Bu makale Dilan Reçber kardeşimizin işaretiyle yazılmıştır. Yüce Allah razı olsun kendisinden.
Yüce Allah Kur’an’da ayların sayısının 12 olduğunu, bu 12 ayın 4 ayının haram aylar olduğunu kulları olan bizlere bildirmiştir.
Yüce Allah 9:36 âyetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Âyet No|Sure No|Âyet No|Âyet Arapça okunuş Meal |
1271|9|36|إِنَّ عِدَّةَ ٱلشُّهُورِ عِندَ ٱللَّهِ ٱثْنَا عَشَرَ شَهْرًا فِى كِتَٰبِ ٱللَّهِ يَوْمَ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ مِنْهَآ أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ذَٰلِكَ ٱلدِّينُ ٱلْقَيِّمُ فَلَا تَظْلِمُوا۟ فِيهِنَّ أَنفُسَكُمْ وَقَٰتِلُوا۟ ٱلْمُشْرِكِينَ كَآفَّةً كَمَا يُقَٰتِلُونَكُمْ كَآفَّةً وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلْمُتَّقِينَ İnne iddeteş şuhûri indallâhisnâ aşere şehren fî kitâbillâhi yevme halakas semâvâti vel arda minhâ erbeatun huruma(hurumun) zâliked dînul kayyimu fe lâ tazlimû fîhinne enfusekum ve kâtilûl muşrikîne kâffeten kemâ yukâtilûnekum kâffeh(kâffeten), va’lemû ennallâhe meal muttekîn(muttekîne). Doğrusu Allah'ın indinde/katında ayların adedi/sayısı on iki aydır; Allah'ın kitabında; yarattığı gün gökleri ve yeri; ondan dördü haramlardır; budur doğru/dimdik din; öyle ki, zulmetmeyin onlarda nefislerinize; ve katledin müşrikleri topluca/tümden, nasıl katlediyorlarsa sizleri topluca/tümden; ve bilin ki Allah birliktedir takva sahipleriyle. |
Açık ve net olarak anlarız ki Güneş sistemi oluşurken Yüce Allah ayların sayısını 12 olacak şekilde programlamıştır. Bir yılda 12 ay vardır. Diyelim ki Ay gökyüzünde tam dolunay şeklinde. Tam olarak 29.53059 gün sonra Ay tekrar tam dolunay olur. 1 ay yılında toplam 12 evre vardır; yani 12 ay vardır.
Kur’an’da ‘ay’-’şehr’-’month’ kelimesi 12 kez geçmektedir. Gerçekten de büyük bir mucizedir. Aşağıda bu geçişleri görebilirsiniz. Lütfen kendiniz tek tek kontrol ediniz. Not: Tüm kelime sayımlarında uygulanan kural gereği kelimenin tekil hali ve başına ek almış olanları sayıma dâhil edilmektedir. Sonuna ek almış formları kural gereği sayıma dâhil edilmemektedir. Bu kural tüm kelime sayımlarında geçerlidir.
Yüce Allah aşağıdaki ayetlerde şu şekilde buyurmuştur.
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
Ay kelimesi geçiş sayısı |
192|2|185|شَهْرُ رَمَضَانَ ٱلَّذِىٓ أُنزِلَ فِيهِ ٱلْقُرْءَانُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَٰتٍ مِّنَ ٱلْهُدَىٰ وَٱلْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ ٱلشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَىٰ سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ ٱللَّهُ بِكُمُ ٱلْيُسْرَ وَلَا يُرِيدُ بِكُمُ ٱلْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُوا۟ ٱلْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا۟ ٱللَّهَ عَلَىٰ مَا هَدَىٰكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân(furkâni), fe men şehide minkumu ş-şehra fel yesumh(yesumhu), ve men kâne marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn(teşkurûne). Ramazan ayı; ki indirildi onda Kur'an; bir kılavuz insanlar için; ve kılavuzdan bir bildiri/bir deklarasyon; ve furkan (doğruyu yanlışı ayırt edici); ve kim tanık oldu/şahit oldu sizlerden o aya; öyle ki, oruç tutsun onda, ve kim oldu hasta veya bir sefer üzere; o durumda sayısınca başka günlerden; diler/ister Allah sizlere kolaylık; ve istemez/dilemez sizlere güçlük/zorluk; ve bütünlemeniz/tamamlamanız için sayıyı ve yüceltmeniz için Allah’ı; sizleri doğru yola kılavuzlamasına karşı; ve belki sizler şükredersiniz. |
2 |
201|2|194|ٱلشَّهْرُ ٱلْحَرَامُ بِٱلشَّهْرِ ٱلْحَرَامِ وَٱلْحُرُمَٰتُ قِصَاصٌ فَمَنِ ٱعْتَدَىٰ عَلَيْكُمْ فَٱعْتَدُوا۟ عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا ٱعْتَدَىٰ عَلَيْكُمْ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلْمُتَّقِينَ Eş şehru l-harâmu bi ş-şehri l-harâmi vel hurumâtu kısâs(kısâsun), fe meni’tedâ aleykum fa’tedû aleyhi bi misli ma’tedâ aleykum, vettekûllâhe va’lemû ennellâhe meal muttekîn(muttekîne). Haram ay haram ayladır; ve hürmetler kısaslıdır/karşılıklıdır; öyle ki, kim sınırı aştı sizlere öyle ki, sınırı aşın ona, sınırı aştığı misliyle/benzeriyle sizlere; ve takvalı olun Allah'a; ve bilin ki Allah beraberdir muttakilerle/takva sahipleriyle. |
2 |
224|2|217|يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلشَّهْرِ ٱلْحَرَامِ قِتَالٍ فِيهِ قُلْ قِتَالٌ فِيهِ كَبِيرٌ وَصَدٌّ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ وَكُفْرٌۢ بِهِۦ وَٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ وَإِخْرَاجُ أَهْلِهِۦ مِنْهُ أَكْبَرُ عِندَ ٱللَّهِ وَٱلْفِتْنَةُ أَكْبَرُ مِنَ ٱلْقَتْلِ وَلَا يَزَالُونَ يُقَٰتِلُونَكُمْ حَتَّىٰ يَرُدُّوكُمْ عَن دِينِكُمْ إِنِ ٱسْتَطَٰعُوا۟ وَمَن يَرْتَدِدْ مِنكُمْ عَن دِينِهِۦ فَيَمُتْ وَهُوَ كَافِرٌ فَأُو۟لَٰٓئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَٰلُهُمْ فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ وَأُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلنَّارِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ Yes’elûneke ani ş-şehri l-harâmi kıtâlin fîh(fîhi), kul kıtâlun fîhi kebîr(kebîrun), ve saddun an sebîlillâhi ve kufrun bihî vel mescidil harâmi ve ihrâcu ehlihî minhu ekberu indallâh(indallâhi), vel fitnetu ekberu minel katl(katli), ve lâ yezâlûne yukâtilûnekum hattâ yeruddûkum an dînikum inistetâû ve men yertedid minkum an dînihî fe yemut ve huve kâfirun fe ulâike habitat a’mâluhum fîd dunyâ vel âhireh(âhireti), ve ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). Sorarlar sana haram ay hakkında, katletmeyi onda; de ki: “Katletme onda bir büyüktür (günahtır); ve Allah’ın yolundan alıkoymak ve kâfirlik etmek onda; ve haram mescid, ve çıkarmak halkını (mescidin) ondan (mescitten) daha büyüktür (günahtır) Allah’ın katında/indinde; ve fitne, daha büyüktür katletmekten; vazgeçmezler, katlederler sizleri döndürünceye kadar sizleri dininizden, eğer güç yetirseler; ve kim döner sizden dininden; öyle ki, ölür ve o bir kâfir; öyle ki, işte bunlar, boşa çıktı amelleri dünyada ve ahirette; ve işte bunlar yoldaşlarıdır ateşin; onlar orada ölümsüzler |
1 |
671|5|2|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تُحِلُّوا۟ شَعَٰٓئِرَ ٱللَّهِ وَلَا ٱلشَّهْرَ ٱلْحَرَامَ وَلَا ٱلْهَدْىَ وَلَا ٱلْقَلَٰٓئِدَ وَلَآ ءَآمِّينَ ٱلْبَيْتَ ٱلْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّن رَّبِّهِمْ وَرِضْوَٰنًا وَإِذَا حَلَلْتُمْ فَٱصْطَادُوا۟ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَـَٔانُ قَوْمٍ أَن صَدُّوكُمْ عَنِ ٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ أَن تَعْتَدُوا۟ وَتَعَاوَنُوا۟ عَلَى ٱلْبِرِّ وَٱلتَّقْوَىٰ وَلَا تَعَاوَنُوا۟ عَلَى ٱلْإِثْمِ وَٱلْعُدْوَٰنِ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ إِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tuhıllû şe’âirallâhi vele ş-şehra l-harâme ve lâl hedye ve lâl kalâide ve lâ ammînel beytel harâme yebtegûne fadlan min rabbihim ve rıdvânâ(rıdvânen) ve izâ haleltum fastâdû ve lâ yecrimennekum şeneânu kavmin en saddûkum anil mescidil harâmi en ta’tedû, ve teâvenû alel birri vet takva ve lâ teâvenû alel ismi vel udvâni vettekullâh(vettekullâhe) innallâhe şedîdul ıkâb(ıkâbi). Ey inanmış kimseler! İhlal etmeyin Allah'ın işaretlerini; ve haram ayı da; ve hediyeyi de; ve gerdanlıkları da; ve haram eve gelenleri de; ararlar Rablerinden fazlı/lütfu ve rızasını; ve ihramdan çıktığınız vakit; öyle ki, avlanın; cürüm işletmesin sizlere bir kavme/topluma olan kin, ki döndürdüler sizleri haram mescitten; ki sınırı aşarsınız; ve yardımlaşın iyilik/dürüstlük ve takva/sakınma üzerine; yardımlaşmayın günah ve sınırı aşma üzerine; ve takvalı olun Allah'a; doğrusu Allah şiddetlidir ukibette/cezada. |
1 |
766|5|97|جَعَلَ ٱللَّهُ ٱلْكَعْبَةَ ٱلْبَيْتَ ٱلْحَرَامَ قِيَٰمًا لِّلنَّاسِ وَٱلشَّهْرَ ٱلْحَرَامَ وَٱلْهَدْىَ وَٱلْقَلَٰٓئِدَ ذَٰلِكَ لِتَعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ يَعْلَمُ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ وَأَنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ Cealallâhul ka’betel beytel harâme kıyâmen lin nâsi ve ş-şehra l-harâme vel hedye vel kalâid(kalâide) zâlike li ta’lemû ennellâhe ya’lemu mâ fis semâvâti ve ma fîl ardı ve ennellâhe bikulli şey’in alîm(alîmun). Yaptı Allah küp şeklindekini (Kâbe’yi) haram ev; bir dikelme/dik duruş insanlar için; ve haram ayı ve hediyeyi; ve gerdanlıkları; böyledir, bilmeniz için ki Allah bilir göklerdekini ve yerdekini; ve doğrusu Allah her bir şeyi bilendir. |
1 |
1271|9|36|إِنَّ عِدَّةَ ٱلشُّهُورِ عِندَ ٱللَّهِ ٱثْنَا عَشَرَ شَهْرًا فِى كِتَٰبِ ٱللَّهِ يَوْمَ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ مِنْهَآ أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ذَٰلِكَ ٱلدِّينُ ٱلْقَيِّمُ فَلَا تَظْلِمُوا۟ فِيهِنَّ أَنفُسَكُمْ وَقَٰتِلُوا۟ ٱلْمُشْرِكِينَ كَآفَّةً كَمَا يُقَٰتِلُونَكُمْ كَآفَّةً وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلْمُتَّقِينَ İnne iddeteş şuhûri indallâhisnâ aşere şehren fî kitâbillâhi yevme halakas semâvâti vel arda minhâ erbeatun huruma(hurumun) zâliked dînul kayyimu fe lâ tazlimû fîhinne enfusekum ve kâtilûl muşrikîne kâffeten kemâ yukâtilûnekum kâffeh(kâffeten), va’lemû ennallâhe meal muttekîn(muttekîne). Doğrusu Allah'ın indinde/katında ayların adedi/sayısı on iki aydır; Allah'ın kitabında; yarattığı gün gökleri ve yeri; ondan dördü haramlardır; budur doğru/dimdik din; öyle ki, zulmetmeyin onlarda nefislerinize; ve katledin müşrikleri topluca/tümden, nasıl katlediyorlarsa sizleri topluca/tümden; ve bilin ki Allah birliktedir takva sahipleriyle. |
1 |
3616|34|12|وَلِسُلَيْمَٰنَ ٱلرِّيحَ غُدُوُّهَا شَهْرٌ وَرَوَاحُهَا شَهْرٌ وَأَسَلْنَا لَهُۥ عَيْنَ ٱلْقِطْرِ وَمِنَ ٱلْجِنِّ مَن يَعْمَلُ بَيْنَ يَدَيْهِ بِإِذْنِ رَبِّهِۦ وَمَن يَزِغْ مِنْهُمْ عَنْ أَمْرِنَا نُذِقْهُ مِنْ عَذَابِ ٱلسَّعِيرِ Ve li suleymâner rîha guduvvuhâ şehrun ve revâhuhâ şehrun, ve eselnâ lehu aynel kıtr(kıtri), ve minel cinni men ya’melu beyne yedeyhi bi izni rabbih(rabbihî), ve men yezıg minhum an emrinâ nuzıkhu min azâbis saîr(saîri). Ve Süleymân içindi rüzgâr; sabah gidişi onun (rüzgârın) bir ay; ve akşam gidişi onun (rüzgârın) bir ay; ve akıttık ona katran pınarını/gözünü; ve cinden kimse, yaptı iki elinin arasında onun, Rabbinin izniyle; ve emrimizden sapan kimseye onlardan, tattırırız ona alevli azaptan. |
2 |
4523|46|15|وَوَصَّيْنَا ٱلْإِنسَٰنَ بِوَٰلِدَيْهِ إِحْسَٰنًا حَمَلَتْهُ أُمُّهُۥ كُرْهًا وَوَضَعَتْهُ كُرْهًا وَحَمْلُهُۥ وَفِصَٰلُهُۥ ثَلَٰثُونَ شَهْرًا حَتَّىٰٓ إِذَا بَلَغَ أَشُدَّهُۥ وَبَلَغَ أَرْبَعِينَ سَنَةً قَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِىٓ أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ ٱلَّتِىٓ أَنْعَمْتَ عَلَىَّ وَعَلَىٰ وَٰلِدَىَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَٰلِحًا تَرْضَىٰهُ وَأَصْلِحْ لِى فِى ذُرِّيَّتِىٓ إِنِّى تُبْتُ إِلَيْكَ وَإِنِّى مِنَ ٱلْمُسْلِمِينَ Ve vassaynel insâne bi vâlideyhi ihsânen, hamelethu ummuhu kurhen ve vadaathu kurhan, ve hamluhu ve fisâluhu selâsûne şehren, hattâ izâ belega eşuddehu ve belega erbaîne seneten kâle rabbi evzı’nî en eşkure ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele sâlihan terdâhu ve aslıh lî fî zurriyyetî, innî tubtu ileyke ve innî minel muslimîne. Ve vasiyet ettik insana ana-babasına iyiliği-hoşluğu, taşıdı onu anası zorlukla ve doğurdu onu zorlukla ve onun taşınması ve onun sütten ayrılması otuz aydır; nihayet ulaştığı zaman olgunluk çağına ve ulaştığında kırk yaşına der: “Rabbim beni sevk eyle ki şükredeyim benim üzerime ve anam-babam üzerine bağışladığın nimetine ve ki yapayım kendisine razı olacağın düzeltici-barışa yönelik iş; ve düzelt-barışa yönelt soyumu benim için; doğrusu ben döndüm sana ve doğrusu ben teslim olanlardanım. |
1 |
6126|97|3|لَيْلَةُ ٱلْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ Leyletu l-kadri hayrun min elfi şehr. Kadir gecesi; hayırlıdır bin aydan. |
1 |
Toplam=12 |
9:36 ayetinde 12 aydan 4 tanesinin haram aylar olduğunu Rabbimiz bildirmişti. Çok ilginç ki Kur’an’ın başından 9:36 ayeti dâhil olarak toplam 8 ay kelimesi (6 ayette) geçerken 9:36 ayetinden sonra 4 ay kelimesi (3 ayette) geçer. Kur’an’da numarasız besmeleler hariç olarak 6234 ayet vardır. Böylece 1271 ayette 8 ay kelimesi geçerken 4963 ayette 4 ay kelimesi geçer.
1271 ayette |
8 ay kelimesi (+) |
4963 ayette |
4 ay kelimesi (+) |
Toplam 12 ayın 4 ayının haram aylar olduğunu işaret eden ayetten sonra toplam 4 ay kelimesinin geçmesi zaten tek başına Kur’an’ın tasarlandığını bizlere gösterir. Ancak bilimsel olarak yani istatistiksel olarak da bu veriyi test etmemiz gereklidir. Bunun için 2x2 tablo analizi yapmamız gereklidir. Kur’an’ı 9:36 ayetinden 1. kısım ve 2. kısım olarak ikiye bölelim. Bu kısımlarda geçen toplam ay kelimesini ay kelimesi geçmeyen ayetler bazında incelediğimizde aşağıdaki tabloyu elde ederiz.
9:36 ayeti dâhil öncesi (1. kısım) |
9:36 ayeti sonrası (2. kısım) |
|
Ay kelimesi geçiş sayısı (+) |
8 |
4 |
Ay kelimesi geçmeyen ayet sayısı |
1265 |
4960 |
Not: Ay kelimesi toplam 3 ayette iki kez geçmektedir. 1. kısımda 2 ayette, 2. kısımda 1 ayette. Ayet bazında analiz yapıldığı için iki ay kelimesi geçen ayetler iki ayet olarak analize dâhil edilmiştir. Bu nedenle 2x2 toplam tablo hücre toplamı 6234 yerine 6237 olarak çıkar. Daha doğru bir istatistik için bu yapılmak durumundadır.
2x2 tablo olarak bilinen bu tabloda null hipotez şudur; 9:36 ayetinin ay kelimesi geçişi ile ilgili bir özelliği yoktur. Bu ayetin Kur’an’ı iki parçaya ayırdığını düşündüğümüzde her iki parçada geçen ay kelimeleri sayıları istatistiksel olarak farklı değildir.
Bakalım öyle mi?
Öncelikle tabloda 12 ay kelimesinin istatistiksel olarak beklenen geçiş oranını verelim;
9:36 ayeti dâhil öncesi (1. Kısım) |
9:36 ayeti sonrası (2. Kısım) |
|
|
Ay kelimesi kaç kez geçer (+) |
8 (Beklenen=2.4) |
4 (Beklenen=9.6) |
Toplam=12 |
Görüldüğü üzere istatistiksel olarak normalde 1. kısımda 2.4 (yuvarlama ile 2) ay kelimesi geçmesi beklenir. 2. kısımda ise 9.6 (yuvarlama ile 10) ay kelimesi geçmesi beklenir. Oysa Kur’an’da 2 ay kelimesi beklenen bölümde 8 ay kelimesi; 10 ay kelimesi geçmesi beklenen kısımda 4 ay kelimesi geçer.
2x2 tablo istatistiğinde Ki-Kare testi (Chi-Square test) yapılır. Ki-Kare testi yaygın şekilde Pearson Ki-Kare testi ve G-testi (Likelihood ratio) olarak uygulanır. 2x2 tablonun içerdiği sayılar az ise daha doğru bir analiz için Fisher Kesin Olasılık Testi ‘Fisher's Exact Test’ yapılmalıdır.
Bizim tablomuzda 1 hücrede (25.0%) beklenen sayı 5’den az ve en düşük beklenen sayı 2.45 olduğu için tablomuzda Fisher Kesin Olasılık Testi kullanmamız gereklidir.
Fisher Kesin Olasılık Testi ‘Fisher's Exact Test’ yapıldığında p değeri 0.00066298 olarak hesaplanır. Yaklaşık olarak 10 binde 7 olarak okunabilir. Binde 0.7 olarak da okunabilir. Yüzde 0.07 olarak da okunabilir. Görüldüğü üzere bu tablodaki ay geçişlerinin oranının birbirinden farkı olmama olasılığı yüzde 0.07’dir. Kısacası ay kelimeleri geçişleri iki kısım arasında istatistiksel olarak yüzde 0.07 yanılma payıyla farklıdır.
Sonuç olarak;
Yüce Allah ufuklarda ve kendi içimizde ayetlerini göstermektedir. Biz de onları görmekteyiz; bilmekteyiz, tanık olmaktayız. Gerçekten de Yüce Allah’ın mucizeleri artık tecelli etmektedir. 1400 yıl önce inmiş bir kitapta bir ay yılındaki 12 ayın işaret edilmesi ve bu kitapta tam olarak 12 ay kelimesinin geçirilmesi gerçekten muhteşemdir. Ayrıca 12 ayın 4 tanesinin haram aylar olduğunun bildirilmesi sonrası bu kitabın sonuna kadar 4 ay kelimesinin geçirilmesi de istatistiksel olarak gerçekten Kur’an’ın tasarlandığını bizlere gösterir. Muhammed peygamberin elinde bilgisayar yoktu. Bırakın bilgisayarı A4 kâğıdı bile yoktu. Tükenmez kalemi yoktu. 23 sene içinde parça parça inmiş bir kitapta bu düzenleme asla yapılamaz. Kur’an’ın iniş sırasına göre dizilmediği de ortadadır. Bu noktada anlıyoruz ki elimizdeki Kur’an mushafının dizilişi de ilahidir.