Kavrayan/anlayan/akleden kalpler: Kalp-beyin iletişimi.

Kalpler anlar mı? Kalpler kavrar mı? Kalpler akleder mi?

Cevabını ayetler ve modern bilim ışığında vereceğiz inşallah;

Öncelikle ayetleri inceleyelim;  

Yüce Allah aşağıdaki 7:179 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

1133|7|179|وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثِيرًا مِّنَ ٱلْجِنِّ وَٱلْإِنسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لَّا يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أَعْيُنٌ لَّا يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ ءَاذَانٌ لَّا يَسْمَعُونَ بِهَآ أُو۟لَٰٓئِكَ كَٱلْأَنْعَٰمِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْغَٰفِلُونَ

Ve lekad zere’nâ li cehenneme kesîren minel cinni vel insi lehum kulûbun lâ yefkahûne bihâ ve lehum a’yunun lâ yubsırûne bihâ ve lehum âzânun lâ yesmeûne bihâ, ulâike kel en’âmi bel hum edallu, ulâike humul gâfilûn.

Ve ant olsun ürettik cehennem için cinden ve insandan birçok; onlaradır kalpler, anlamazlar/kavramazlar onunla; ve onlaradır gözler, görmezler onunla; ve onlaradır kulaklar, işitmezler onunla; işte onlar çiftlik hayvanları gibidir; Hayır! Onlar daha da sapıktır; işte onlar; onlardır gafiller/umursamazlar.

Bu ayeti detaylı ve dikkatle okuduğumuzda bazı işaretler görürüz. Öyleyse ayette işaret edilenleri tek tek inceleyelim;

‘ve onlaradır gözler görmezler onunla’

Gözler nasıl görür?

Konuyu anlamak için kısa bir şekilde, sıkmadan bilimsel bilgi aktaralım;

Gözlerin içine giren ışık gözlerin arkasındaki retina tabakasına çarpar. Oradaki retina hücreleri gelen ışığı elektrik sinyalleri şeklinde bilgiye dönüştürür. Optik sinir ile bu bilgi beynin arka kısmındaki görme korteksine iletilir. Bu elektrik sinyalleri beyin hücreleri tarafından işlenir ve görme işlevi gerçekleşir. Kısacası sadece gözler görme işlevini yapamazken sadece beyin hücreleri de görme işlevini yapamaz. Beyin ve göz birlikte çalışarak görme işlevini yapar. Ancak hiçbir dilde ‘gözüm ve beynim ile gördüm’ denmez. Her zaman ‘gözlerimle gördüm’ denir. Ancak bilimsel olarak kesindir ki görme işlevi göz ve beyin ile olur.

gozleri var gormezler

‘ve onlaradır kulaklar işitmezler onunla’

Kulaklar nasıl duyar/işitir?

Aynı durum kulaklar için de geçerlidir;

Kulaklara giren ses titreşimleri kulak zarını titreştirir. Bu titreşim ‘vestibüler’ ve ‘kohlear’ sistemleri aracılığı ile işitme sinirinde elektrik sinyallerine dönüşür. Bu bilgi tıpkı gözdeki olduğu gibi beynin duyma merkezindeki sinir hücrelerine aktarılır. Burada işlenen bilgi ses duyma fonksiyonu olarak ortaya çıkar. Kulaklar ve beyin birlikte çalışarak işitme/duyma işlevini gerçekleştirirler. Sadece kulaklar duyamazken, sadece beyin de duyamaz. Ancak hiçbir dilde ‘kulaklarım ve beynimle duydum’ denilmez. Her zaman ‘kulaklarımla duydum’ deriz. Ancak arka planda bu duyma işlevini beyin ve kulak birlikte yapar.

kulaklari var isitmezler

Yüce Allah’ın ayette bize gösterdiği yolu bilimsel bulgular ile takip edelim.

Ayette gözlerin görmesi, kulakların işitmesi/duyması eşleştirilmişken kalplerle de kavrama/anlama işlevi eşleştirilmiştir.

‘onlaradır kalpler anlamazlar/kavramazlar onunla

Kavrama/anlama/doğru karar verme işlevinde beynin ön korteksinin ‘prefrontal cortex’ etkin olduğunu biliyoruz. Ancak Yüce Allah kalbi özellikle işaret ediyor. Demek ki beyin tek başına kavrama/anlama yapamıyor. Nasıl ki tek başına görme ve işitme işlevini gerçekleştiremiyor, tek başına kavrama/anlama işlevi de sağlayamıyor. Beynin görmek için nasıl ki gözlerden gelen bilgiye ihtiyacı var, duymak için kulaklardan gelen bilgiye ihtiyacı var, anlamak ve kavramak için de kalpten gelen bilgilere ihtiyaç duymalı. Ayetten tam olarak bunu anlarız;

Kalp tek başına elbette kavrama/anlama/karar verme yapamaz. Tıpkı gözlerin tek başına göremeyeceği, kulakların da tek başlarına duyamayacağı gibi. Ancak kalp ve beyin bir arada olduğunda kavrama/anlama/karar verme işlevini yerine getiriyor olmalı.

Ayetleri incelemeye devam edelim;

Yüce Allah aşağıdaki 22:46 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

2639|22|46|أَفَلَمْ يَسِيرُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَآ أَوْ ءَاذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَا فَإِنَّهَا لَا تَعْمَى ٱلْأَبْصَٰرُ وَلَٰكِن تَعْمَى ٱلْقُلُوبُ ٱلَّتِى فِى ٱلصُّدُورِ

E fe lem yesîrû fîl ardı fe tekûne lehum kulûbun ya’kılûne bihâ ev âzânunyesmeûne bihâ, fe innehâ lâ ta’mal ebsâru ve lâkin ta’mal kulûbulletî fîs sudûr.

Öyleyse gezip dolaşmazlar mı yeryüzünde? Böylece olur onlara kalpler aklederler onunla; ya da kulaklar işitirler/duyarlar onunla; öyle ki doğrusu kör olmaz gözler ancak kör olur göğüsler içindeki kalpler.

22:46 ayetinde de kalp akletme ile ilişkilendirilmiştir. Akletmek için öncelikle kavramak/anlamak gereklidir. Daha sonra doğru karar vermek gereklidir. 

Özetle; Kuran bizlere kavrama/anlama/akletme yetileri için kalbi işaret ediyor.

Peki; Modern bilim ne diyor?

Kalp sadece organlara kan pompalayan bir organ kesinlikle değildir. İlk kez 1991 yılında Dr. J. Andrew Armour ‘kalp beyni’ ‘heart brain’, ‘küçük beyin’ ‘little brain’ yada  “içsel kardiyak sinir sistemi’ ‘intrinsic cardiac nervous system’ tanımını yaptı. Kalp içinde yaklaşık 40.000 sinir hücresinin (nöron, ‘neuron’) mevcut olduğu, bu hücrelerin algılayan, hisseden, öğrenen hatta hatırlayan hücreler oldukları bildirildi. Kalp içindeki bu nöronların beyindeki nöronlar ile aynı olduğu bilinmektedir.

Sinir hücreleri 2 tipe ayrılır. Duyusal sinirler (afferent sinirler) ve motor sinirler (efferent sinirler). Duyusal sinirler organlardaki duyu reseptörlerinden gelen bilgileri omurga üzerinde beyne iletirler. Motor sinirler ise beyindeki bilgiyi organlara iletirler. Örneğin elimizi yumruk yapmak istediğimizde beyin buna karar verir ve gerekli hücreleri aktive eder. Gerekli bilgi motor sinirler ile kaslara iletilir. Çok sayıda kas belirli oranda kasılır ve elimizi yumruk yapabiliriz. Duyusal sinirlere örnek olarak derimizi örnek verilebilir. Elimiz yandığında yanma acısı elektrik sinyali olarak beyne duyusal sinirler ile taşınır.

Kalp içinde oldukça fazla duyusal sinir vardır. Özellikle 10. kafa siniri olan Vagus siniri kalp için önemlidir. Kalbin sinirlerinin %80’i duyusal sinirdir ki kalpteki bilgileri beyne iletirler. Kalbin duyusal sinir hücreleri (nöronlar) ‘arka kök’ ‘dorsal root’, ‘ganglia nodosa’ ‘nodose ganglia’, ‘iç kardiyak’ ‘intrinsic cardiac’ ve ‘intratorasik ganglia’ ‘intrathoracic ganglia’ da bulunur.

Aşağıdaki resimde insan kalbi içindeki sinir hücreleri/nöronlar mikroskopta gösterilmiştir. Bu hücreler birbirleri ile tıpkı beyindeki hücreler gibi bağlantı kurarlar.

kalpleri var anlamazlar gozleri var gormezler kulaklari var isitmezler

İç kardiyak nöronlar merkezi veya diğer intratorasik gagliada bulunan nöronlardan bağımsız olarak aktive olabilirler. Bu da bize kalbin kendine özel bir sinir sistemi olduğunu gösterir. Kalbin kendi sistemi kendine özgü ve karmaşıktır. Kalp sinir sistemi beyin ile çift yönlü şekilde ve her zaman iletişim durumundadır.

kalp beyin iletisim kuran kalpler muhurlenmesi

10. kafa siniri olan Vagus siniri beyin sapında ‘brainstem’ özellikle ‘medulla’ medulla’ ve soliter çekirdek ‘solitary nucleus’ denen yerde sonlanır. Vagus sinirinin %80’ninden fazlası duyusal sinirdir. Yani kalpten beyne bilgi taşıyan sinirler içerir. Bu da demektir ki kalp beyne beynin kalbe gönderdiğinden çok daha fazla bilgi gönderir. Kalpten Vagus siniri ve spinal sinirler ile beynin medulla ‘medulla’, ‘hipotalamus’ ‘hypothalamus’, talamus ‘thalamus’ ve amigdala ‘amygdala’ bölgesine gelen bilgiler buradan beynin korteksine iletilir. Hatta dorsal vagal kompleksten ve kardiyovasküler duyusal sinirlerden bir yolağın direkt olarak beynin ön lobuna ‘prefrontal cortex’ gittiğine yönelik kanıtlar vardır. Kalpten beyine gönderilen bilgiler beynin duygu/his ‘emotion’, kavrama/bilinçsellik ‘cognition’, algılama ‘perception’, davranış ‘behavior’ ve fizyolojik fonksiyonunu direkt olarak etkiler.

kalp beyin akleden kalp

Kalp beyin ile farklı mekanizmalar ile de iletişim halindedir;

  • Sinir aracılığı ile nörolojik olarak
  • Hormonlar aracılığı ile biyokimyasal olarak
  • Atım dalgaları ile biyofizyolojik olarak
  • Ürettiği elektromanyetik güç ile enerjik olarak.

Kalp beyinden 40-60 kat daha fazla elektrik gücü üretirken beyinden 5000 kat daha fazla elektromanyetik güç üretir. Kalp vücudun diğer organlarının organize şekilde çalışmasını da koordine ve senkronize eder. Sinir sistemi aracılığı ile beyin üzerine etkilerini yukarıda anlattık.

Şimdi hormonal etkilerini anlatalım;

Kalp birçok hormon salgılar. Bu hormonlar beyin üzerinde direkt etkiye sahiptir. Örnek olarak; atrial peptit ‘atrial peptide’ yada 'atrial natriüretik peptid’ ‘atrial natriuretic peptide’ kalpten salgılanır. Bu hormon stres hormonlarının salınımını engeller, sempatik dış akımını (savaş yada kaç refleksi) azaltır, motivasyon ve davranışı olumlu olarak etkiler. Bu hormon kalbin karıncıklarından salgılanır ve beyinden çok daha fazla oranda kalpten salgılanır. Kalp aynı zamanda şefkat/bağlılık hormonu olarak bilinen oksitosin ‘oxytocin’ de üretir ve salgılar. Bu hormon doğum yapmış annelerde sütün gelmesini ve rahmin kasılarak doğum yapmadan önceki haline gelmesini sağlar. Annenin bebeğine karşı sevgi ve şefkat beslemesini sağlar. Bebek annesini emdikçe oksitosin salınımı artar. Bebek ile anne arasında içgüdüsel bağ kuvvetlenir. Erkekler üzerinde yapılan çalışmalar da vardır. Oksitosin verilen erkelerin daha vicdanlı ve şefkatli davranışlar gösterdikleri gösterilmiştir. Ayrıca kalpten salgılanan oksitosin hormonu kavrama/bilinçsellik ‘cognition’, tolerans ‘tolerance’ ve güven ‘trust’ duyguları üzerinde de etkilidir.

Kalbin oksitosin reseptörlerine sahip olması yanında oksitosin salgıladığını gösteren makale aşağıda verilmiştir.

https://kuranmucizeler.com/images/kalpleri_var_anlamazlar_onunla_gozleri_var_gormezler_kulaklari_var_isitmezler/oksitosin_ve_kalp.pdf

Elektromanyetik güç;

Kalp çok güçlü elektromanyetik alan oluşturur. Bu alanın her birey için farklı olduğu, beyin hücrelerinin bu manyetik alandan etkilendiği gibi görüşler vardır. Ancak elle tutulur kanıtlar mevcut değildir. 

Çalışmalar ne diyor?

Yakın zamanda yapılan çalışmalar göstermiştir ki Vagus sinir aktivasyonu doğru karar verme oranını artırmaktadır.

2022 yılında Fransa’da 57 insan üzerinde bir deney yapılmıştır. Denekler ‘Iowa gambling task’ denilen bir karar verme kart oyunu oynamışlardır. Bu çalışmada kalp-beyin iletişiminin karmaşık kavrama/anlama ve karar verme ‘decision-making’ işlevlerinde çok önemli olduğu gösterilmiştir. Vagus reaktivitesi ve kurtulması ‘vagal reactivity and recovery’ daha doğru karar verme ile ilişkili olarak bulunmuştur.

Çalışmanın künyesi: The heart to make the right choice: Vagal (re)activity and recovery predict advantageous decision-making; Valentin Magnon, Frederic Dutheil , Guillaume T. Vallet; Universit´e Clermont Auvergne, CNRS, LaPSCo, F-63000 Clermont–Ferrand, France

Ara sonuç olarak;

Yüce Allah insan kalbinin kavramada/anlamada/karar vermede etkili olduğunu açıkça bildiriyor. Bu işlemleri beyin tek başına yapmıyor. Nasıl ki gözle birlikte beyin görüyor, nasıl ki kulaklar ile birlikte beyin duyuyor, kalp ile birlikte beyin kavrıyor/anlıyor, daha doğru karar veriyor. Kalp direkt olarak hislerimizi, davranışlarımızı etkiliyor.

Yüce Allah kalp hastalıklı olduğunda anlamada/kavramada/doğru karar vermede sıkıntı yaşanacağını bildiriyor.

Kalpteki bu hastalık nedir?

Yüce Allah aşağıdaki 24:50 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

2839|24|50|أَفِى قُلُوبِهِم مَّرَضٌ أَمِ ٱرْتَابُوٓا۟ أَمْ يَخَافُونَ أَن يَحِيفَ ٱللَّهُ عَلَيْهِمْ وَرَسُولُهُۥ بَلْ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

E fî kulûbihim maradun emirtâbû em yehâfûne en yehîfallâhu aleyhim ve resûluhu, bel ulâike humuz zâlimûn.

Kalplerinde bir hastalık mı? Yoksa şüpheyle mi doldular; yoksa korktular mı Allah ve resûlü haksızlık yapar diye onlara; Hayır! işte onlar; onlardır zalimler.

Benzer ayetler; 2:10, 5:52, 8:49, 9:125, 22:53, 33:12, 33:60, 47:20, 47:29, 74:31.

Kalbinde hastalık olanlar doğru kavrayamıyor, doğru anlayamıyor ve doğru karar veremiyor. Durumlarını değiştirmedikleri sürece kalplerindeki hastalık daha da artıyor.

Yüce Allah aşağıdaki 2:10 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

17|2|10|فِى قُلُوبِهِم مَّرَضٌ فَزَادَهُمُ ٱللَّهُ مَرَضًا وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌۢ بِمَا كَانُوا۟ يَكْذِبُونَ

kulûbihim maradun, fe zâdehumullâhu maradan ve lehum azâbun elîmun bi mâ kânû yekzibûn.

Kalplerinde bir hastalık; öyle ki artırdı onlara Allah hastalığı; ve onlaradır acı/elim bir azap; yalan söyler olduklarından ötürü.

Kalplerde olan bu hastalık bu kimselerin doğru kavrama, doğru anlama, doğru karar verme işlevlerini direkt olarak etkilediği için bu hastalığın kalbin kendisine ait içsel nöral/sinir ağının sağlıklı çalışmamasından veya kalpten beyne giden duyu sinirlerinin sağlıklı çalışmamasından kaynaklandığı düşünülür. Sağlıksız içsel kalp sinir ağı çoğunlukla Vagus sinirinin duyu lifleri ’fibers’ ile beyne sağlıksız veri gönderir. Beyin de bu veriyi kullanarak işlem yapar ve ön lob bir karar verir. Sağlıklı kalp sinir/nöral ağı sağlıklı akıl demektir. Böylece doğru mantık sağlıklı bir şekilde işler.

Kalplerin hastalıkla katılaşıp sertleşmesi;

Yüce Allah aşağıdaki 22:53 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

2646|22|53|لِّيَجْعَلَ مَا يُلْقِى ٱلشَّيْطَٰنُ فِتْنَةً لِّلَّذِينَ فِى قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَٱلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُمْ وَإِنَّ ٱلظَّٰلِمِينَ لَفِى شِقَاقٍۭ بَعِيدٍ

Li yec’ale mâ yulkış şeytânu fitneten lillezîne fî kulûbihim maradun ve l-kâsiyeti kulûbuhum, ve innez zâlimîne le fî şikâkın baîd.

Yapması için şeytanın attığını bir imtihan/bir sınav; kalplerinde bir hastalık (olan) ve kalpleri katı/sıkı/sert kimseler için; ve doğrusu zalimler mutlak içindedir uzak bir ayrılık.

Benzer ayetler; 2:74, 5:13, 6:43, 39:22. 

22:53 ayetinden anladığımıza göre kalplerinde hastalık olan kimselerin kalplerinde katılaşma/sertleşme/sıkılaşma gerçekleşiyor.

Sağlıklı bir içsel kardiyak sinir sisteminin ve sağlıklı Vagus sinir raktivasyonlarının beyin ile birlikte doğru anlamada, doğru kavramada ve doğru karar vermede etkili olduğunu gördük. Sağlıklı düşünen bir kalbe sahip insanlarda Vagus reaktivasyonunun şiddetinin ve sıklığının sağlıksız düşünen, içsel kalp sinir ağının sağlıklı olmadığı insanlara göre daha fazla olacağı ortadadır. Daha fazla sayıda ve şiddette Vagus reaktivasyonu kalbin kendisi için de çok faydalıdır. Yakın zamanda obez, insülin direnci olan fareler üzerinde yapılan çalışmalarda Vagus sinir aktivasyonunun inflamasyonu/yangıyı, oksidatif sitresi azalttığı, kan basıncını düşürdüğü, kalbin kan pompalama fonksiyonunu düzelttiği, kan yağlarını düzelttiği (Kolesterol, Trigliserid, LDH), kalp ritmini düzelttiği, kalp mitokondrial fonksiyonu düzelttiği gösterilmiştir. İnflamasyon/yangı başta olmak üzere bütün bu olumlu değişiklikler kalbin daha esnek ve sağlıklı olmasına neden olur. Uzun süre sağlıklı bir içsel kardiyak nöral/sinir ağına sahip olmayan insanlarda Vagus reaktivasyonu daha az olacağından bu kimselerin kalpleri yukarıda gösterilen olumlu değişimleri yaşamayacak, aksine olumsuz değişimler yaşayacaktır. İnflamasyon/yangı, oksidatif stres kalbin esnekliğini kaybetmesine ve ayette işaret edildiği gibi daha sert/sıkı/katı olmasına neden olacaktır.

Kalplerin mühürlemesi;

Yüce Allah aşağıdaki 7:100 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

1054|7|100|أَوَلَمْ يَهْدِ لِلَّذِينَ يَرِثُونَ ٱلْأَرْضَ مِنۢ بَعْدِ أَهْلِهَآ أَن لَّوْ نَشَآءُ أَصَبْنَٰهُم بِذُنُوبِهِمْ وَنَطْبَعُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ

E ve lem yehdi lillezîne yerisûnel arda min ba’di ehlihâ en lev neşâu esabnâhum bi zunûbihim, ve natbeu alâ kulûbihim fe hum lâ yesme’ûn.

Ya da doğru yol gösterilmedi mi onun (o yerin) ehlinden/toplumundan sonra o yere varis olan kimseler için; ki eğer dilersek vurup-işaretlendirirdik onları günahlarıyla/suçlarıyla; ve mühürleriz kalplerinin üstünü; öyle ki onlar işitmezler/duymazlar.

Benzer ayetler; 6:467:1019:87, 9:93, 10:74, 16:108, 30:59, 47:16.

7:100 ayetinde Yüce Allah kalplerin mühürlenmesini işaret ediyor. Mühürlemek fiili bir şeyin sabitlenmesi ve başka bir şey ile bağının koparılmasıdır. Bir mektubun üstü mühürlendiğinde içindeki yazı içeren kağıdın dış ortam ile bağlantısı kesilir. Yazı içeren kağıt dışarıya ulaşamazken, mühürlü mektup içindeki yazılı kağıdı da dışardakiler okuyamaz. Benzer şekilde kalbin mühürlenmesi de kavrama/anlama/karar vermede önemli avantaj sağlayan duyusal sistemin kalpten beyne gidememesi demektir. Mührün kalpte olduğunun işaret edilmesi bu kimselerin kalbindeki yukarıda anlatılan hastalık nedeniyledir. Kısacası karar vermede/kavramada/anlamada beyni yönlendiren kalp ile beyin arasındaki iletişim sağlıklı olamamaktadır. Özellikle kalpten beyne giden Vagus reaktivasyonlarının mühürlü olan kalpten beyne gidememesi ana problemdir.

Kalplerin perdeli olması;

Yüce Allah aşağıdaki 6:25 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

814|6|25|وَمِنْهُم مَّن يَسْتَمِعُ إِلَيْكَ وَجَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَن يَفْقَهُوهُ وَفِىٓ ءَاذَانِهِمْ وَقْرًا وَإِن يَرَوْا۟ كُلَّ ءَايَةٍ لَّا يُؤْمِنُوا۟ بِهَا حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءُوكَ يُجَٰدِلُونَكَ يَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِنْ هَٰذَآ إِلَّآ أَسَٰطِيرُ ٱلْأَوَّلِينَ

Ve minhum men yestemiu ileyke, ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakran, ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minû bihâ, hattâ izâ câuke yucâdilûneke yekûlullezîne keferû in hâzâ illâ esâtîrul evvelîn.

Ve onlardan kimse kulak verir sana; ve yaptık kalplerinin üstüne perdeler ki anlamasınlar/kavramasınlar onu; ve kulaklarına ağırlık; ve eğer görseler her bir ayeti/mucizeyi inanmazlar ona; hatta geldikleri vakit sana tartışırlar/mücadele ederler seninle; derler kâfirlik eden (gerçeği örten gizleyen) kimseler: “Değildir bu evvellerin/öncekilerin masalları dışında.”

Benzer ayetler: 18:57

Kalplerin üzerinde perde olması da kalplerin mühürlenmesi şeklinde anlaşılmalıdır. Perdelenen bir şeyin diğer şeylerle bağlantısı kesilir. Kalp perdelenirse beynin kavraması/anlaması için gerekli duyusal uyarıyı yani Vagal reaktivasyonu yeterli yapamaz. Böylece bu kimselerin doğru anlama/doğru kavrama ve doğru karar verme yetileri bozulur.

Kalplerin üstünde kilitler;

Yüce Allah aşağıdaki 47:24 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

4567|47|24|أَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ ٱلْقُرْءَانَ أَمْ عَلَىٰ قُلُوبٍ أَقْفَالُهَآ

E fe lâ yetedebberûnel kur’âne em alâ kulûbin akfâluhâ.

Öyleyse dikkatlice okuyup çalışmazlar mı Kuran'ı? Yoksa kalpleri üstünde kilitler mi (var)?

Yüce Allah aynı şeyi farklı şeyler ile işaret ediyor. Mühür gibi, perde gibi, kilitler de bir şeyi başka şeylerden ayırmaya, bağlantısını kesmeye yarar. Kilit vurulan bir odaya girilemez. İçerideki de dışarı çıkamaz. Kalp kilitli ise içsel kardiyak sinir sistemi beyin ile sağlıklı bir iletişim kuramaz. Vagal sinir reaktivasyonları beyne sağlıklı ulaşamaz. Kavrama/anlama/akletme yetisi olumsuz etkilenir.  

Kuran’da kalple ilgili bazı başka geçişler de mevcuttur. Bunlar; kalplerin yatışması, dinginleşmesi, kalplere korku salınması, kalplerin kaynaşması, kalplerdeki öfke, kalplerin kazanılması, kalplerde olan, kalplere nifak sokmak, kalplerin parçalanması, kalplerde bir kuşku, kalplerin kayması, kalplerin çevrilmesi, kalplere sıkıntı verilmesi, kalplerin ancak Yüce Allah’ın zikri ile tatmin olması, kalplerin kabul etmemesi, kalplerin pekişmesi, yumuşak kalplilik, kalplerin takvası, kalplerin ürpermesi olarak sayılabilir. Kavrama/anlama ve doğru karar vermede kalbin bu çok önemli rolü düşünüldüğünde Kuran’da geçen bu geçişlerin bizzat göğüsler içindeki kalp organını işaret ettiği görülür.

Kalbin sadece kan pompalayan bir organ olmadığını gördük. Beyin ile direkt olarak iletişim halinde. Peki; o durumda kalp nakli olan insanların durumu nasıl olur?

2022 yılındayız. İlk kalp nakli 1967 yılında yapıldı. Yaklaşık olarak günümüze kadar 5400 kalp nakli yapılmış. Kalp nakli yapılan insanların nakil sonrası bazı kişilik değişiklikleri yaşadıkları, tercihlerinde bazı değişiklikler yaşadıkları, farklı duygular hissettikleri hatta huylarının bile değiştiği yönünde raporlar mevcuttur.  2020 yılında bu konu ile ilgili bir çalışma yayınlandı. Kalp nakli olan insanlardaki değişiklikler takip edilmiş. Bu değişiklikler farklı kategori altında toplanmış.

1. Tercihlerdeki değişiklikler

Yemek, müzik, cinsel tercihler, sanat, renkler

2. Duygular ve huyda değişiklikler, kişilik değişiklikleri

3. Hafıza aktarımı

Çok sayıda kalp nakli olmuş insanın verdiği bilgiler incelendiğinde kalp ile birlikte beynin işlevleri olduğu bilinen bazı şeylerin de kalbi alan kişiye aktarıldığı görülmektedir.

Örnekler;
1. 45 yaşında bir adama 17 yaşında bir gencin kalbi transplante edilmiş. Adam şunu belirtmiş: ‘Daha önce hiç yapmadığım, kulaklıkla yüksek sesli müzik dinlemeyi çok sevmeye başladım’

2. 25 yaşında bir erkeğe 24 yaşında ve lezbiyen olan bir kadının kalbi nakledilmiş. Bu erkek kalp naklinden sonra kadınlara karşı kadınları hissettikleri şekilde hisler yaşadığını bildirmiş.

Daha birçok ilginç örneği makaleden okuyabilirsiniz.

Personality changes following heart transplantation: The role of cellular memory; Mitchell B. Liester Department of Psychiatry, University of Colorado School of Medicine, PO Box 302, Monument, CO 80132, United States.  Medical Hypotheses 135 (2020) 109468 

Başkasının kalbi nakledilen insanda nakil sonrası görülen bu değişiklikler elbette yukarıda anlattığımız mekanizmalar ile olmaktadır. Kalp beyin üzerinde direkt bir etkiye sahiptir. Ancak kalbin iç sinir ağının tekrar modellenebileceği yönünde görüşler vardır. 

Beyin fırtınası yapalım;

Ateist veya müşrik bir insanın kalbi (hastalıklı, katılaşmışmühürlü, perdeli, kilitlitek tanrıcı ve hanif bir insana nakledilse durum ne olur?

Benim görüşüme göre; mutlak ki ateist veya müşrik insanın kalbi hanif olan insanın beynine olumsuz etki yapacaktır. Kavrama/anlama/karar verme mekanizmalarını olumsuz etkileyecektir. Ancak Yüce Allah'ın sünnetine göre bu kişinin tekrar doğru yolu bulabilir olması gereklidir. Aksi halde kalbi alan kimseye büyük bir haksızlık olur. Yüce Allah kimseye haksızlık yapmayacağına göre mutlaka bir çıkar yol açmalıdır. Bu yolun da iç kardiyak sinir/nöral sisteminin tekrar modellebilir olması olduğunu düşünüyorum. Hanif/tek tanrıcı kişi aldığı ateist/müşrik insanın kalbini tekrar modelleyebilir. Perdeleri/kilitleri/mühürleri tekrar modelleme ile kırabilir. Modellemeyi elbette beyni ile yapacaktır. Beynin kalbe düzeltici sinyaller göndermesi ile kalp kendisini tekrar modelleyecektir. Mutlaktır ki bu bir zaman alacaktır.       

Sonuç olarak;

Bilimsel keşifler Kuran’ın doğru olduğunu işaret ediyor. Kalp kavrama/anlama/akletme yetisinin oluşması için olması gereken bir organ. Gözler beyinle birlikte görür, kulaklar beyinle birlikte duyar/işitir; kalpler de beyinle birlikte kavrar/anlar/akleder

Beyin-kalp iletişimi araştırmaları henüz bebeklik döneminde. Yakın zamanda inşallah kalbin kavrama/anlama ve karar vermedeki rolü çok daha detaylı olarak gösterilecektir.

Kaynaklar;

Armour JA. Potential clinical relevance of the ‘little brain’ on the mammalian heart.Exp Physiol. 2008; 93:165–176. doi: 10.1113/expphysiol.2007.041178

The Heart’s Little Brain Shedding New Light and CLARITY on the “Black Box” Neil Herring and David J. Paterson Originally published29 Apr 2021https://doi.org/10.1161/CIRCRESAHA.121.319148Circulation Research. 2021;128:1297–129

Pain: Is It All in the Brain or the Heart?  Current Pain and Headache Reports (2019) 23: 88 

The Coherent Heart Heart–Brain Interactions, Psychophysiological Coherence, and the Emergence of System-Wide Order. 2009

Science of the Heart; Exploring the Role of the Heart in Human Performance An Overview of Research Conducted by the HeartMath Institute.

Personality changes following heart transplantation: The role of cellular memory; Mitchell B. Liester Department of Psychiatry, University of Colorado School of Medicine, PO Box 302, Monument, CO 80132, United States.  Medical Hypotheses 135 (2020) 109468 

Vagus Nerve Stimulation Improves Cardiac Function by Preventing Mitochondrial Dysfunction in Obese-Insulin Resistant Rats; Bencharunan Samniang, Krekwit Shinlapawittayatorn, Titikorn Chunchai, Wanpitak Pongkan, Sirinart Kumfu, Siriporn C. Chattipakorn, Bruce H. KenKnight & Nipon Chattipakorn  Scientific Reports volume 6, Article number: 19749 (2016)

En doğrusunu Allah bilir.