Bir sahabe olan Abdullah bin Mesud’un Felak ve Nas (‘Muavvizeteyn’) surelerini Kuran’dan atması.

Hadis demek çelişki demektir. Hadislere inanırsak dinimizi zan üzerine kurmuş oluruz ve Yüce Allah’ın biricik gerçek İslam’ına girip mümin olacağımız yerde müşriklerden oluruz. Ancak kendimizi doğru yolda zannederiz. Oysa mutlaktır ki sapkınlardan oluruz. Kısacası Kuran ile hadisler bir arada olamaz. Ya sadece Kuran denilecek, ya da Kuran duvarda yüksek bir yerde asılı duracak ve biz de hadis kitaplarını okuyup oradan uydurulmuş şirk dinini öğreneceğiz.   

Bunları neden anlattım?

19 mucizesini inkar etmek mümkün değildir. Aklını kullanan, temiz kalpli ve gerçeği arayan bir kişi 19 mucizesinin delillerini incelediği vakit Kuran’ın Yüce Allah katından geldiğine kesin olarak iman eder. Kalbi dinginleşir. İmanı kat kat artar. Hadisleri olduğu gibi reddetmek zorunda kalır. Sadece Kuran der. Hem 19 mucizesine inanıp hem de hadislere inanılamaz. Yüce Allah öyle bir mekanizma koymuş ki 19 mucizesine tanık olduğunuzda Yüce Allah sizi doğruca sadece Kuran demeye kılavuzluyor. Yani ‘sıratel mustakim’ yolu olan Kuran’a iletiyor. Hadislerden uzak tutuyor.  

Sadece Kuran’a kılavuzlayan bu mekanizma nasıl işliyor?

19 mucizesine tanık olanlar bilirler ki besmelesiz başlayan biricik sure olan Tevbe suresinin sonuna, mushaf derlenirken şeytan insanlar tarafından sonradan 2 söz eklenmiştir. Bu 2 söz Yüce Allah’ın Kuran’ına eklenmiş değildir. Kuran korunmuştur. Yüce Allah Kuran’ı korur. Bu 2 söz mushafa eklenmiştir. Mushaf=Kuran değildir. Kuran=Mushaf değildir. Kuran Levh-i Mahfuz’da kayıtlı olan, rakamlanmış olan bir kitaptır.

19 mucizesi Yüce Allah’ın Kuran’ı koruma sistemi olup kesin deliller sunar. Matematiksel deliller evrensel olup galaksinin öbür ucunda yaşayan uzaylılar tarafından bile doğrulanabilir. 2+2 evrenin her yerinde 4 eder. Kesinlikle 5 etmez. Evrenin kuralları buna engel olur. 2 elmanın yanına 2 elma daha koyarsanız 4 elma olur. Asla 5 elma olmaz. Çünkü evrenin kuantum seviyesinde işleyen kuralları bize evrendeki bir şeyin asla yok olamayacağını ‘No-deleting theorem’ ve asla kopyalanamayacağı ‘No-cloning theorem’ söylüyor. 2 elma bir karadeliğe düşse bile elmanın bilgisi karadeliğin 2D yüzeyinde duruyor olacaktır. Asla kaybolmayacaktır.

Evrensel olan matematik ile 19 mucizesi Kuran’ı farklı mekanizmalar ile koruyor. Bu koruma 1974 yılında tecelli etti. 1400 yıl önce mushafa sonradan sokulan 2 sözü Kuran’dan hemen attı. Öyle kesin ve sağlam deliller sundu ki bu 2 sözü Kuran’dan kabul etmek mümkün olmuyor. Mushafa sonradan girmiş olan bu iki sözü Yüce Allah'ın Kuran’ından atmazsanız 19 mucizesine tanık olamıyorsunuz. Geride kalanlardan oluyorsunuz ve hadislere iman etmeye devam ediyorsunuz. Mushafa sonradan girmiş olan bu iki sözü Yüce Allah'ın Kuran’ından çıkarıp atarsanız 19 mucizesine tanık oluyorsunuz ve kademe alanlardan, ileri gidenlerden oluyorsunuz. Hadisleri olduğu gibi reddetmek zorunda kalıyorsunuz. Yüce Allah 19 mucizesini bir sınav/bir test yapmış. Mushafa sonradan girmiş olan bu iki 2 sözü Kuran’dan atıp Kuran’ı temizlemeyenler bu sınavı geçemiyor. Hadislere iman etmeye geri dönüyor. Elbette tavırlarından dolayı sorumlu olacaklardır.

Sahabe Abdullah bin Mesud Kuran Mushaf’ından 2 sureyi (Nas ve Felak) atmış;

Tevbe suresinin sonuna ayetmiş gibi eklenen 2 söz ile ilgili bir konuşma geçtiğinde ehli sünnette tabi olmuş kişilerin bir anda sinirlendikleri, 19 mucizesinden aslan görmüş zebra gibi kaçtıklarını görürsünüz. Delilleri incelemek yerine konuşmak bile istemezler. Onlar için bu bir tabudur. “Kuran’da ayet atmak ne demek? Sen kendini ne sanıyorsun?” gibi sözler söylerler. Oysa 19 sistemi Kuran’dan ayet atmıyor. Ayetmiş gibi sonradan mushafa sokulmuş olan 2 sözü Kuran’dan atıyor. Gerçek bir mümine düşen görev bunu araştırmak ve doğru olup olmadığını incelemektir. İncelemeden, dogmatik olarak reddetmek gerçeğe ulaşmamızı engeller. 

Ehli sünnete tabi olmuş ancak tabi olduğu hadis kitaplarını bile okumamış bir insan grubu vardır. Ancak kulaktan kulağa duydukları şeyleri tekrarlarlar. Oysa tabi oldukları hadis kitaplarını detaylı okusalar belki de hadisleri olduğu gibi terk edeceklerdir.

Buhari’nin hadis kitabından bir tane hadisi reddettiğiniz zaman ehli sünnet dininden çıkarsınız ve mürted olursunuz. Mürdet olmanın da cezası önce uyarı sonra öldürülmektir (Uydurulmuş dine göre). Ancak Buhari’nin kitabında öyle bir hadis var ki akıllara ziyan;

Bu hadis çok önemli olduğu için Arapçasını, İngilizcesini ve Türkçesini vereceğim;

حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ أَبِي لُبَابَةَ، عَنْ زِرِّ بْنِ حُبَيْشٍ، وَحَدَّثَنَا عَاصِمٌ، عَنْ زِرٍّ، قَالَ سَأَلْتُ أُبَىَّ بْنَ كَعْبٍ قُلْتُ يَا أَبَا الْمُنْذِرِ إِنَّ أَخَاكَ ابْنَ مَسْعُودٍ يَقُولُ كَذَا وَكَذَا‏.‏ فَقَالَ أُبَىٌّ سَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ لِي قِيلَ لِي‏.‏ فَقُلْتُ، قَالَ فَنَحْنُ نَقُولُ كَمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم‏.‏

I asked Ubai bin Ka`b, "O Abu AlMundhir! Your brother, Ibn Mas`ud said so-and-so (i.e., the two Mu'awwidh-at do not belong to the Qur'an)." Ubai said, "I asked Allah's Messenger (ﷺ) about them, and he said, 'They have been revealed to me, and I have recited them (as a part of the Qur'an)," So Ubai added, "So we say as Allah's Messenger (ﷺ) has said."

Ubeyy b. Ka’b’a sordum ve dedim ki: “Ya Eba Munzir! Kardeşin Abdullah b. Mes’ud şöyle şöyle sözler söylüyor (muavvizeteyn Kur’an’dan değildir diyor), sen ne dersin?” Ubeyy dedi ki: Bu iki sureyi ben de RasululIah (asm)’a sordum, bana dedi ki: “Bunlar Kur’an’dandır, oku!” Ben de okudum.” Sonra Ubeyy dedi ki: “İşte biz de Rasulullah’ın okuyup söylediği gibi okuyoruz.”

(Ravi zincirleri) sordum Ubai bin Ka`b, dedim: “Ya Ebu al-Muhzir! Kardeşin Ibn Mes’ud dedi şöyle şöyle (….); Ubai dedi: Allah’ın resûlüne (sallallahü aleyhi ve sellem) sordum ve o dedi ki bana “Bana söylendi/denildi”. (Ubai) ekledi/dedi: “Söyleriz Allah’ın resûlünün (sallallahü aleyhi ve sellem) dediğini” 

(Reference: Sahih al-Bukhari 4977 In-book reference: Book 65, Hadith 499 USC-MSA web (English) reference : Vol. 6, Book 60, Hadith 501) (Buhari, “es-Sahih”, 3/335, Tefsir kitabı, bab 114, hadis 4977)

Hadis Buhari’de mevcuttur. Ehli sünnete göre bu hadis inkar edilemez. Bu hadise göre sahabe Abdullah bin Mesud kendi oluşturduğu Kuran mushafına Nas ve Felak surelerini yani “Muavvizeteyn” surelerini almamıştır. Yani Kuran’dan kabul etmemiştir. Toplam 11 ayet olan bu surelerin ayetlerini ayet olarak kabul etmemiştir. Hadis doğru ise durum vahimdir. Çünkü Buhari’deki başka bir hadiste (Sahih al-Bukhari 3806);

حَدَّثَنِي مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ عَمْرٍو، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ مَسْرُوقٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو ـ رضى الله عنهما ـ سَمِعْتُ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ ‏ "‏ اسْتَقْرِئُوا الْقُرْآنَ مِنْ أَرْبَعَةٍ مِنَ ابْنِ مَسْعُودٍ وَسَالِمٍ مَوْلَى أَبِي حُذَيْفَةَ، وَأُبَىٍّ، وَمُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ ‏"‏‏.‏

`Abdullah bin `Amr; I heard the Prophet (ﷺ) saying, "Learn the recitation of Qur'an from four persons: Ibn Mas`ud, Salim, the freed slave of Abu Hudhaifa, Ubai and Mu`adh bin Jabal."

`Abdullah bin `Amr; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) derken duydum: “Kuran’ı okumayı 4 kişiden öğreniniz: Abdullah İbn Mes’ud, Ebu Huzeyfe’nin azatlısı Salim, Übey b. Ka’b ve Muaz b. Cebel”

Böyle çelişki mi olur? Hadis kitapları söz konusu ise her türlü çelişki olur. Kuran mushafından 2 sure atan yani 11 ayet atan Abdullah bin Mesud olunca ehli sünnete tabi olan kişilerin sesi çıkmaz. Çünkü Abdullah bin Mesud ehli sünnetin putlaştırdığı bir sahabedir. Ehli sünnette tabi olan kişiler bu sahabeleri uydurulmuş hadisler aracılığı ile tartışılamaz konuma sokmuştur. Bu hadisin doğru olduğuna kesin olarak inanan kimseler Abdullah bin Mesud’un Kuran’dan 11 ayet atmasına neden ses çıkarmıyorlar? Neden ortalığı birbirine katmıyorlar? Yapamazlar. Çünkü yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal. Tam bir çelişki. Ancak Kuran’ın 19 mucizesi delilleri ile mushafa sonradan sokulan 2 sözü deşifre ettiğinde kıyamet kopar.

Abdullah bin Mesud’un Kuran’dan Felak ve Nas surelerini attığını yani mushafına alıp almadığını kesin olarak bilmiyoruz. Bilmemize de gerek yok. Çünkü 19 sistemi kesin olarak gösteriyor ki Felak ve Nas sureleri Kuran’ın bir parçasıdır. Bunda hiçbir şüphe yoktur.

Birazcık erdemli olmak lazımdır. Omurgalı olmak lazımdır. Ya hadislere inanıp çelişkiler içinde, kalbimiz tam dinginleşmeden uyduruk dini yaşayacağız ya da cesaretli olup 19 mucizesini temiz bir kalp ile ve akıl ile inceleyeceğiz; tek tanrıcı, sadece Kuran diyen bir kişi olacağız. 19 mucizesine tanık etmesi için Yüce Allah’a temiz bir kalp ile dua etmek ilk adım olmalıdır.

En doğrusunu Allah bilir.