De ki: “Değilim resûller arasında ilk olan biri; ve bilmem ne yapılacağını bana ne de sizlere; ben uymuyorum bana vahyedilen şey dışında, ve değilim ben apaçık bir uyarıcıdan başkası.”

Yüce Allah 46:9 âyetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet

Arapça okunuş

Meal

4517|46|9|قُلْ مَا كُنتُ بِدْعًا مِّنَ ٱلرُّسُلِ وَمَآ أَدْرِى مَا يُفْعَلُ بِى وَلَا بِكُمْ إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَىٰٓ إِلَىَّ وَمَآ أَنَا۠ إِلَّا نَذِيرٌ مُّبِينٌ

Kul ma kuntu bid'an miner rusuli ve ma edri ma yuf'alu bi ve la bikum, in ettebiu illa ma yuha ileyye ve ma ene illa nezirun mubin.

De ki: “Değilim resûller arasında ilk olan biri; ve bilmem ne yapılacağını bana ne de sizlere; ben uymuyorum bana vahyedilen şey dışında, ve değilim ben apaçık bir uyarıcıdan başkası.”

 

(بِدْعًا) bid'an kelimesi kökü (بدع) ilk defa yapıyor olmak-yapan ilk olmak (do for the first time), icad etmek-ilk yapmak (devise-originate), başlatmak (start), yenilik getirmek (innovation) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 57 (of 1303)

(أَدْرِى) edri kelimesi kökü (دري) bilmek (know), farkına olmak (be aware), bilgi sahibi olmak (to have knowledge) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 323 (of 1303)

(يُفْعَلُ) yuf'alu kelimesi kökü (فعل) davranmak (act), bir aktivite-eylem yapmak-gerçekleştirmek (to perform some activity) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 844 (of 1303)

 

Müthiş bir ayet! Muhteşem.

Bu ayeti ehli sünnete tabi olan ve Muhammed peygamberimizin ahirette ümmetine şefaat ederek kurtaracağına inananlar her gün okumalıdır. Ancak ayeti tekerleme gibi değil, anlayarak okumalıdırlar.

Ayetten açıkça görülür ki;

Muhammed peygamber ahirette kendisine ve bizlere ne yapılacağını bilmemektedir.  Resûller arasından ilk geleni olmadığını da açıkça söylemesi Yüce Allah tarafından istenmektedir.

Ayetten açıkça anlarız ki;

Muhammed peygamber dahil olmak üzere hiç kimsenin şefaat izni ve hakkı yoktur. Şefaat izni olmuş olsaydı veya kendisine ve ümmetine ne olacağını bilseydi bu ayet inmezdi. Şefaat tamamen Yüce Allah'a aittir.

Resûller de birer insandırlar ve onlar da her insan gibi sınava tabi tutulurlar. Yüce Allah’ın sınavından başarılı olup olunmadığı ahiret evreninde oluşan din gününde ortaya çıkacaktır. Hesap görülecektir. Hesabı ağır gelenler kurtulacaktır.

Her insan bu kurtuluş için çalışmalıdır. Kimsenin şefaatine güvenmemelidir.

Ehli sünnete tabi olan kişiler şunu düşünsün;
Ya 46:9 ayetine inanacaklar ya da uydurulmuş şefaat hadislerine inanacaklar. İkisinden birisini seçsinler. Ben açıkçası deliller ile Allah’tan geldiğine kesin olarak inandığım Kuran ayetine inanırım.

Ayette Yüce Allah Muhammed peygamberimize sadece Kuran’a uyması gerektiğini, kendisinin sadece apaçık bir uyarıcı olduğunu, dinde hüküm verme yetkisinin olmadığını da söylemesini de emretmiştir.

Aklını çalıştıran bir insan bu ayeti okuduğunda hayatını sadece Kuran’a göre yaşar. Kuran’ın emirlerini hayatına geçirir. O dehşet verici din günün gelmeden önce bu dünyada erdemli yaşar. Affedilmeyecek olan tek günah olan şirkten uzak durur. Diğer günahların affedilmesini Yüce Rabbinden umar.

En doğrusunu Allah bilir.