Şerefli Kur’an’ımızın doğru okunması çok önemlidir. Kur’an bir bütün olarak okunmalıdır. Ayetler bütün olarak çalışılmalı ve analitik olarak değerlendirilmelidir. Evrenin yaratıcısından gelmiş bir kitap üstünkörü asla okunamaz. Bilimsel açıdan okunması gerekir. Bu durumu Yüce Allah’ın izniyle birazdan göreceğiz inşAllah. 

Yüce Allah aşağıdaki ayetlerinde şu şekilde buyurmuştur;

Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet

Arapça okunuş

Meal

55|24|وَلَهُ ٱلْجَوَارِ ٱلْمُنشَـَٔاتُ فِى ٱلْبَحْرِ كَٱلْأَعْلَـٰمِ

 24. Ve lehul cevâril munşeâtu fîl bahri kel alâm(alâmi).

Ve O'nadır (Allah’adır) akanlar; yükseltilenler bol suda236; dağlar gibi.

42|32|وَمِنْ ءَايَـٰتِهِ ٱلْجَوَارِ فِى ٱلْبَحْرِ كَٱلْأَعْلَـٰمِ

 32. Ve min âyâtihil cevâri fîl bahri kel a’lâm(a’lâmi).

Ve ayetlerindendir237 O’nun (Allah'ın); akanlar bol suda236; dağlar gibi.

42|33|إِن يَشَأْ يُسْكِنِ ٱلرِّيحَ فَيَظْلَلْنَ رَوَاكِدَ عَلَىٰ ظَهْرِهِۦٓ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَـَٔايَـٰتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ

 33. İn yeşe’ yuskinir rîha fe yazlelne revâkide alâ zahrih(zahrihi), inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin şekûr(şekûrin).

Eğer dilerse (Allah) sakinleştirir rüzgarı; öyle ki kalakalırlar (akanlar) hareketsiz/durağan; arka tarafına doğru onun (bol suyun); doğrusu bundadır mutlak ayetler237 her bir sabreden51, şükreden43 için.

(ٱلْبَحْرِ) l-cevâri kelimesi kökü (جري) olup akmak (flow), cereyan yapmak (stream) anlamındadır. Ayette isim kelimesi olarak ve çoğul olarak gelmiş ‘akanlar’ anlamındadır. Bildiğim kadarıyla 2024 yılı itibariyle bu kelime için yapılan tüm okumalar (Araplar dahil) ‘gemiler’ olarak yapılmıştır. Oysa kelimenin gemi anlamı yoktur. Bun durumun nedeni ayetin anlaşılamamasındandır. Bilimsel verilerden eksik olarak okuma yapıldığında kelimeyle ilgisi olmayan ‘gemiler’ anlamı verilmek zorunda kalınmıştır. O zaman da çelişkiler ortaya çıkmaktadır. Dağın özelliği yüksek olmasıdır. Heybetli olmasıdır. Etrafımızda gördüğümüz ufak dağlar bile en az 1000 metre yüksekliktedir. Daha büyük dağlar ise 2500-4500 metre aralığında olur. 2024 yılındayız. Dünyanın en yüksek gemileri bile ancak 75-100 metre yüksekliktedir. Kur’an’ın indiği dönemi düşünürsek gemilerin dağa benzetilmesi asla mümkün değildir. Ayrıca günümüzde gemilerin çoğu rüzgârlara ihtiyaç duymadan seyir yapabilmektedir. Hatta nükleer enerjiyle yıllarca yakıt ikmali yapmadan yol alabilmektedirler. Demek ki ayette iyi anlayamadığımız başka bir durum vardır. Bu nedenle ilk olarak bu kelime Kur’an’da başka nerede kullanılmış ona bakmak gereklidir.    

Bu kelime 81:16 ayetinde de geçer.

Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet

Arapça okunuş

Meal

81|16|ٱلْجَوَارِ ٱلْكُنَّسِ

 16. El cevâril kunnes(kunnesi).

Akanlara; dönüp saklananlara.

Kıyamet anından bir sahnenin bizlere bildirildiği 81. surenin 16. ayetinde aynı kelime kullanılmıştır. Nasıl ki 81:16 ayetinde ‘l-cevâri’ kelimesine ‘gemiler’ anlamı verilemiyorsa o durumda 55:24 ayetinde geçen aynı kelime de ‘gemiler’ anlamı verilemez. Anlarız ki kelimenin daha geniş bir anlamı vardır. O da gerçek anlamı olan ‘akanlar’’dır. anlamı verildiğinde Kur’an’ın büyük bir mucizesi ortaya çıkar.

42:43-44 ayetlerinden anlarız ki;

Akanlar;

  •   Dağlar gibidirler. Yani dağların şekilleri gibi olmalıdırlar. 
  •   Mutlak ki bir yerden bir yere akmalıdırlar. 
  •   Bol suda olmalıdırlar.
  •   Bol suyun arkasına doğru olmalıdırlar. 
  •   Mucize içermelidirler.
  •   Rüzgârlarla bağlantılı olmalıdırlar. Bu akışlara rüzgarlar neden olmalıdır. Rüzgar kesildiğine bu akışlar hareketsiz şekilde durağan olmalıdır.
  •   Sabreden ve şükredenler için bir işarettirler.

Bu muhteşem ayetlerin işaret ettiği bu muhteşem akanlar denizlerdeki dikey olarak yükselen ve alçalan dikey dev su akımlarıdır. Modern bilimde bu dikey akımlar ‘Upwelling and Downwelling’ akımlar olarak isimlendirilmektedir. Bu devasa dikey su akımları okyanusu karıştırmak, oksijeni derinlere ulaştırmak, ısıyı dağıtmak ve besin maddelerini yüzeye çıkarmak için gereklidir. Yukarı akıntı, yoğun, daha soğuk ve genellikle besin açısından zengin suyun derin sulardan okyanus yüzeyine doğru rüzgarla hareketini içeren oşinografik bir olgudur. Daha sıcak ve genellikle besin maddesi açısından fakir yüzey suyunun yerini alır. Besin açısından zengin olan yukarı akıntı, fitoplankton gibi birincil üreticilerin büyümesini ve çoğalmasını teşvik eder. Yukarı çıkma bölgelerindeki besin maddelerinin artan mevcudiyeti, yüksek seviyelerde birincil üretim ve dolayısıyla balıkçılık üretimi ile sonuçlanır. Toplam küresel deniz balıkları avının yaklaşık %25'i, toplam okyanus alanının yalnızca %5'ini kaplayan beş adet yukarı çıkma/aşağı inme bölgesinden gelmektedir. 

Oluşma mekanizmaları;

Yukarı akım sürecinde, rüzgarlar deniz yüzeyinde belirli bir yönde eser ve bu da rüzgar-su etkileşimine neden olur. Rüzgarın bir sonucu olarak su, Coriolis kuvvetleri ve Ekman taşınımı nedeniyle rüzgar yönünden net 90 derecelik bir açı ile taşınır. Bu da su sütununda aşağı doğru hareket eden bir su sarmalıyla sonuçlanır. Aşağıya inen suyun yerini derinlerden gelen su alır. Kuzey yarımkürede, su rüzgarın yönünün sağına doğru taşınır. Güney Yarımkürede ise su rüzgarın soluna doğru taşınır. 

Rüzgârlar yukarı akımları oluşturur.

 yukari akimlar

Aşağı inme akımı da benzerdir.

asagi akanlar gemiler mi dag gibi gemi olur mu

Aşağı inme akımı deniz yaşamı için önemli etkileri vardır. Yüzey suyu, fotik bölgedeki besin maddelerini kullanan birincil üretim nedeniyle genellikle derin suya kıyasla daha düşük besin içeriğine sahiptir. Bununla birlikte, fotosentez ve hava-deniz gazı değişimi nedeniyle yüzey suyu derin okyanusa kıyasla oksijen bakımından yüksektir. Su aşağı doğru hareket ettiğinde, oksijen yüzeyin altına pompalanır ve burada çürüyen organizmalar tarafından kullanılır. Rüzgârlar aşağı inme akımlarının oluşmasında da etkilidir.

Dağ gibi olmaları;

Yukarı ve aşağı su akımları dağlar gibidir. Yukarı çıkan akımlar okyanusların binlerce metre derinlerinden gelir. Aşağı inen akımlarsa yine binlerce metre derine iner. Okyanusun derinlerinden yüzeye doğru çıktıkları için dağların göğe yükselmesi gibi bir eğimle yükselirler. Aynı eğimle inerler. Aşağıdaki resme bakınız.      

'zahrihi' kelimesini yanlış çevrilmesi;

Çevirilerin çoğunda 'onun sırtında' olarak çevrilen kelimenin asıl anlamı 'arkasında'dır. Sırt deyince hemen denizin yüzeyi anlaşılır ve ayetin anlamı doğru anlaşılamaz. Oysa tam çeviri 'arkasına doğru bol suyun' olmalıdır. Demek ki rüzgâr olmadığında bol suyun/denizin arkasına doğru olan, derinlerindeki su hareketsiz kalır. Yüzeye çıkamaz.    

Mutlak ayetler her bir sabreden, şükreden için.

Bu geçişin de büyük bir işaret olduğu ortadadır. Yukarıda belirtildiği üzere ayette işaret edilen dikey su akımlarının olduğu yerde toplam küresel deniz balıkları avının yaklaşık %25'i gerçekleşmektedir. Balıkçılık yapanlar çok iyi bilir ki balıkçılık sabretmek demektir. Ağlar balıkla dolduğunda ise şükretmek demektir.  

daglar gibi akintilar

Aşağıdaki resimde denizlerdeki inme ve çıkma bölgeleri gösterilmiştir. 

upwelling image1

Daha fazla bilgi için;

https://en.wikipedia.org/wiki/Upwelling

En doğrusunu Yüce Allah bilir.