Yüce Allah aşağıdaki 7:175 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1129|7|175|وَٱتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ ٱلَّذِىٓ ءَاتَيْنَٰهُ ءَايَٰتِنَا فَٱنسَلَخَ مِنْهَا فَأَتْبَعَهُ ٱلشَّيْطَٰنُ فَكَانَ مِنَ ٱلْغَاوِينَ Vetlu aleyhim nebeellezi ateynahu ayatina fenseleha minha fe etbeahuş şeytanu fe kane minel gavin. Onlara, şu adamın haberini de oku: Kendisine ayetlerimizi vermiştik; onlardan derisinin soyulması gibi soydu kendini-sıyrıldı, şeytan da onu peşine taktı; nihayet o, azgınlardan oluverdi. |
(فَٱنسَلَخَ) fenseleha kelimesi kökü (سلخ) bir hayvanın veya şeyin derisini soymak (flay), soymak (skin), çıkarmak-soymak (pull off, strip off) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 491 (of 1303)
7:175 ayetinin detaylandırılması;
# |
Kelime |
Anlam |
Kök |
1 |
vetlu: |
ve oku |
تلو |
2 |
aleyhim: |
onlara |
|
3 |
nebee: |
haberini |
نبا |
4 |
llezi: |
ki |
|
5 |
ateynahu: |
kendisine verdik |
اتي |
6 |
ayatina: |
ayetlerimizi |
ايي |
7 |
fenseleha: |
derisinin soyulması gibi soydu kendini, sıyrıldı |
سلخ |
8 |
minha: |
onlardan |
|
9 |
feetbeahu: |
onu peşine taktı |
تبع |
10 |
ş-şeytanu: |
şeytan |
شطن |
11 |
fe kane: |
böylece oldu |
كون |
12 |
mine: |
-dan |
|
13 |
l-gavine: |
azgınlar- |
غوي |
Bu ayette Yüce Allah’ın ayetlerinden sıyrılan, ayetlerden kendisini derisinin soyulması gibi soyan (uzaklaşan, terk eden) insanlarının durumu bildirilmiştir. Bu kişilerin yaptıkları eylem işaret edilirken kullanılan (فَٱنسَلَخَ) fenseleha kelimesi çok özel olarak seçilmiştir. Bu kelime bir sonraki ayetteki mucizeyi aydınlatacaktır.
Yüce Allah aşağıdaki 7:176 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;
Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet Arapça okunuş Meal |
1130|7|176|وَلَوْ شِئْنَا لَرَفَعْنَٰهُ بِهَا وَلَٰكِنَّهُۥٓ أَخْلَدَ إِلَى ٱلْأَرْضِ وَٱتَّبَعَ هَوَىٰهُ فَمَثَلُهُۥ كَمَثَلِ ٱلْكَلْبِ إِن تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْهُ يَلْهَث ذَّٰلِكَ مَثَلُ ٱلْقَوْمِ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا فَٱقْصُصِ ٱلْقَصَصَ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ Ve lev şi'na le refa'nahu biha ve lakinnehu ahlede ilel ardı vettebea hevah, fe meseluhu ke meselil kelb, in tahmil aleyhi yelhes ev tetrukhu yelhes, zalike meselul kavmillezine kezzebu bi ayatina, faksusil kasasa leallehum yetefekkerun. Dileseydik onu, o ayetlerle yüceltirdik. Ama o, yere saplandı, iğreti arzularına uydu. Onun durumu şu köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan dilini sarkıtarak solur, kendi haline bıraksan dilini sarkıtarak solur. Ayetlerimizi yalanlayan toplumun örneği işte budur. Bu hikayeyi anlat ki düşünüp taşınabilsinler. |
(يَلْهَثْ) yelhes kelimesi kökü (لهث) yorgunluktan dilin dışarı doğru sallaması (to loll one’s tongue with fatigue), hızlı hızlı solumak (pant), nefes nefese kalmak (gasp) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1032 (of 1303)
(ٱلْكَلْبِ) l-kelbi kelimesi kökü (كلب) köpek anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 979 (of 1303)
7:176 ayetinin detaylandırılması;
# |
Kelime |
Anlam |
Kök |
1 |
velev: |
ve şayet |
|
2 |
şi'na: |
dileseydik |
شيا |
3 |
lerafea'nahu: |
elbette onu yükseltirdik-yüceltirdik |
رفع |
4 |
biha: |
onlarla (ayetlerle) |
|
5 |
velakinnehu: |
fakat o |
|
6 |
ehlede: |
saplandı |
خلد |
7 |
ila: |
||
8 |
l-erdi: |
yere |
ارض |
9 |
vettebea: |
ve peşine düştü |
تبع |
10 |
hevahu: |
hevesinin |
هوي |
11 |
femeseluhu: |
onun misali |
مثل |
12 |
kemeseli: |
misaline benzer |
مثل |
13 |
l-kelbi: |
şu köpeğin |
كلب |
14 |
in: |
eğer |
|
15 |
tehmil: |
varsan |
حمل |
16 |
aleyhi: |
üstüne |
|
17 |
yelhes: |
dilini sarkıtıp nefes nefese solur |
لهث |
18 |
ev: |
veyahut |
|
19 |
tetrukhu: |
onu bıraksan |
ترك |
20 |
yelhes: |
dilini sarkıtıp nefes nefese solur |
لهث |
21 |
zalike: |
işte budur |
|
22 |
meselu: |
durumu |
مثل |
23 |
l-kavmi: |
toplumların |
قوم |
24 |
ellezine: |
||
25 |
kezzebu: |
yalanlayan |
كذب |
26 |
biayatina: |
ayetlerimizi |
ايي |
27 |
feksusi: |
anlat |
قصص |
28 |
l-kasasa: |
bu kıssayı |
قصص |
29 |
leallehum: |
belki |
|
30 |
yetefekkerune: |
düşünürler |
فكر |
İşte bu ayette büyük bir mucize ve işaret vardır. 7:175 ayetinde derisinin soyulması-yüzülmesi gibi Yüce Allah’ın ayetlerinden sıyrılanlar-soyulanlar (ayetlerden uzaklaşanlar) 7:176 ayetinde nefes nefese kalmış bir köpeğin dilini sarkıtıp hızlı hızlı solumasına benzetilmiştir.
Yüce Allah neden dilini sarkıtıp soluyan köpeği örnek vermiştir?
Köpeklerin vücut sıcaklıklarını kontrol etmeleri insanlardan çok farklıdır. Efor sarf eden (koşan) bir insanın vücut sıcaklığı doğal olarak artar. Artan sıcaklığın normale dönmesi için ısı kaybedilmesi gereklidir. Bu ısı kaybını terleme sağlar. İnsanların deri-cilt üzerindeki ter bezleri ile terleme gerçekleşir. Terleme ile kısa süre içerisinde ısı kaybı olur ve vücut sıcaklığı normal seviyelere düşürülür.
Özetle; Deri olmadan insan terleyemez ve vücut sıcaklığını düşüremez.
Fakat köpeklerde bu şekilde bir sistem yoktur çünkü köpeklerin deri-ciltlerindeki ter bezleri çok ama çok azdır. Efor ile ısınan vücudun sıcaklığının tekrar eski haline getirilmesinde rol oynayamaz.
Peki; köpekler vücut sıcaklıklarını nasıl kontrol ederler?
Efor sarf eden (koşan), vücut sıcaklığı artan bir köpek nasıl bir mekanizma ile soğur?
Dilini sarkıtıp hızlı hızlı nefes alıp vererek (‘panting’) soğur. Bunun mekanizması şudur;
Köpek sıcak nefesi verdiğinde dışarıda olan ıslak dil ile temasla hızla buharlaşır ve uçar. Hızlı ısı kaybına neden olur. Köpek de vücut sıcaklığını düşürmüş olur.
Yani diğer bir deyiş ile insanların derilerindeki terleme özelliği köpeklerin dil sarkıtıp hızlı hızlı solumaları ile (‘panting’) aynı görevi yapmaktadır.
Aşağıdaki video kızılötesi kamera ile çekilmiştir. Köpeğin sıcak olan (kızıl alanlar) dilini dışarı çıkarması ve hızlı nefes alıp vermesi ile soğuma sağlanır.
İşte mucize de bu noktadadır.
Derinin soyulması ve terleme fonksiyonunun kaybolması ile köpeğin derisinin terleme fonksiyonunun olmaması çok ince bir şekilde işaret edilmiştir.
7:176 ayetinde çok özel bir işaret daha mevcuttur. Çok yorulan köpeklerin vücut sıcaklığı bazen o kadar artar ki dil sarkıtıp solumaları bile vücut sıcaklıklarını kontrol edemez. Mecburen durmak ve zorunlu dinlenmek zorundadırlar. Tam da ayetteki durum gibi. Üstüne varsan da dilini sarkıtıp solur, onu bıraksan da. Muhteşem bir tespit.
7:176 ayetinde verilen bu örneğin önemli bir örnek olduğu ve üstünde düşünülmesi gerektiği net bir şekilde bildirilir. Çünkü 7:175 ile 7:176 ayetlerinde bilimsel bir işaret karşımıza çıkmaktadır. Yüce Allah bu işaretler hakkında düşünülmesi gerektiğini bildirmektedir.