Yüce Allah aşağıdaki 24:60 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
2849|24|60|وَٱلْقَوَٰعِدُ مِنَ ٱلنِّسَآءِ ٱلَّٰتِى لَا يَرْجُونَ نِكَاحًا فَلَيْسَ عَلَيْهِنَّ جُنَاحٌ أَن يَضَعْنَ ثِيَابَهُنَّ غَيْرَ مُتَبَرِّجَٰتٍۭ بِزِينَةٍ وَأَن يَسْتَعْفِفْنَ خَيْرٌ لَّهُنَّ وَٱللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ Vel kavâıdu minen nisâillatî lâ yercûne nikâhan fe leyse aleyhinne cunâhun en yeda'ne siyâbehunne gayra muteberricâtin bi zînetin, ve en yesta'fifne hayrun lehunne, vallâhu semîun alîm. Ve otura kalmış (yaşlanmış) kadınlardan ki ummazlar bir nikah; o durumda yoktur üzerlerine onların bir günah ki bırakırlar giysilerini -sergileyici olmadan süslerini/ziynetlerini-; ve ki çekinmeleri/geri durmaları/kaçınmaları daha hayırlıdır onlara ve Allah işitendir, bilendir. |
(ثِيَابَهُنَّ) siyâbehunne kelimesi kökü (ثوب) giysi-elbise (garment), kıyafet (dress), giysi olarak kullanılan kumaş (cloth) anlamındadır. Steingass, page 211 (of 1241)
(مُتَبَرِّجَٰتٍۭ) muteberricâtin kelimesi kökü (برج) sergilemek (display), göstermek (show) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 63 (of 1303)
(جُنَاحٌ) cunâhun kelimesi kökü (جنح) kötü davranış-kabahat (misdemeanor), günah (sin) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 166 (of 1303)
Ayeti değerlendirmeye başlamadan önce şunu belirteyim;
Mantıksal deliller ile ayeti incelediğimde Yüce Allah’ın kısacık bir ayette çok önemli bilgiler verdiğini görüyorum. Ancak benim anladığım kesin doğrudur asla demiyorum. Amacım ayetin anlaşılması konusunda bir yol açmak. Yüce Allah ilmimizi artırsın.
Yüce Allah’ın izni ile ayeti incelemeye başlayalım;
Bu ayette kendisinin bir cinsel beklentisi olmamakla birlikte muhtemelen karşı cinsin de kendisine olan cinsel beklentisinin olmadığı yaşlı kadınların durumu bildiriliyor. Bu ayet dikkatli olarak okunduğunda ilk olarak şu anlaşılır;
Kadınların ziynetleri/süsleri tüm vücutları kesinlikle değildir.
Çünkü;
Ayette yaşlı kadınlar ziynetlerini/süslerini sergilemeden/göstermeden kıyafetlerini bırakabilirler/çıkarabilirler buyruluyor. Açıktır ki ortada bir kıyafet, bir giysi vardır. Bir de çıkarmak/bırakmak fiili vardır. Kadının tüm vücudu ziynet/süs olmuş olsaydı o zaman hangi kıyafeti çıkaracaklardı bu kadınlar? Şöyle düşünelim; bir kadının tüm vücudu süsü/ziyneti olmuş olsaydı tüm vücudunun şüphesiz kapalı olması gerekirdi. O durumda ayette işaret edilen yaşlı kadınlar kıyafetlerini asla çıkaramayacaklardı. Çünkü tüm vücutları süsleri/ziynetleri olmuş olduğu için hiçbir yerlerini açamayacaklardı. Böyle olunca ayet kendisi ile çelişecekti. Benzer şekilde vücutlarının en uç bölgeleri olan başları (yüz ve boyun dahil), elleri ve ayakları da asla ziynet/süs olamaz. Baş (yüz ve boyun dahil), eller ve ayaklar ziynet ise buraları ayete göre asla açamayacaklarına göre yine çıkaracak bir kıyafet olamıyor. Bir kıyafet düşünün ki çıkarıldığında eller kapalı, ayaklar kapalı, baş (yüz ve boyun dahil) kapalı olacak (eğer ziynet/süs ise) ancak başka yerler açık olabilecek. Aynı durum kollar için de geçerlidir. Kollar da ziynet/süs olmaz. Yine düşünün ki bir kıyafet var. Yaşlı kadın bu kıyafeti çıkarınca bazı yerleri açılacak ancak sadece kolları kapalı kalacak. Bu şekilde bir kıyafet olmaz, olamaz. Demek ki bu da bize ziynetin/süsün kadının vücudunun orta kısımlarında yani gövdesinde olduğunu gösteriyor. İşaret edilen kıyafet çıkarıldığında ziynet/süsü olan yerin halen kapalı olabileceği ancak ziynet/süs haricinde yerlerin açık olabileceği bir durum olmalı.
Yukarıdaki Nur suresi 60. ayeti Nur suresi 31. ayetini destekliyor. Nur suresi 31. ayetinden anlıyoruz ki bir kadının süsü/ziyneti onun memeleri/göğüsleri ve kalçalarıdır. 24:60 ayetinde işaret edilen yaşlı kadınların, süsleri/ziynetleri olan memeleri/göğüsleri ve kalçaları çıplak, açık, sergilenir, teşhir edilir şekilde olmamak koşulu ile kıyafetlerini çıkarabilecekleri bildiriliyor. Biliyoruz ki Nisa 31. ayetine göre kadınların memelerinin/göğüslerinin örtü ile kapatması kesin bir emirdir. Ziynetleri/süsleri içerisinde olan kalçaların da besbelli belirgin olacak şekilde olmaması gerektiği emrediliyor. Durum bu yaşlı kadınlar için de geçerlidir. Memelerin ve kalçaların açık/görünür şekilde durması hiçbir kadın için izin verilmemiştir. Memeler/göğüsler ve kalçalar bol bir kıyafet ile mutlaka örtülecektir.
Nur suresi 31. ayet ile ilgili detaylı inceleme aşağıdaki makaleden okunabilir.
Demek ki bu yaşlı kadınlar ayette işaret edilen kıyafeti çıkardıklarında/bıraktıklarında memeleri/göğüsleri ve kalçaları kapalı olduğu sürece diğer kısımları açık olabilecek. Demek ki bu kadınlar omuzları, üst kolları ve alt kolları görünür şekilde, sadece memeleri/göğüsleri kapatan bir kıyafet giyebilirler. Kalçaları kapalı olduğu sürece bacak kısımları açık olabilir. Ayet buna izin veriyor. Sadece memeleri/göğüsleri kapatan bir kıyafetin/kumaşın bir yerlere asılı olmuş olması gerektiği düşünülürse bu kıyafetin en azından omuzdan askılı bir kıyafet olması gerektiği anlaşılır. Omuzdan askılı olsa da omuzlarının, üst kolların, alt kolların ellerin görünür olmasında bir sakınca olmayacaktır.
Yaşlı kadınların çıkarabildiği, genç kadınların ise giymek zorunda olduğu kıyafet ile ilgili;
Ayetten anlaşılır ki yaşlı kadınların çıkarmalarına izin verilen bir kıyafet vardır. Tersinden düşünüldüğünde yaşlı kadınlar dışındaki kadınlar bu kıyafeti giymek zorundadır. Demek ki yaşlı olmayan, nikah arzusu olabilen kadınların bu kıyafeti giymeleri zorunludur. Bu kıyafeti giymemenin günah olduğunu da ayetten anlıyoruz. Yaşlı kadınlara bu kıyafeti çıkarmalarının bir günah oluşturmayacağı bildirildiğine göre genç kadınların bu kıyafeti çıkarmaları bir günahtır. Günah kelimesi Kuran’da incelendiğinde yapılması sakıncalı olan, yapılması bir vebal oluşturacak uygulamalar olduğu anlaşılır.
Genç kadınların giymesi gereken bu kıyafet kadının nerelerini kapatmalıdır?
Bunu anlamak için yine yaşlı kadınlar üzerinden ilerleyelim. Ayetten kesin olarak anladık ki yaşlı kadınlar memeleri/göğüsleri ve kalçaları açık olmadığı sürece diledikleri kıyafeti giyebiliyorlar. Örneğin omuzdan askılı bir kıyafet giyebiliyorlar. Yani omuzları, üst kolları, alt kolları ve elleri açık olabilir demek bu. Yüce Allah Kuran’da genç kadınların giymesi gereken kıyafetin kadının hangi bölgelerini kapatması gerektiği ile ilgili bir bilgi vermemiş. Bu kıyafet takva için (Yüce Allah’ta sakınma) çok önemli olsaydı mutlaktır ki Yüce Allah’ımız bize net bir şekilde bunu bildirirdi. Memelerin/göğüslerin kapatılması gerektiğini bildirdiği gibi. Avret yerlerinin korunması gerektiği bildirdiği gibi. Süs/ziynet olan memelerin/göğüslerin ve kalçaların belirgin olacak şekilde gösterilmemesi gerektiğini bildirdiği gibi .
Ancak bunu yapmamış. Demek ki bu noktada kadınlara rahmetiyle bir esneklik tanımış olabilir. Bize düşen görev bu kıyafetin örtmesi gereken en alt sınırı (daha açık olmayacak) ayetlere göre tespit etmeye çalışmaktır.
Mantık yürütmeye devam edelim;
Yüce Allah genç kadınların ziynetleri/süslerinden başka bazı bölgelerini bir kıyafet ile kapatması gerektiğini bildirdiğine göre bu bölgelerin ziynet/süs bölgelerine en yakın yerler olması mantıklıdır.
Bu nedenle bakmamız gereken yer memelerin/göğüslerin ve kalçaların hemen yanında olan bölgelerdir. Bu bölgelerin memeler/göğüsler için üstte omuzlar bölgesi, altta ise göbek deliğine kadar karın bölgesi olduğu görülür. Kalçalar için üstte göbek deliğine kadar olan kısım, altta ise diz kapağına kadar olan üst bacaktır.
Kadınların normal anatomik yapıları dikkate alındığında kadınların giymesi gereken kıyafetin en azından bu bölgeleri kapatması gerektiği anlaşılır.
Yukarıda tanımlanan kıyafetin yaşlı olmayan bir mümin kadının giymesi gereken en alt sınır olduğunu düşünüyorum. Bundan daha açık giyilemeyeceğini düşünüyorum.
Bu kıyafetin tek parça mı veya çok parça mı giyileceği önemli değildir. Önemli olarak kapanması gereken yerlerin kapanmasıdır. Baş açık, boyun açık, kollar açık, omuzlar kapalı, göğüs ve karın bölgesi kapalı, kalçalar ve avret yerleri kapalı, ve diz üstüne kadar üst bacaklar kapalı.
Üst kolun, alt kolun ve alt bacakların kapalı olup olmaması yaşanılan bölgenin hava durum şartlarına göre değişebilir diye düşünüyorum. Bu nedenle Yüce Allah’ın bir esneklik bırakmak için örtülecek yerleri direk olarak işaret etmediğini, en alt sınır örtünmeyi işaret ettiğini düşünüyorum.