zulumâtun ba’duhâ fevka ba’dın, izâ ahrace yedehu lem yeked yerâhâ ve men lem yec’alillâhu lehu nûren fe mâ lehu min nûr. Ya da karanlıklar gibidir, muazzam derin bir denizdeki; kaplar onu bir dalga; onun üstünden bir dalga; onun üstünden bir bulut; karanlıklar; onun bir kısmı üstünde bir kısmı; çıkardığı vakit elini, asla neredeyse bile olmaz görür onu; ve kimse; asla yapmaz Allah ona bir nur; o durumda yoktur ona hiçbir nur. |
(كَظُلُمَٰتٍ) kezulumatin kelimesi kökü (ظلم) karanlık (darkness) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 681 (of 1303). Ayette bu kelime çoğul olarak kullanılmıştır.
(بَحْر) behrin kelimesi kökü (بحر) deniz (sea) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 54 (of 1303)
(لُّجِّىٍّ) lucciyyin kelimesi kökü (لجج) çok derin (fathomless), muazzam derin (tremendous depth) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1006 (of 1303)
(يَغْشَىٰهُ) yegşahu kelimesi kökü (غشو) kaplamak (cover), örtmek (wrap) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 790 (of 1303)
(مَوْجٌ) mevcun kelimesi kökü (موج) dalga (wave) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1092 (of 1303)
(فَوْقَ) fevkihi kelimesi kökü (فوق) üstünde (above) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 858 (of 1303) üstünde (above) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 858 (of 1303)
(سَحَابٌ) sehabun kelimesi kökü (سحب) bulut (cloud) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 465 (of 1303).
(أَخْرَجَ) ehrace kelimesi kökü (خرج) çıkarmak (bring out), ortaya çıkarmak (make come out, come forth) anlamındadır. Steingass, page 318 (of 1241) Dict. and Glos of Quran by Penrice, page 41 (of 166)
(يَدَهُۥ) yedehu kelimesi kökü (يدي) el (hand) anlamındadır. Steingass, page 1238 (of 1241)
(يَكَدْ) yeked kelimesi kökü (كود) neredeyse, hemen hemen (almost) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 991 (of 1303)
(يَرَىٰهَا) yeraha kelimesi kökü (راي) görmek (to see) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 368 (of 1303)
Bu ayette çok ama çok büyük mucizeler vardır. Yüce Allah ayette şu noktalara dikkat çekmiştir.
- Muazzam derin olan denizlerin içinde karanlıklar (çoğul olarak kullanılmıştır) vardır.
- Bu karanlıklar katmanlı yapıya sahiptir. Birbirinin üstündedir. Bir anda aydınlıktan karanlığa geçiş olmaz. Derinlere indikçe karanlıkların şiddeti göreceli olarak artar.
- Karanlıklara bir örnek: Bir kimse elini çıkarsa neredeyse bile asla elini göremez. Yani hiç göremez. Asla göremez. Çok çok az bile göremez.
- Bu muazzam derin denizlerde birbiri üstüne (katmanlı) dalgalar mevcuttur.
- Denizin üstündeki bulut ile (fırtına öncesi veya sırasında) dalgalar arasında bir ilişki vardır.
Şimdi ayette verilen bu işaretlerin nasıl birer mucize olduğunu inceleyelim?
Muazzam derin denizdeki karanlıklar:
Ayette sadece deniz (بَحْر) behrin işaret edilmemiştir. Bu nokta çok önemlidir. Yüce Allah (لُّجِّىٍّ) lucciyyin kelimesini (muazzam derinlikte) kullanarak denizlerin derinliklerine dikkat çekmiştir. Karanlıklar denizin tamamında değildir. Sadece derinlerindedir.
Bu muazzam derin denizdeki karanlıkların nedeni nedir?
Güneş ışığı denizlerin yaklaşık olarak 200 metre aşağısına kadar rahatlıkla iner. Bu kısma ‘epipelagic zone, sunlight zone’ güneş ışığı zonu adı verilir. “epipelagic zone” kısmı insanlığın en çok incelediği ve bilgi sahibi olduğu kısımdır. Bu alanda çıplak gözle her şey görülebilir.
Deniz yüzeyinden 200-1000 metre aşağıdaki derinliklere ‘mesopelagic zone, twilight zone’ alacakaranlık zonu denir. Güneş ışınları bu derinliğe çok çok az miktarda ulaşabilir. Deniz yüzeyinden 1000-4000 metre aşağıdaki derinliklere ‘bathypelagic zone, midnight zone’ , gece yarısı zonu denir. Bu alana ve daha derin alanlara güneş ışınları kesinlikle ulaşamaz. Tam anlamı ile mutlak karanlık söz konusudur. Gözler hiçbir şey göremez.
Aşağıdaki resimde derin bir denizin tabakaları gösterilmiştir.
Ayette karanlıklar çoğul olarak kullanılmıştır. Ayrıca karanlıkların katmanlı olduğu (birbiri üstünde) açıkça bildirilmiştir. Bu da büyük bir mucizedir. Çünkü biliyoruz ki ‘epipelagic zone, sunlight zone’ güneş ışığı zonundan daha derinlere indikçe karanlığın şiddeti giderek artmaktadır. Aydınlıktan tam karanlığa geçiş birden bire olmamaktadır. Katmanlı şekilde derece derece gerçekleşmektedir. Alacakaranlık karanlığından gece karanlığına, gece karanlığından mutlak karanlığa (tek bir fotonun ulaşamadığı) doğru karanlığın şiddetinin artması söz konusudur (katmanlı, tabakalı, birbiri üstüne).
Ayette insanların kolayca anlaması için karanlığın derecesine bir de örnek verilmiştir. Bir kişi elini çıkardığında onu neredeyse bile asla göremeyecek duruma gelmektedir. Bu gerçekten çok karanlık bir durumu işaret etmektedir.
Ayetin yanlış çevrilmesi (لَمْ يَكَدْ يَرَىٰهَا) lem yeked yerâhâ;
Ayette geçen 'lem' edatı bir durumun asla gerçekleşemeyeceğini bize bildirir. Yüce Allah 112:4 ayetinde 'lem yelid ve lem yuled' buyurarak, 'asla doğurmaz; asla doğurulmaz' buyurmuştur. 'yeked' kelimesi fiil olarak gelmiştir. 'neredeyse olur' anlamındadır. Başında 'lem' edatı olunca; 'neredeyse bile asla olmaz' şeklinde çevrilir. Böylece anlarız ki okyanusların en derin yerlerinde çok çok çok az bile olsa bir kişi kendi elini asla göremez. Ayetin bu şekilde çevirisi bilime daha uydundur. Zaten bu şekilde de çevrilmesi gereklidir.
Peki, 1400 yıl önce Arabistan’da yaşayan bir beşer nasıl olurda muazzam derin denizlerin derinlerine inildikçe zifiri bir karanlık olduğunu bilebilir?
Bu imkânsızdır. Başka birilerinden duymuş olabilir mi? Bu da imkansızdır. Şimdi delillendirelim.
Eski çağlarda denizlere dalıp balık avlayan insanlar elbette vardı. Günümüzde Endonezya’da yaşayan Bajau popülasyonunda kendisini özel olarak eğitmiş olan kişiler ekipmansız olarak en fazla 60 metre derinliğe dalabilmektedirler. Bu dalgıçların dalaklarının genetik olarak daha büyük olduğu, bu nedenle su altında 10 dakikaya kadar kalabildikleri bildirilmiştir. Peki, en fazla 60 metreye kadar dalabilen bir insan ne görecektir? Kesin olan bir şey var. Etrafını yine aydınlık görecektir. Güneş ışınları 60 metreye rahatlıkla ulaşır. Daha derinlere baksa karanlıktan ziyade aydınlık-mavilik görecektir.
Aşağıdaki resimde bir Bajau dalgıcının karanlıklara kadar dalmasının mümkün olmadığını görüyoruz.
Muhammed peygamber daha derinlerin karanlık olduğunu tahmin edebilir mi?
Bu da imkânsız. Aşağıda William Winram’ın 145 metre derinliğe özel ekipman ile hızlı dalışından bir resim gösterilmiştir. William Winram 145 metreye daldıktan sonra yukarıya doğru iple çıkmaktadır. Yardımcı dalgıç özel ekipmanla yaklaşık 100 metrede denizin daha derinlerini kamerası ile göstermektedir. Görüldüğü gibi yaklaşık 100 metrede dahi daha derinler halen karanlık değil mavidir-aydınlıktır. Çünkü güneş ışınları 100-200 metre arasını da aydınlatmaktadır. Alacakaranlık alanı 200 metreden sonra başlamaktadır.
Aşağıdaki resimde yardımcı dalgıç yaklaşık 100 metre derinlikte. Kafa kamerasından denizin daha derinlerini görüyoruz. Görüldüğü gibi henüz karanlıklar görülmüyor. Daha derinlerin karanlık olduğunu tahmin etmek de mümkün değil.
Bir insanın elini çıkarıp neredeyse olsa bile asla göremeyecek karanlıktaki derinliklere ekipmansız olarak inmesi imkânsızdır. Modern dalgıç kıyafetleri ile bile alacakaranlık derinliklerine inmek mümkün değildir.
Bir kişinin elini uzatıp da onu göremeyecek kadar karanlık olan deniz derinliklerine ancak modern aletler ile dalınabilir.
Aşağıdaki resimde derin bir denizdeki karanlıklardan bir tanesi gösterilmiştir. Gelişmiş derin-deniz altı makinesinin ışıkları olmasa zifiri bir karanlık ile karşılaşılır.
Elini çıkarsa neredeyse olsa bile onu asla göremez.
Muazzam derin denizdeki üst üste dalgalar:
Ayette muazzam derin denizdeki üst üste dalgalar işaret edilmiş ve ayrıca en üstte bir bulut işaret edilmiştir. Peki, bu bilinebilir bir şey olabilir. Fakat derin denizdeki dalgaların tabakalı olduğuna işaret vardır ayette. Muazzam derin deniz üstündeki dalgaları görmekteyiz.
Üstünde bir bulutun olduğu (fırtınalı bir hava) muazzam derin bir denizdeki (okyanus) dalgalar gösterilmiştir. Bulut ile dalga ilişkisi aşağıda incelenmiştir.
Ayette bahsedilen diğer dalgalar nerededir?
Nasıl karanlıklar denizin derinliği ile ilişkilendirilmiş ise dalgalar da denizin derinliği ile ilişkilendirilmiş olabilir. Gerçekten de muazzam derin denizlerin derinliklerinde çok büyük ama çok büyük dalgalar mevcut olduğu modern bilim ışığında tespit edilmiştir.
Yakın zamanda yapılan çalışmalarda derin denizlerde derinlere indikçe suyun yoğunluk ve sıcaklık açısından farklılıklarından dolayı katmanlı bir yapıya sahip olduğu görülmüştür. Bu farklı katmanlar arasında da dalgalar oluştuğu net bir şekilde gösterilmiştir. Bu dalgalar denizin üstünde gördüğümüz dalgalardan çok çok daha büyük olabilmektedirler.
İtalyan bilim adamlarının yaptığı Atlaktik okyanusu ile Akdeniz arasındaki deniz altındaki dev dalgaların bilgisayar modellemesi çalışması aşağıda gösterilmiştir. Dalgaların boyu 300 metreyi bulabilmektedir.
‘University of Washington’’dan bilim insanlarının yaptığı bir keşifte Güney Pasifik Okyanununun yaklaşık 4800 metre derinliğinde dev dalgalar keşfettiler. Bu dalgaların yüksekliği 243 metreyi bulmaktaydı. Aşağıdaki resimde derin denizlerin karanlıklarında oluşan bu dev dalgalar resmedilmiştir. Dalgaların yüksekliği neredeyse gökdelenler seviyesindedir. Aşağıda makaleden alınan orjinal resim gösterilmiştir.
1400 yıl önce yaşamış olan bir beşer nasıl olur da derin denizlerdeki dalgaların katmanlı olduğunu (dalga üstüne dalga) işaret edebilir?
Muazzam derin denizdeki üst üste dalgalar ve bulut ilişkisi;
Ayette Yüce Allah’ın bir bulutu işaret etmesi de çok ilginçtir. Denizin üstündeki bir bulut fırtına öncesi veya fırtına sırasındaki durumu işaret etmektedir ki bu durumda derin deniz üstündeki dalgalar çok daha büyük, çok daha etkileyici, çok daha belirgin ve çok daha dehşet verici bir duruma gelmektedir. Yani bulut ile dalgalar arasında neden-sonuç ilişkisi vardır.
Aşağıdaki resimde muazzam derin bir denizin (okyanus) üstündeki bir bulutun uzaydan çekilen görüntüsü gösterilmiştir.