Aşağıdaki makale Dilan Reçber kardeşimizin işaretiyle yazılmıştır. Yüce Allah razı olsun kendisinden.

Kur’an’dan öğrendiğimize göre İbrahim peygamber gökleri ve yeri inceleyen bir kimseydi. Bir gece gökyüzünde parlak bir cisim gördü. Bu cisim onun daha önce hiç görmediği bir gök cismiydi. Bu parlak gök cismi onu o kadar etkilemiş olmalı ki “budur Rabbim!” demiştir. İbrahim peygamber Rabbini bulduğuna ikna olmuştur. Hiç şüphe yok ki İbrahim peygamber daha önce Ay’ı ve Güneş’i görmüştür. Zaten içinde bulunduğu toplumu Ay ve Güneş başta olmak üzere çok sayıda gök cismine (Venüs vb.) tapmaktaydı. Ancak ilk kez gördüğü bu gök cismi farklıydı. Belki de arayıp durduğu Rabbi olabilirdi. Gecenin ilerlemesiyle birlikte bu gök cismi Dünya’nın dönüşüyle birlikte battı. İbrahim peygamber batan bir şeyin Rabbi olamayacağını mutlak ki hatırladı. Daha sonra ufukta Ay doğdu. Daha önce Ay’ı görmüştü. Hatta toplumu Ay’a bir tanrı olarak tapmaktaydı. İlk kez gördüğü gök cismiyle Ay’ı kafasında karşılaştırdı. Kavminin de taptığı Ay acaba gerçekten Rabbi olabilir miydi? Toplumu haklı olabilir miydi? Bir an ikna oldu. Gecenin ilerleyen saatlerinde Ay da batınca İbrahim’in aklı başına geldi. Batan bir şey asla Rabbi olamazdı. Tekrar karamsarlığa kapıldı. Rabbine dua etti. Rabbinden kendisini doğru yola kılavuzlamasını istedi ve şunu dedi: “Eğer asla doğru yola kılavuzlamazsa beni Rabbim; mutlak olurum kavimden/toplumdan; dalalet içindeler/sapkınlar.” Sabah Güneş ortaya çıktı. Kavmi Güneş’e tapıyordu. Acaba Güneş gerçekten İbrahim’in Rabbi olabilir miydi? Güneş ilk gördüğü gök cisminden daha büyüktü. Bir an için ikna oldu. Güneş gerçekten Rabbi olabilirdi. Güneş batıp tekrar gece olunca İbrahim’in düşüncesi tekrar değişti. Batan bir şey onun Rabbi olamazdı. İbrahim en sonunda karar verdi. Toplumunun taptığı Ay ve Güneş asla Rabbi olamazdı. Bu nedenle toplumunun içinde olduğu şirke karşı “Ey kavmim! Doğrusu ben beriyim/muafım/özgürüm şirk/ortak koştuklarınızdan.” diyerek büyük bir mücadele başlattı.  

Bu girişi yaptıktan sonra Yüce Allah’ın izniyle ayetleri okuyalım.     

Yüce Allah aşağıdaki ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet

Arapça okunuş

Meal

864|6|75|وَكَذَٰلِكَ نُرِىٓ إِبْرَٰهِيمَ مَلَكُوتَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَلِيَكُونَ مِنَ ٱلْمُوقِنِينَ

Ve kezâlike nurî ibrâhîme melekûtes semâvâti vel ardı ve li yekûne minel mûkınîn(mûkınîne).

Ve işte böyledir; gösteririz İbrahim'e melekûtunu/gücünü/mülkiyetini göklerin ve yerin; ve olması için kesinlerden/eminlerden.

865|6|76|فَلَمَّا جَنَّ عَلَيْهِ ٱلَّيْلُ رَءَا كَوْكَبًا قَالَ هَٰذَا رَبِّى فَلَمَّآ أَفَلَ قَالَ لَآ أُحِبُّ ٱلْءَافِلِينَ

Fe lemmâ cenne aleyhil leylu reâ kevkebâ(kevkeben), kâle hâzâ rabbî, fe lemmâ efele kâle lâ uhıbbul âfilîn(âfilîne).

Öyle ki, ne zaman örttü onun (İbrahim’in) üzerini gece, gördü (İbrahim) parlak bir cisim; dedi: “Budur Rabbim!”; öyle ki, ne zaman battı/kayboldu (parlak cisim); dedi: “Sevmem batanları/kaybolanları.”

866|6|77|فَلَمَّا رَءَا ٱلْقَمَرَ بَازِغًا قَالَ هَٰذَا رَبِّى فَلَمَّآ أَفَلَ قَالَ لَئِن لَّمْ يَهْدِنِى رَبِّى لَأَكُونَنَّ مِنَ ٱلْقَوْمِ ٱلضَّآلِّينَ

Fe lemmâ reel kamere bâzigan kâle hâzâ rabbî, fe lemmâ efele kâle le in lem yehdinî rabbî le ekûnenne minel kavmid dâllîn(dâllîne).

Öyle ki, ne zaman gördü Ay'ı bir ortaya çıkan; dedi: “Budur Rabbim”; öyle ki, ne zaman battı (Ay); dedi: “Eğer asla doğru yola kılavuzlamazsa beni Rabbim; mutlak olurum kavimden/toplumdan; dalalet içindeler/sapkınlar.”

867|6|78|فَلَمَّا رَءَا ٱلشَّمْسَ بَازِغَةً قَالَ هَٰذَا رَبِّى هَٰذَآ أَكْبَرُ فَلَمَّآ أَفَلَتْ قَالَ يَٰقَوْمِ إِنِّى بَرِىٓءٌ مِّمَّا تُشْرِكُونَ

Fe lemmâ reeş şemse bâzigaten kâle hâzâ rabbî,hâzâ ekber(ekberu), fe lemmâ efelet kâle yâ kavmî innî berîun mimmâ tuşrikûn(tuşrikûne).

Öyle ki, ne zaman gördü Güneş’i bir ortaya çıkan; dedi: “Budur Rabbim; bu daha büyüktür”; öyle ki, ne zaman battı (Güneş) dedi: “Ey kavmim! Doğrusu ben beriyim/muafım/özgürüm şirk/ortak koştuklarınızdan”

İbrahim peygamberin daha önceden hiç görmediği gökyüzündeki parlak cismin Halley kuyruklu yıldızını olduğunu tüm delilleriyle daha önceki bir makalemizde incelemiştik. Bu makaleyi lütfen okuyunuz. Bu makalede çok ilginç bir işarete Yüce Allah’ın izniyle tanık olacağız inşAllah.

İbrahim peygamberin yaşadığı süreçte sırasıyla 3 gök cismi işaret edilir.

Bunlar;

  • Parlak bir gök cismi (Halley)
  • Ay
  • Güneş

Bu sıralama üzerinden muhteşem bir ince işaretin verildiğini Yüce Allah’ın izniyle göreceğiz;

Kur’an’da Ay, ‘Moon’ ‘Qamer’ kelimesi tam olarak 27 kez geçer. Güneş ‘şems’ kelimesiyse tam olarak 33 kez geçer. Kur’an’da Halley kelimesi geçmemektedir. Halley kuyruklu yıldızı ‘kevkeb’ ‘parlak gök cismi’ anlamına gelen genel bir kelimeyle işaret edilmiştir. Kur’an incelendiğinde ‘kevkeb’ kelimesiyle Halley kuyruklu yıldızının tek bir ayette işaret edildiği görülür. Bu da 6:76 ayetidir. Bu işaretten başka Kur’an’ın hiçbir yerinde Halley’e vurgu yoktur. Bu nedenle Halley kelimesinin 1. geçişi; 2. geçişi, 3. geçişi gibi bir analizden söz edilemez. Ancak Ay ve Güneş kelimeleri için durum farklıdır.

İbrahim peygamber neden daha önce Ay ve Güneş’le ilgili bir değerlendirme yapmadı da Halley’i gördükten sonra bu değerlendirmeyi yaptı? Bunun cevabını 6:78 ayetinden öğreniyoruz. “Budur Rabbim; bu daha büyüktür” diyerek Güneş’i Halley’le karşılaştırma sürecinde kafasında değerlendirmeler yaptığını anlıyoruz. İbrahim peygamberin kafası karışıktır. Gördüğü gök cisimlerini birbiri ile karşılaştırma sürecini yaşamaktadır. İbrahim’in amacı Rabbine giden bir yol aramaktadır. Kalbinin kesin olarak tatmin olmasını istemektedir. Yüce Allah’a delillerle kesin olarak iman etmek istemektedir. Halley’i gördükten sonra Halley’i ilk olarak Ay ile karşılaştırmıştır. Daha sonra 2. olarak Güneş ile karşılaştırmıştır. İlk karşılaştırma Ay ile oluyor. Çünkü gece vakti Halley battıktan sonra Ay doğmuş olmalı. Ay’ı Halley’le karşılaştırıyor. Gece biterken Ay da batıyor. Bu kez Güneş doğuyor. İbrahim peygamber bu kez Halley’i Güneş’le karşılaştırıyor. Güneş’in daha büyük ve etkili olduğunu düşünüyor. İbrahim peygamberi bu karşılaştırmaya sevk eden Halley’i görmesidir.

1. karşılaştırma 6:77 ayetinde Ay’la yapılıyor; 6:77 ayette geçen Ay kelimesi Kur’an’ın 1. Ay kelimesidir. 2. karşılaştırma 6:78 ayetinde Güneş’le yapılıyor; 6:78 ayette geçen Güneş kelimesi Kur’an’ın 2. Güneş kelimesidir.   

6:76

"Öyle ki, ne zaman örttü onun (İbrahim’in) üzerini gece, gördü (İbrahim) parlak bir cisim…"

İbrahim peygamber daha önce hiç görmediği Halley kuyruklu yıldız gibi bir parlak gök cismini ilk kez görür.

 

6:77

"Öyle ki, ne zaman gördü Ay'ı bir ortaya çıkan…"

İbrahim peygamberin Halley’in batması sonrası Halley’le karşılaştırdığı/kıyasladığı 1. gök cismi

Toplam 27 Ay kelimesinin Kur’an’da 1. geçişi.

6:78

"Öyle ki, ne zaman gördü Güneş’i bir ortaya çıkan…"

İbrahim peygamberin Halley’in batması sonrası Halley’le karşılaştırdığı/kıyasladığı 2. gök cismi

Toplam 33 Güneş kelimesinin Kur’an’da 2. geçişi.

En doğrusunu Allah bilir.