Elçi Mûsâ'nın gönderildiği toplumun (kavmin) İsrâîloğulları olduğunu kesin biliyoruz. Elçi Îsâ'nın gönderildiği toplumun da (kavmin) İsrâîloğulları olduğunu kesin olarak biliyoruz. Çünkü Elçi Îsâ'nın annesi olan Meryem İsrâîloğulları toplumundandı. Meryem’in babası olan İmrân da İsrâîloğulları toplumundandı.
Aşağıdaki ayette açıkça görüldüğü gibi Îsâ İsrâîloğullarına gönderilmiş bir resûldür.
Yüce Allah aşağıdaki 5:78 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
747|5|78|لُعِنَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مِنۢ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ عَلَىٰ لِسَانِ دَاوُۥدَ وَعِيسَى ٱبْنِ مَرْيَمَ ذَٰلِكَ بِمَا عَصَوا۟ وَّكَانُوا۟ يَعْتَدُونَ Luinellezîne keferû min benî isrâîle alâ lisâni dâvude ve îsâbni meryem zâlike bimâ asav ve kânû ya’tedûn. Lanetlendi kimseler kâfirlik eden (örten- gizleyen) İsrâîloğullarından, dili ile Dâvud ve Meryem oğlu Îsâ; bu isyan etmeleri ve onların sınırı aşanlar olmuş olmaları nedeniyledir. |
Ancak Kuran’da Elçi Mûsâ ile Elçi Îsâ'nın bu topluma seslenmesi farklıdır. Bu da bize çok ilginç bir işaret sunar. Yüce Allah’ın izni ile bu işareti arayalım.
Aşağıdaki 2 ayetin ardışık olarak gelmesi ve birbirine benzemesi Yüce Allah’ın bu işareti bize göstermesi için olabilir.
Yüce Allah aşağıdaki 61:5 ve 61:6 ayetlerinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
5166|61|5|وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِۦ يَٰقَوْمِ لِمَ تُؤْذُونَنِى وَقَد تَّعْلَمُونَ أَنِّى رَسُولُ ٱللَّهِ إِلَيْكُمْ فَلَمَّا زَاغُوٓا۟ أَزَاغَ ٱللَّهُ قُلُوبَهُمْ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلْفَٰسِقِينَ Ve iz kâle mûsâ li kavmihî yâ kavmi lime tû'zûnenî ve kad ta'lemûne ennî resûlullâhi ileykum, fe lemmâ zâgû ezâgallâhu kulûbehum, vallâhu lâ yehdîl kavmel fâsikîn. Ve dediği vakit Mûsâ kavmine: “Ey kavmim! Niçin zarar veriyorsunuz bana mutlak bildiğiniz halde ki ben Allah'ın resûlüyüm sizlere?” Böylece saptığı vakit onlar saptırdı Allah kalplerini ve Allah doğru yola kılavuzlamaz sapmışlar kavmini. |
5167|61|6|وَإِذْ قَالَ عِيسَى ٱبْنُ مَرْيَمَ يَٰبَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ إِنِّى رَسُولُ ٱللَّهِ إِلَيْكُم مُّصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَىَّ مِنَ ٱلتَّوْرَىٰةِ وَمُبَشِّرًۢا بِرَسُولٍ يَأْتِى مِنۢ بَعْدِى ٱسْمُهُۥٓ أَحْمَدُ فَلَمَّا جَآءَهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ قَالُوا۟ هَٰذَا سِحْرٌ مُّبِينٌ Ve iz kâle îse bnu meryeme yâ benî isrâîle innî resûlullâhi ileykum musaddikan li mâ beyne yedeyye minet tevrâti ve mubeşşiren bi resûlin ye’tî min bagdîsmuhû ahmed, fe lemmâ câehum bil beyyinâti kâlû hâzâ sihrun mubîn. Ve dediği vakit Meryem oğlu Îsâ: “Ey İsrâîloğulları! Şüphesiz ben Allah'ın resûlüyüm sizlere, Tevrat’tan iki elim arasındaki şeyi tastikleyici ve müjdeleyici bir resûl; gelir benden sonra; onun ismidir ahmed; ancak o geldiği vakit onlara apaçık delillerle dediler: “Bu apaçık bir sihir.”. |
Açıkça görüldüğü gibi 61:5 ayetinde Mûsâ ile İsrâîloğulları ilişkisi kavim üzerinden kurulmuştur. Mûsâ kavmine “Ey kavmim!” diyerek sesleniyor. Ancak 61:6 ayetinde Îsâ ile İsrâîloğulları ilişkisi kavim üzerinden kurulmuyor. Kavme hiç bir atıf yok. Aksine Îsâ “Ey İsrâîloğulları!” diye sesleniyor. Mûsâ gibi Kuran’da ismi geçen tüm resûller ile gönderildikleri toplum arasında kavim ilişkisi kurulmuşken neden Îsâ'da durum bu şekilde değildir? Kuran’ın hiçbir yerinde Elçi Îsâ ‘Ey kavmim’ diye seslenmez. “Ey İsrâîloğulları!” diye sesleniş yukarıdaki 61:6 ayeti dışında Kuran’da 5 yerde geçer (2:40, 2:47, 2:122, 5:72, 20:80) ve bu geçişlerin hepsinde seslenen Yüce Allah’tır.
Acaba Îsâ “Ey kavmim” yerine neden “Ey İsrâîloğulları!” diyor?
Bunun nedeni İsrâîloğullarının Îsâ'yı kendi toplumlarından birisi olarak kabul etmemeleri, bunu da Îsâ'ya deklere etmeleri olabilir. Îsâ'nın da bu durumu kabul etmiş olduğu ve bu nedenle ‘Ey kavmim’ demediği düşünülebilir. Elçi Îsâ İsrâîloğulları soyundan sayılmamış olabilir. Bunun cevabını verebilmemiz için Îsâ'nın doğduğu zamanda İsrâîloğulları soyunun anneden mi yoksa babadan mı geçtiğini araştırmamız gereklidir.
Bu konu hakkında farklı görüşler var. Günümüzde İsrâîloğullarının soyunun (Etnik yahudilik) anneden geçtiğini kabul eden guruplar (Halaha kanunları) var.
İsrâîloğullarının soyunun (Etnik yahudilik) anne üzerinden yürümesi geleneğine karşı çıkan tarihi Yahudi cemaatleri de vardır. Örneğin, Karaizm (Karaite Yahudiliği) Yahudilik'te babanın soyunun önemli olduğunu vurgulayıp buna gerekçe olarak Eski Ahit'te geçen kabilelerin isimlerinin erkek isimleri olmasını ve Tevrat'taki karakterlere babalarının isimleriyle hitap edilmesini gösterir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kim_bir_Yahudi%27dir%3F
Kısaca Karaite Yahudiliği hakkında bilgi verelim. Karaim ya da Karaite (İbranice: יהדות קראית) bir Yahudi mezhebidir. Karaim terimi İbranice Ba'alei ha-Mikra (yazıtların halkı) eşanlamı ile bilinir. Karaimler, Yahudilerin ana din kitabı olan Tora Yazıtları'ndan (Tevrat) başka bir kaynak tanımaz, sözel kuralları kendi inancı için bağlayıcı bulmazlar.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Karaite_Yahudiliği
Bizim sadece Kuran dediğimiz gibi onlar da sadece Tevrat diyor.
Gerçekten de Eski Ahit'te geçen kabilelerin isimlerinin erkek isimleri olması ve Tevrat'taki karakterlere babalarının isimleriyle hitap edilmesi bu soyun en azından ilk dönemlerde baba üzerinden gittiğinin kabul edildiğini düşündürür. Çok da mantıklıdır. Zaten İsrâîloğulları derken İsrâîl'in yani Elçi Yakûp'un soyu işaret ediliyor. Bu da soy aktarımında babanın önemini gösterir. Günümüzde soyadının babadan alınması soy aktarımda babanın önemini gösterir. Ülkemizde bile çocuklar babasının soyadını almaktadır.
Bu nedenle Îsâ'nın yaşadığı zamanda Yahudilerin İsrâîloğullarının soyunun (Etnik yahudilik) baba üzerinden yürüdüğünü kabul etmiş olmaları daha büyük ihtimal görülüyor. Bu da bize Îsâ'nın neden “Ey kavmim!” yerine “Ey İsrâîloğulları!” dediğini açıklar. Elçi Îsâ babasız olarak doğmuştur. Meryem’in çift cinsiyetli (gerçek hermafrodit (‘true hermaphroditism’)) olduğunu Kuran’dan öğreniyoruz. Detaylı makale aşağıdaki linkten okunabilir.
Meryem’in kendiliğinden gebe kalması (‘autofertilisation’)
Meryem bir baba olmadan hamile kalmış ve doğum yapmıştır. Ancak o dönem yaşayan Yahudi toplumu Îsâ Yahudi olduğu bilinen bir babadan olmadığı için Îsâ'yı etnik olarak yahudi kabul etmemiş olabilir. Annesi Meryem Yahudi toplumundan olduğu halde Îsâ Yahudi olarak kabul edilmemiş olabilir. Kendisi de bu görüşe itiraz etmemiş olabilir. Bu nedenle Elçi Mûsâ gibi “Ey kavmim!” dememiştir. “Ey İsrâîloğulları!” diye seslenmiştir.
Kuran’da asla çelişki olmaz.
Kuran’ın bu kadar detayı bile bize sunması ve tüm Kuran içinde tutarlı olması Kuran’ın büyük bir mucizesidir.
Yüce Allah aşağıdaki 3:46 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
339|3|46|وَيُكَلِّمُ ٱلنَّاسَ فِى ٱلْمَهْدِ وَكَهْلًا وَمِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ Ve yukellimu n-nâse fîl mehdi ve kehlen ve mines sâlihîn. Ve konuşur insanlara beşikte ve yetişkinlikte; ve salihlerden. |
Görüldüğü gibi 3:46 ayetinde ‘konuşur kavmine’ denilmiyor. Bunun yerine 'konuşur insanlara' denmiş. Benzer ayetlerde de (5:110, 3:49, 43:63) görülür ki Kuran’ın tek bir yerinde bile Elçi Îsâ ile İsrâîloğulları ilişkisi kavim-toplum üzerinden kurulmamıştır.
Binlerce ayet içeren Kuran Allah'tan başkasının katından olsaydı içinde birçok çelişki bulunacaktı. Ancak Kuran Yüce Allah katından gelmiştir. Asla çelişki bulunamaz.
Yüce Allah aşağıdaki 4:82 ayetinde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
575|4|82|أَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ ٱلْقُرْءَانَ وَلَوْ كَانَ مِنْ عِندِ غَيْرِ ٱللَّهِ لَوَجَدُوا۟ فِيهِ ٱخْتِلَٰفًا كَثِيرًا E fe lâ yetedebberûne l-kur’ân. Ve lev kâne min indi gayrillâhi le vecedû fîhihtilâfen kesîrâ. Öyleyse dikkatlice okuyup çalışmazlar mı Kuran'ı? Ve eğer olsaydı Allah'tan başkasının katından mutlak bulurlardı onda birçok çelişki. |